Son yýllarda saðlýklý ve bilinçli tüketici gruplarýnýn artmasý ile fonksiyonel gýda pazarý hýzla büyümektedir. Fonksiyonel gýda alanýnda en fazla ürün süt ve süt ürünlerinde yer almaktadýr. Tüm dünyada popüler olan fonksiyonel ürünlerin ülkemizde çeþitliliði sýnýrlýdýr. Fonksiyonel gýda pazarýnda süt ve süt ürünleri alanýnda probiyotik özellikli mikroorganizmalarýn kullanýlmasý toplum saðlýðýna olumlu katkýlar saðlamaktadýr. Probiyotik özellikli ürünlerin baðýrsak baðýþýklýk sistemini düzenleyerek baðýþýklýk sistemini etkilediði pek çok araþtýrmada belirtilmektedir. Bu araþtýrmada fermente bir süt ürünü olan besleyici yönü ile özellikle genç ve çocuklarýn tercih ettiði Labne ürününe fonksiyonel özellik kazandýrýlmasý amaçlanmýþtýr. Probiyotik özellikli kültürler kullanýlarak üretilen ürünlere alternatif olarak bir ürün geliþtirilmiþtir. Araþtýrmada yoðurt kültürü kullanýlarak üretilen Labne ile Lactobacillus acidophilus kültürü kullanýlarak üretilen Labne ürünleri kimyasal, mikrobiyolojik ve duyusal analizler yapýlarak, veriler istatistiksel olarak deðerlendirilmiþtir. Yoðurt kültürlü Labne ve probiyotik özellikli Labnenin pH deðerleri sýrasýyla 4.53 ve 4.58; laktik asit cinsinden asitlik deðerleri de sýrasýyla 0.52 ve 0.53 belirlenmiþtir. Geliþtirilen fonksiyonel yeni bir ürün olan probiyotik özellikli Labne ürününde yaklaþýk %21 yað, %29.38 kurumadde ve 8.97 log kob/g probiyotik özellikli mikroorganizma içermektedir. Duyusal analiz sonuçlarýna göre en çok beðeniyi geliþtirilen Labne ürünü almýþtýr.

The recent years, functional food market has been dramatically growing due to the increasing number of conscious consumers. More products in the field of functional foods include dairy products. Diversity of functional foods that are very popular in the world are very limited in Turkey. Use of probiotic microorganisms in dairy products are provided positive contribution to public health. Probiotic products are featured in many studies to affect the intestinal immune system, regulating the immune system. The aim of this reseach was to use probiotic starter culture to improve functional properties of Labne that is a very nutritious dairy product and preferred by children and youths. The quality properties (chemical, microbiological and sensorial) of Labneh were determined. pH value and lactic acid of Labneh sample with yogurt culture and Labneh sample produced with Lactobacillus acidophilus culture were determined 4.53 and 4.58; 0.52 and 0.53, respectively. Labneh sample containing probiotic culture had 21% fat and 29.38% total solid. Labneh sample with probiotic culture contained 8.97 log cfu/ml as content of L. acidophilus. Result of sensory analyses showed that Labneh sample produced using L. acidophilus had higher taste, odor and texture scores.

Bu çalýþmada ham bornozluk havlu kumaþlarda dokuma üretimi süresince oluþan belirli dokuma hatalarýnýn sayýlarý istatistiksel proses kontrol teknikleriyle incelenmiþtir. Bornozluk havlu kumaþ dokumasý yapan bir iþletmede seçilen standart bir kumaþ üretimi için, dokuma sonrasý ham kumaþ hata kontrolü yapýlmýþtýr. Iþýklý kontrol panosunda, deneyimli kontrol elemanlarýnca yapýlan kontrol sonucu görülen dokuma hatalarýnýn sayýlarý kalite kontrol kartlarýna iþlenmiþtir. Ýstatistiksel proses kontrol tekniklerinden pareto analizi uygulanarak, toplam hatalarýn %80’ini oluþturan hatalar ortaya çýkarýlmýþtýr. Problemlerin kaynaklarýnýn %80’inin, tüm problemlerin %20’ sini oluþturan basit nedenleri ortadan kaldýrmakla çözümlenebileceði öngörüsüne dayanarak, belirlenen hatalar için neden-sonuç diyagramlarý ve p kontrol grafikleri oluþturulmuþ ve bu hatalarýn önlenmesine yönelik çözüm önerileri sunulmuþtur.

