Bu çalýþmada literatürde az sayýda rastlanan ve birden fazla kayma yüzeyli (BFKY) yatak olarak bilinen yatak çeþitlerinden "eliptik yatak" hesabý için yeni bir yaklaþým geliþtirilmiþtir. Makalede, bu yaklaþým þekli ve süperpozisyona gerek kalmadan performanslarýn bulunuþu gösterilmektedir.

In this study, a new approach is proposed in the calculation of performance characteristics of elliptic bearings of Multi-Shearing-Surface (MSS) type which has widely been used yet. The number of researches available in this area are far below the needs. This paper presents the proposed approach and the performance of bearings without use of superposition.

Sývýlaþtýrýlmýþ doðal gaz (LNG) olayý Türkiye açýsýndan oldukça yenidir. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti arz kaynaklarýnýn çeþitlendirilmesi ve mevsimsel yükün dengelenmesi amacýyla Cezayir'den LNG ithal etmeyi kararlaþtýrmýþtýr. Marmara Ereðlisindeki terminale ilk gemi yüklenmesi 3 Aðustos 1994 tarihinde gerçekleþmiþtir. Tekrar gaz haline getirilen LNG ana iletim hattýna verilecektir. Dünya doðal gaz ticaretinde LNG nin payý 1988 yýlýnda yaklaþýk %22.1’dir. Tahminlere göre, LNG payýnýn artarak gelecekte bütün dünyaya hýzla yayýlacaðý beklenmektedir. Bu makalede, LNG'nin hazýrlanmasý, yeniden sývýlaþtýrýlmasý, daðýtýlmasý ve kullanýlmasý incelendi. Özellikle doðal gazýn sývýlaþtýrýlmasýna aðýrlýk verildi.

Liquefied Natural Gas (LNG) processes are very new in Turkey. The Government of Turkey, due to diversification of supply and balancing of seasonal load, decided to import LNG from Algeria. The first shipment in Marmara Ereðli import terminal has been carried out in the August the 3 rd, 1994. LNG after regasification will be injected into the main transmission pipeline. The share of LNG in the world natural gas trade was approixmately 22.1% in 1988. According to the forecast, LNG share will be rapidly spreading all over the world in near future. In this paper, treatment, liquefaction, transport, storage, regasification, distribution and utilisation of LNG are examined. Particular attention has given into liquefaction of natural gas.

Aþýnma olayýnýn sýnýflandýrýlmasý, deðiþik bakýþ açýlarýndan yapýlabilir. Aþýnma mekanizmalarý, aþýnma tipleri ile karýþtýrýlmamalýdýr. Triboloji ilgili çalýþmalar, katý cisimlerin temas mekaniðinin detaylý bilgileri ile desteklenmelidir. Çoðu katý temas durumlarýnda elastik ve plastik deformasyon beraber bulunur. Böylece, temas halindeki cisme etki eden yük, cismin özünde elastik deformasyona yol açarken, yüzey pürüzlerinin uçlarýnda da lokal plastik deformayon oluþturur. Bu da mekanik sistemin aþýnma özelliklerini etkiler.

Classification of wear process can be done according to different viewpoints. Wear mechanisms should not be mixed with wear types. Study of tribology must incorporate a detailed understanding of the mechanics of contact of solid bodies. In most contact situations, it is found mixture of both elastic plastic deformations. Thus, the loads applied to solids in contact may induce elastic behaviour in the bulk of the solid bodies, localised plastic deformation at asperity tips and affects wear properties of the mechanical system.

Bu çalýþmada, polyester matriksin farklý oranlarda Al2 O3 ve grafit partikülleri takviyesi ile kompozit malzemeler üretilmiþtir. Ýmal edilen her iki kompozitte Al2 O3 ve grafit partiküllerinin hacimsel oranlarý %1, 2, 3, 4 þeklinde deðiþtirilerek hacimsel oran bir parametre olarak ele alýnmýþtýr. Al2 O3 ve grafit partiküllerinin takviyesi ile üretilen kompozit malzemelerin hacimsel oranlarýna baðlý olarak eðilme dayanýmý, modülü ve basý dayanýmýndaki deðiþimlerin eldesi için bir dizi test gerçekleþtirilmiþtir. Ayný malzeme çiftlerine ait çekme ve aþýnma özellikleri literatürden alýnarak, üretilen kompozit malzemeler için mekanik özellikleri sunma bakýmýndan bir bütünlük elde edilmiþtir. Bu sayede, tasarýmcý için alternatif malzeme olmasý, ekonomikliði ve kolay üretilebilirliði gibi avantajlarýnýn yanýnda, bahsedilen malzeme çiftlerinin hangi þartlarda seçiminin mümkün olabileceði mekanik özellikler açýsýndan deðerlendirilebilecektir.

In this study, having reinforced polyester matrix with various of compositions Al2 O3 and graphite particulate, the composites materials was manufactured. It was taken as a parameter volume fraction of Al2 O3 and graphite particulate which is varied 1, 2, 3, 4 % at manufactured both composites. A series tests were carried out examining changes of flexural and compression strengths depending on volume fraction reinforced with Al2 O3 and graphite particulate. Having taken from the literature the tensile strength and wear resistance of the same materials, in order to present mechanical properties of manufactured composite materials were obtained all the data. In this manner, being alternative materials for designers and having advantages of being cheap and easy manufactured, the materials mentioned above will be chosen under the conditions evaluated depending on mechanical properties.

