Bu çalýþmada, H.264 AVC video kodlayýcýsýnýn SP tipi çerçeveleri, gerçek internet üzerinde çalýþan bir video akýþlandýrma uygulamasýnda etkin kalite deðiþimini saðlamak üzere kullanýlmýþtýr. Uyarlamalý bir video akýþlandýrma uygulamasý geliþtirilmiþ ve bu algoritma kullanýlarak SP tipi çerçevelerin kazanýmý, standart I tipi çerçeveler ile karþýlaþtýrýlmýþtýr. Farklý að koþullarýnda yapýlan ölçümler, karþýlaþtýrmalarýn eþit þartlarda yapýldýðýný göstermek amacýyla her deney için incelenmiþtir. Belirli koþullar altýnda, SP tipi çerçevelerin kazanýmý arttýrdýðý, aksi durumda sisteme sadece ekyük getirebileceði gözlemlenmiþtir. Bu gözleme baðlý olarak, farklý video tipi – sýkýþýklýk düzeyi için farklý GOP desenleri önerilmiþtir.

In this work, SP frames of the extended profile of H.264 AVC video codec are utilized to obtain efficient switching for actual video streaming experiments on the Internet. An adaptive algorithm is developed and by using this algorithm, performance of SP frames is compared with that of standard I-frame switching. Detailed measurements of network conditions are given for each experiment to indicate that comparisons are carried out in fair conditions. It has been observed that, under certain conditions, SP frames can improve performance considerably whereas in the others, they may only introduce overhead. Based on this observation different GOP patterns are proposed for different video type-congestion level combinations.

Macar algoritmasý bilgisayar bilimleri literatüründe en çok bilinen yöntemlerden birisidir. Bu yöntem ile maliyet matrisi her adýmda sistematik bir þekilde yeni bir indirgenmiþ matrise dönüþtürülerek atama problemine çözüm getirilmektedir. Algoritmanýn alt yordamýnda matriste sýfýr içeren tüm hücreler en az sayýda çizgi ile kapatýlmakta ve çizgilerin durumuna göre matris üzerinde iþlem yapýlmaktadýr. Bu makalede literatürdeki en az sayýda çizgi ile kapatma teknikleri incelenecek ve yeni bir yöntem önerisinde bulunularak hesaplama denemelerinin sonuçlarý tartýþýlacaktýr.

The Hungarian algorithm is one of the most well-known methods in computer science literature. By this method, in each step the cost matrix is systematically reduced to a new matrix in order to obtain an optimal solution for the assignment problem. The subroutine of the algorithm includes determining the minimum number of lines needed to cover all zeros in the reduced cost matrix and modifying the matrix according to the number of lines. In this paper, firstly the methods in literature including the covering all zeros with a minimum number of lines are examined, then a new method is proposed and computational experiments are discussed.

Bu çalýþmada, yakýn zamanda sunulmuþ spektral modüler aritmetik iþlemlerinin aritmetik karmaþýklýðý üzerindeki bir analiz adým adým deðerlendirme yöntemi ile karþýlaþtýrýlmýþtýr. Bilgisayar aritmetiðinde spektral yöntemlerin standart kullanýmý çarpma ve indirgeme adýmlarýnýn spektrum ve zaman uzayýnda birbirinden ayrý olarak gerçekleþtirilmesi gerektiðini belirtmektedir. Bu tarz bir prosedür ise açýkça tam dönümlü (ileri ve geri yönde) DFT hesaplamalarýna ihtiyaç duymaktadýr. Öte yandan, bazý kýsmý deðerlerin iþlem sýrasýnda hesaplanmasý ile, yeni yöntemler indirgeme iþlemi de dahil olmak üzere tüm verilerin tüm zamanlarda spektrumda tutulmasýný gerektiren bir yaklaþýmý benimsemiþlerdir. Tüm bu yaklaþýmlarýn iþlem süresi performanslarýný karþýlaþtýrdýðýmýzda, tam dönümlü algoritmalarýn son zamanlarda önerilmiþ yöntemlerden daha iyi performans gösterdiðini bu çalýþmada göstermiþ bulunmaktayýz.

An analysis on the arithmetic complexity of recently proposed spectral modular arithmetic – in particular spectral modular multiplication- is presented through a step-by-step evaluation. Standart use of spectral methods in computer arithmetic instructs to utilize separated multiplication and reduction steps taking place in spectrum and time domains respectively. Such a procedure clearly needs full return (forward and backward) DFT calculations. On the other hand, by calculating some partial values on-the-fly, new methods adopt an approach that keeps the data in the spectrum at all times, including the reduction process. After comparing the timing performances of these approaches, it is concluded that full return algorithms perform better than the recently proposed methods.