In this study, the number of specific woven fabric defects occured on raw terry fabrics during weaving production were investigated with statistical process control techniques. Raw fabrics of a selected standart fabric production were inspected for defect detection after weaving operation in a towel production company. Defects were detected by inspection of fabric on a lighted control board by experienced experts. Number of defects were noted on quality control charts. Applying pareto analysis, defects were revealed that formed 80% of total defects. Cause-effect diagrams and p control charts were created and solution suggestions to avoid these defects were presented keeping in mind that eliminating elementary causes, which is 20% of total problems, can resolve 80% of resources of problems.

Bu çalýþmada, baca gazý desülfürizasyonundan elde edilen sülfatlanmýþ ve sülfatlanma sonrasý öðütülen fosfat örneklerinin H2SO4 çözeltisinde çözünürlükleri üzerine sýcaklýk ve asit konsantrasyonunun etkileri incelendi ve her iki örnek için elde edilen sonuçlar karþýlaþtýrýldý. Sülfatlanan ve sülfatlanma sonrasý öðütülen fosfat örneklerinin çözünmesi esnasýnda sýcaklýk ve asit konsantrasyonu arttýkça çözünme hýzýnýn arttýðý gözlendi. Çözünme reaksiyonunun her iki örnek için farklý hýz kontrol basamaklarýna sahip iki bölgeye ayrýlabileceði görüldü. Kontrol basamaðýnýn düþük dönüþümlerde yalancý birinci mertebe reaksiyon, yüksek dönüþümlerde ürün (kül) filminden difüzyon kontrollü olduðu belirlendi.

In this study, the effects of temperature and acid concentration on the dissolution of the sulfated and ground after sulfation phosphate samples in sulfuric acid solution obtained after flue gas desulfurization were investigated and the results were compared for both samples. It was observed that the dissolution rate increased as the temperature and acid concentration increased during the dissolution of sulfated and ground after sulfation phosphate samples. It was shown that the dissolution reaction can be divided into two regions, with different rate controlling steps for both samples. The controlling step was determined as pseudo-first order reaction at low conversions and diffusion through the product (ash) layer at high conversions.

Bu çalýþmada, sodyum akrilat esaslý hidrojel ve kriyojellerin þiþme davranýþlarý (þiþme kapasitesi, denge þiþme deðeri ve þiþme kinetiði), boyar madde (metilen mavisi) adsorpsiyonu ve mekanik özellikleri karþýlaþtýrmalý olarak incelenmiþtir. Kinetik paramatreler, doðrusal ve doðrusal olmayan metotlar kullanýlarak belirlenmiþtir. Buna ek olarak, kriyojel ve hidrojel yapýlarýn yüzey morfolojileri, taramalý elektron mikroskobu (SEM) kullanýlarak karakterize edilmiþtir. Analizlerden elde edilen tüm sonuçlar karþýlaþtýrmalý olarak deðerlendirilmiþtir.

In this study, swelling behavior (swelling capacity, equilibrium swelling ratio and swelling kinetics), basic dye (methylene blue) adsorption and mechanical properties of sodium acrylate based hydrogel and cryogels were comparatively investigated. Kinetic parameters were determined using linear and non-linear methods. In addition, the surface morphologies of cryogel and hydrogel structures were characterized using by Scanning Electron Microscopy (SEM). All results obtained from analyses were comparatively evaluated.

Mazýdaðý fosfat kayasýnýn inert ( N2) ortamda ýsýl bozunma kinetiði 2, 5, 10 ve 20 K dak-1 ýsýtma hýzlarýnda termal analiz teknikleri (TG/DTG) ile incelendi. TG ve DTG ölçümlerinde 873-1173 K sýcaklýk aralýðýnda fosfat kayasýnýn ýsýl bozunmasýnýn tek basamaklý bozunma olduðu görüldü. TG ve DTG eðrilerinden elde edilen verilere eþ dönüþüm metotlarý Kissinger–Akahira–Sunose (KAS) ve Flynn-Wall-Ozawa (FWO)uygulanarak aktivasyon enerjileri sýrasýyla 170 ve 187 kJmol-1 olarak bulundu. Fosfat kayasýnýn ýsýl bozunmasýnýn çekirdeklenme ve büyüme (-ln(1-α)2/3) mekanizmasýna göre meydana geldiði belirlendi. Ön üssel faktör (ln A) ise 20.47 olarak tespit edildi.