Bu çalýþma; fungisit, insektisit ve yangýn önleyici olumlu etkileri bilinen borlu maddelerden borik asit (BA) ve sodyum perborat (SP)'ýn, odunda higroskopisiteyi ne ölçüde etkilediðinin belirlenmesi amacýyla gerçekleþtirilmiþtir. Suda çözünen tuz formülasyonlarý içerisinde yer alan borlu maddelerin, higroskopisitede neden olduklarý muhtemel artýþýn engellenebilmesi amacýyla; BA ve SP'ýn sulu çözeltileri yanýnda, PEG-400 (P4)'de çözündürülerek hazýrlanmýþ preparatlarý, parafin (P)'le birlikte hazýrlanan % 15'lik sulu çözeltisi ve su itici maddeler (SÝM)'den, stiren (St), metilmetakrilat (MMA) ile izosiyanat (ISO)'la birlikte tek ve ikili iþlemli emprenyelerde kullanýlan birçok çözeltileri hazýrlanmýþtýr. Araþtýrma sonuçlarý, BA ve SP'ýn tam kuru oduna oranla % 0.69-4.60 gibi düþük retensiyonlarýna karþýlýk, bunlardan anlamlý derecede (P?0.05) farklý olmak üzere P4'lü çözeltiler ve SÝM'de % 20-60 gibi yüksek retensiyon oranlarý elde edildiðini göstermiþtir. Retensiyon oranlarý üzerindeki belirleyici etkenin çözücü madde olduðu ortaya çýkarken, higroskopisite açýsýndan 4 farklý homojenlik grubu oluþmuþtur. Bunlar, higroskopisiteyi en çok artýran maddelerden baþlayarak; (1) P4, (2) P4+BA veya SP, Kontrol, (3) SÝM, BA veya SP+SÝM ve (4) P+BA+Bx'týr. Böylece, P4 dýþýnda hiçbir uygulamanýn odunda kontrole oranla higroskopisiteyi önemli derecede ( P? 0.05) artýrmadýðý belirlenmiþtir.

As a water borne salt type, boron salts also tend to increase in hygroscopicity of wood. This phonomenon is known as one of the disadvantages of these salts in wood preservation in spite of their protective effectiveness against biological agents and fire. This study was designed to determine the rate of higroscopicity both treated and untreated Brutia pine wood. Impregnation solutions of boric acid (BA) and sodium perborate (SP) was prepared by water and polyethylene glycol (PEG)-400 (P4). Additionally, some water repellents (WRs) such as paraffin wax (P), styrene (St), methylmethacrylate (MMA) and isocyanate (ISO) were used to keep the hygroscopicity level of wood at an acceptable level. Results indicated that paraffin wax and WRs were considerably lowered the hygroscopicity of wood. 4 homogenity groups were formed from the statistical analysis as follows (from the most hygroscopic treatments to lesser, respectively): (1) P4, (2) P4+BA or SP, control, (3) WRs, BA or SP+WRs and, (4) P+BA+Bx (% 15 aqueous solution). None of the solutions increased the hygroscopicity of wood than control treatments, but P4 (P? 0.05).

Bu çalýþmada, tütün tozu, üzüm cibresi ve mantar kompostu gibi organik madde kapsamlarý yüksek olan bazý iþletme atýklarýnýn, bitki yetiþtirme ortamý açýsýndan önemli bazý fiziksel ve kimyasal özellikleri araþtýrýlmýþtýr. Araþtýrmadan elde edilen sonuçlara göre, bütün materyallerin bazý fiziksel özellikleri yetersiz bulunurken, besin maddesi kapsamlarý son derece yüksek olarak tesbit edilmiþtir.

Some physical and chemical properties of tobacco dust, grape marc and mushroom compost, which contain high organic matter, were as plant growth medium investigated. According to research results, the some physical properties of all wastes were found insufficient, although, nutrient contents were found very high.

Bu araþtýrma Burhaniye Yöresinde topraklarýnýn verimlilik ve diðer problemlerini belirlemek amacýyla yapýlmýþtýr. Araþtýrma konusu topraklar allüviyal topraklardýr. Ýklim mutedil ve yarý yaðýþlýdýr. Bitki örtüsü tarýmsal bitkilerdir. Topoðrafya hemen hemen düzdür. Hakim toprak yapýcý süreçler zayýf kireçleþme ve podzollaþma, yýkanma, birikme, kayýp, yer deðiþtirme ve sentezdir. Horizonlaþma durumu zayýftýr. Hidrolik geçirgenlik sýnýflarý orta yavaþ, orta ve orta hýzlýdýr. Drenaj orta ve yetersizdir. Tekstür sýnýflarý orta, orta derecede ince ve incedir. Bu topraklar tuzsuz topraklardýr. Reaksiyon sýnýflarý hafif alkali ve orta derecede alkalidir. Kireçlilik sýnýflarý eseri, az kireçli ve orta derecede az kireçlidir. Organik madde sýnýflarý çok az, az, orta ve yüksektir. Bunlara ilaveten bir kýsým verimlilik, toprak amenajman kompaktlaþma ve pulluk tabaný oluþumu ve ilgili diðer problemler de mevcuttur.

The research was carried out with aim of determining fertility and other problems in the vicinity of Burhaniye. The research soils are alluvial soils. The climate is moderate and semi humid. The vegetation are agricultural plants. The topography is almost smooth. Dominant soil farming processes are weak calcification and podsolization, eluviasyon, illuviasyon, loss, translocation and synthesis. The aspect of horizonation is weak. Hydraulic conductivity classes are moderately slow, medium and moderately speed. Drainage classes are medium and poor. Texture classes are medium, moderately fine and fine. These soils are insaline soils. Reaction classes are slightly alkali and moderately alkali. Calcareous classes are trace, few and moderately few. Organic matter classes are very few, few, medium and high. Phosphorus and potassium classes are very few, few, medium and high. In addition some fertility, soil management and other related problems are exist. For example forming of compacting and plow pan.