Bu çalýþma ile üniversitelerde belirli dönemlerde manüel olarak hazýrlanan sýnav takvimi uygulamalarý otomasyon kapsamýna alýnmýþtýr. Uygulamada Evrimsel Hesaplama yöntemi kullanýlmýþ olup, gerekli kontroller ve iyileþtirmeler üniversite yönetiminin isteði doðrultusunda yapýlmýþtýr. Uygulama iki bölümden oluþmaktadýr. Birinci bölümde veriler ilgili birimlerden web ortamýnda toplanmakta, ikinci bölümde ise geliþtirilen masaüstü uygulama çalýþtýrýlarak istenen sonuçlar alýnmaktadýr. Uygulamanýn hayata geçirilmesi ile birlikte sýnav takvimi hazýrlamak için harcanan zaman kýsalmaktadýr. Ayrýca uygulama ile kullanýlan verilerin birçoðu doðrudan gerçek zamanlý olarak öðrenci iþleri otomasyon sistemi veritabanýndan alýnmakta olduðu için; alttan dersi kalan ya da üstten ders alan öðrenci takibi gibi sýnav çakýþmasý sorunlarý da tamamen ortadan kalkacaktýr. Çalýþmada mevcut öðrenci otomasyon sistemi veritabanýna eklenen tablolar açýklanmakta, ayrýca eldeki verilerin Genetik Algoritma yöntemine uygulanma aþamalarý verilmektedir. Uygulama aþamasýnda kullanýlan kýsýtlar da programýn önemli bir parçasýný oluþturmaktadýr. Bunun dýþýnda programýn arayüzleri örnekleriyle birlikte yer almaktadýr. Sonuç olarak, oluþturulmuþ sýnav programý takviminden bir örnek çýktýya da yer verilmiþtir.

In this study, manually (paperwork) and periodically prepared exam scheduling applications at universities have been taken into a computer automation system by developing a software solution. In the software developed by the authors, Evolutionary Algorithm method has been applied and university administration’s specific improvement requests have also been taken into consideration while developing the software. The developed software has two parts: First part is about collecting data through the web application, and the second part is the application project, which calculates the final scheduling results. By utilizing the software, a considerable amount of time lost by manually preparing exam schedules will be saved. In addition, with the real-time connection to the student automation system database, numerous problems will be vanished, i.e. students/classes exam scheduling conflicts, etc. In the study, tables added to the current student automation system database have been explained. Additionally, by applying the genetic algorithm methods to the various parts of data have been examined along with the constraints used in the application, which are essential parts of the software. User interfaces have been designed with their sample instances. Finally, exam-scheduling table has been created and an example output of the schedule has been generated in the study.

Bu uygulamada, orta ölçekli bir iþletmenin gerçek zamanlý ve geçmiþe yönelik enerji takibinin bilgisayar ara yüzünden izlenmesi gerçekleþtirilmiþtir. Enerjinin ölçülmesi için akým ve gerilim bilgilerini Programlanabilir Lojik Kontrolörün ( PLC) algýlayacaðý seviyeye getiren bir kart tasarlanmýþtýr. Bu karttan alýnan akým ve gerilim bilgileri, PLC’nin analog kanallarý ile okunmaktadýr. Sistemin güç katsayýsýnýn algýlanmasý için, bir sýfýr geçiþ detektörü tasarlanmýþtýr. Sýfýr geçiþ detektöründen elde edilen sinyaller arasýndaki zaman farký FM 350-1 sayýcý modül kullanýlarak ölçülmüþtür. Alýnan bilgiler, PLC tarafýndan RS485/RS232 dönüþtürme protokolü kullanarak, bilgisayarýn seri iletiþim kanalý aracýlýðý ile veritabanýna aktarýlmaktadýr. Elde edilen veriler, C# programlama dili kullanýlarak tasarlanan bir arayüz ile anlýk takip edilebilmektedir. Elde edilen veriler sürekli olarak kaydedilerek geçmiþe yönelik enerji analizleri yapma olanaðý saðlanmýþtýr. Böylece, istenildiðinde belirlenen zaman aralýðýnda kullanýlan aktif, reaktif ve görünür güçler gözlemlenebilmektedir. Geçmiþe yönelik enerji izleme sistemi kullanýlarak iþletmelerin fazla enerji harcadýðý zamanlar tespit edilebilmektedir. Böylece, yoðun çalýþma saatleri enerjinin ucuz olduðu zamanlara kaydýrýlarak kullanýlan enerjinin iþletmeye olan maliyetinin azaltýlmasý gibi olanaklar saðlanmaktadýr.