The kinetics of thermal decomposition of the phosphate rock was studied by means of thermal analysis techniques (TG/DTG) in inert nitrogen (N2) atmosphere at heating rates of 2, 5, 10, and 20 K min-1. TG and DTG measurements indicated that calcination of the phosphate rock has single-stage degradation in between 873-1173 K. Kissinger–Akahira–Sunose (KAS) and Flynn-Wall-Ozawa (FWO) isoconversional methods were applied to the data obtained from TG and DTG curves and the activation energies were found as 170 ve 187 kJmol-1, respectively. It was determined that the thermal decomposition mechanism of phosphate rock was occurred via nucleation and growth (-ln(1-α)2/3) mechanism. Pre-exponentional factor (lnA) was determined as 20.47.

Son yýllarda tüketicilerin tekstil ürünlerinden beklentilerinin artmasý ve giysi tercihlerinde konforun ön sýralarda yer almaya baþlamasýyla birlikte araþtýrmacýlar ile tekstil ve hazýr giyim üreticileri daha konforlu giysi sistemlerinin geliþtirilmesi konusuna yoðunlaþmýþlardýr. Yapay sinir aðlarý sistemleri ise bu geliþmelere katkýda bulunmaya çalýþan araþtýrma teknikleri arasýnda yer almaktadýr.
Literatürde, çeþitli kumaþ parametreleri ile giyim konforu arasýndaki iliþkiyi analiz etmek amacýyla istatistiksel yöntemler kullanýlarak birçok araþtýrma yapýlmýþtýr. Ancak kullanýlan istatistiksel yöntemlerde bazý kýsýtlamalar bulunmaktadýr. Ýstatistiksel modellemede karþýlaþýlan en yaygýn problemlerden birisi giyim konforunu etkileyen farklý parametrelerin giyim konforu ile doðrusal olmayan iliþkisidir. Yapay sinir aðlarý sistemleri bütün parametrelerin ortaklaþa etkisini göz önünde bulundurarak tahminleme yapmaya çalýþan yöntemlerden bir tanesi olarak bilinmektedir.
Bu çalýþma kapsamýnda giyim konforunun tahminlenmesinde yapay sinir aðlarý sistemlerinin kullanýmýna yönelik bir literatür araþtýrmasý yapýlmýþtýr.

In recent years, with the increasing of consumers’ expectations from textile products, researchers and producers of textile and apparel sectors focused on development of comfortable clothing systems. Artificial neural networks systems are research techniques that are trying to contribute to these developments.
There are a lot of researches in literature about analysing relationship between clothing comfort and parameters of fabrics using statistical methods. On the other hand, there are some limitations in using them. One of the most common problems encountered in statistical modelling is non-linear relationship between clothing comfort and the parameters of fabrics. Artificial neural networks systems are known trying to make prediction considering all the impact of the parameters together.
In this study, a literature research was performed about using artificial neural networks in prediction of clothing comfort.

Atký ve çözgü örmeciliði yanýnda dokuma veya dokusuz yüzey teknikleriyle de üretilebilen sandviç tekstiller, farklý malzemelerin kullanýmýna izin vermeleri, esnek bir ürün aralýðýna ve üç boyutlu yapýya sahip olmalarý nedeniyle otomotiv tekstilleri, medikal tekstiller, jeotekstiller, spor giysileri, koruyucu tekstiller ve kompozitler gibi birçok alanda kullaným olanaðý bulmaktadýr. Ayrýca sandviç kumaþlar farklý gözenek yapýlarýnda üretilebileceðinden ses absorpsiyonu gerektiren alanlarda da kullaným potansiyeli mevcuttur. Bu çalýþmada, malzeme, kumaþ kalýnlýðý ve yüzey yapýsý gibi kumaþ parametrelerinin yuvarlak örme makinelerinde üretilen sandviç kumaþlarýn ses absorplama özelliklerine etkisi incelenmiþ ve optimum kumaþ yapýlarýnýn belirlenmesi hedeflenmiþtir.

Spacer fabrics which can be produced through weaving or nonwoven technique beside warp knitting and weft knitting processes, can be used for functional applications such as automotive textiles, medical textiles, geotextiles, sportswear, protective textiles and composites due to the possibility of using a variety of different materials, flexible product range and the three dimensional construction. Additionally they can also be used for sound absorption applications with different pore geometry. In this study, the effect of fabric parameters like material type, fabric thickness and surface structures on the sound absorption properties of circular knitted spacer fabrics was investigated and aimed to determine the optimum fabric parameters for better sound absorption.