In this study, energy monitoring system of a medium scale industrial plant is achieved through a computer interface both in real time and retrospective using recent data. In order to measure the energy, a measurement card is designed to convert the voltage and current signals in suitable levels for a programmable logic controller (PLC). Current and voltage signals received from the measurement card are sensed by the analogue channels of the PLC. A zero-crossing detector is also designed to measure the power factor of the system. Time difference between the signals which are obtained from the zero-crossing detector is measured by using FM 350-01 counter module. All data received are transferred into a database located at the host computer by the PLC using RS485/RS232 communication protocol. Data obtained from the system can be monitored momentarily through an interface that is designed in C# programming language. Furthermore, retrospective energy analysis of the system is made possible by saving the data obtained continuously. Thus, active, reactive and apparent power values can be observed for a specific time interval. By using the retrospective energy analysis system, time periods in which the energy is more consumed can be determined. Thanks to this feature, work load of the plant can be programmed to specific times when the energy is cheaper in order to reduce the energy costs.

Ontoloji tabanlý üst veri, içerik seviyesinde bilgiye biçimsel anlamsallýk kazandýran ontolojiler temelindedir. Bu çalýþmada, Ulusal Saðlýk Veri Sözlüðü (USVS) için geliþtirilen ve üst veri modellenmesini hedefleyen ontoloji tabanlý üst veri yönetimi önerilmiþtir. USVS, Türkiye genelinde bütün saðlýk kurumlarýnda referans olarak kullanýlmakta ve terminoloji bakýmýndan büyük katký saðlamaktadýr. Önerilen ontoloji tabanlý üst veri
yönetimi, üst veri gereksinimlerini modelleme metodolojisi kullanýlarak gerçekleþtirilmiþtir. Bu metodoloji; üst veri ile ilgili kullanýcýlarýn belirlenmesi, her bir kullanýcý için üst veri gereksinimlerinin listelenmesi, üst veri kaynaklarýnýn tanýmlanmasý, üst verinin sýnýflandýrýlmasý ve bir üst veri modeli oluþturma süreçlerini içermektedir.

Ontology based metadata is based on ontologies that give formal semantics to information for content level. In this study, ontology based metadata management that intended the metadata modeling developed for National Health Data Dictionary (NHDD) was proposed. NHDD is used as a reference to all health institutions in Turkey and it provides great contribution in terms of the terminology. The approach of the proposed ontology based metadata management was achieved by using modeling methodology of metadata requirements. This methodology includes determination of metadata beneficiaries, listing of metadata requirements for each beneficiary, identification of the source of metadata, categorizing of metadata and a metamodel building.

Bünyesinde uçak, radar, gemi, tank v.b silah sistemlerini bulunduran her ülke, silah sistemlerini faal halde tutmak amacýyla harekât ihtiyaçlarýný karþýlamak zorundadýr. Harekât ihtiyaçlarý silah sistemleri envantere girmeden önce ya da envantere girdikten sonra belirlenir. Girmeden önce belirlendiðinde ilk idame ihtiyaçlarý, girdikten sonra ise idame iþletme ihtiyaçlarý olarak adlandýrýlýr. Bu çalýþmada, yakýn gelecekte Türkiye’nin
envanterine yeni uçak gireceðinden dolayý ilk idame iþletme safhasýna ve ilk idame için ayrýlan malzeme bütçesinin büyük çoðunluðunu tamirlik malzemeler oluþturduðu için de tamirlik malzemelere yoðunlaþýlmýþtýr. Ýlk idame ihtiyaçlarýnýn belirlenmesi kapsamýnda, Türkiye ve ABD’de uygulanan algoritmalara göre daha iyi sonuç veren bir algoritma geliþtirilmiþ ve geliþtirilen bu algoritmanýn etkinliði miktar ve maliyet bazýnda F-16
uçaðýna ait gerçek bir veri setinde uygulanarak gösterilmiþtir.

Every country that has military systems such as aircraft, radar, warship or tank has to meet the operational needs of those military systems in order to keep them ready for military operations. Logistics support needs are defined basically either before or after procurement. If they are defined before procurement, they are called “initial support requirement”, otherwise called “sustainment support requirement”. Due to the fact that new system will be added into the Turkish military inventory, it is focused on the initial support requirement phase. In addition to that, it is focused on repairable items since most of the material acquisition cost within the initial support budget is allocated to repairable items. In this study, within the scope of initial support requirements,
the method that produces much better results in terms of quantity and cost perspective than the ones used in Turkey and USA is established and demonstrated by using real data set of F-16.