Dokuma üretimi süresince oluþan kumaþ hatalarý, konfeksiyon üretiminde firelere yol açmaktadýr. Eðer kumaþ hatalarý konfeksiyon üretiminde fark edilmezse bitmiþ ürünün ikinci kaliteye ayrýlmasýna sebep olmaktadýr. Bu çalýþmada bir dokuma iþletmesinde, üç hafta boyunca dokuma sonrasý ýþýklý panoda yapýlan ham kumaþ kontrolü sonucu görülen kumaþ hatalarý istatistiksel yöntemler kullanýlarak incelenmiþtir. Kalite kontrol sonucu görülen hatalar sýnýflandýrýlarak kalite kontrol kartlarýna kaydedilmiþtir. Kumaþ kontrolü sonucunda görülen hata sayýlarýnýn istatistiksel deðerlendirilmesinde istatistiksel proses kontrol yöntemlerinden pareto analizi ve p kontrol grafikleri kullanýlmýþtýr.

Fabric defects that occur during weaving production causes wastage at garment production. If fabric defects can not be detected during garment production, causes separation of the finished product as second quality. In this study, in a weaving mill, raw fabrics were inspected during three weeks for defect detection after weaving operation and results were investigated using statistical methods. Detected fabric defects has been classified and noted on quality control charts. For statistical investigation of number of defects pareto analysis and p control charts were used from statistical process control methods.

Bornozluk dokuma kumaþlarda üretimin farklý aþamalarýnda oluþabilen kumaþ hatalarý, kumaþlarýn müþteriye gönderilmeden önce kontrol edilerek birinci veya ikinci kalite olarak sýnýflandýrýlmasýný gerektirmektedir. Bu çalýþmada, iki farklý sipariþ için üretilen bornozluk kadife kumaþ yüklemeleri öncesi, ýþýklý panoda deneyimli kalite kontrol elemanlarý tarafýndan kumaþ toplarýnýn hata kontrolü yapýlmýþtýr. Kontrol sýrasýnda görülen farklý hatalarýn sayýlarý ve hata boyutlarý kalite kontrol kartlarýna iþlenmiþtir. Tespit edilen hatalarýn tanýmlarý yapýlmýþ ve kumaþ hatalarý farklý hata puan sistemlerine göre puanlandýrýlmýþtýr. Bu sayede kumaþ toplarý konfeksiyon iþletmesine sevk edilmeden önce hata puan sistemlerine göre sýnýflandýrýlmýþtýr. Üretici ve müþterinin üzerinde anlaþmaya vardýðý bir hata puan sistemine göre yapýlan sýnýflandýrma sayesinde anlaþmazlýklarýn önüne geçilebilecektir.

Fabric defects that may occur at different stages of woven terry fabric production requires quality control and classification of fabrics as first or second grade before sending to customer. In this study, before shipping of two different terry fabric orders, defects were detected by inspection of fabric rolls on a lighted control board by experienced experts. Number of the defects and dimensions of the defects seen during the inspection were noted on quality control charts. Detected defects were defined and scored according to different demerit point systems. In this way, the fabric rolls were classified according to the demerit point systems before being shipped to garment enterprises. Disputes can be avoided with classification made by a demerit point system on which manufacturer and the customer have agreed.

Selülozik kumaþlar, genellikle kullaným, yýkama ve kurutma iþlemleri esnasýnda buruþma eðilimi göstermekte ve bu durum da görünüm özelliklerinin bozulmasýna yol açmaktadýr. Bu sorun, buruþmazlýk bitim iþlemi ile giderilebilmektedir. Bu amaçla pek çok kimyasal bitim iþlemi maddeleri ile çalýþýlmaktaysa da bu kimyasallar ekonomik ve ekolojik olmamalarý veya buruþmazlýk saðlarken kumaþýn fiziksel özelliklerine zarar vermeleri gibi sebeplerle geniþ kullaným alaný bulamamaktadýr. Dolayýsýyla bu konudaki çalýþmalara ve çözüm önerilerine halen ihtiyaç duyulmaktadýr. Bu çalýþmada, selülozik kumaþlarda uygulanan buruþmazlýk iþlemlerinin geçmiþten günümüze olan geliþimi, karþýlaþýlan sorunlar ve bu sorunlara çözüm getirebileceði düþünülen yeni yaklaþýmlar ele alýnmaktadýr. Ayrýca bu derleme çalýþmasýnda buruþmazlýk test yöntemlerinden de bahsedilmektedir.

Cellulosic fabrics generally exhibit tendency to crease during usage, laundering and drying processes and this fact leads to deformation in the appearance properties of these fabrics. This problem can be eliminated by crease resistance finishing process. For this aim, various chemical finishing materials have been used, however; they may not find broad usage area due to their uneconomical, unecological nature and their damage to physical properties of fabrics while conferring anti-creasing performance. Thereby, there is still demand and need for related studies and suggestions. In this review study, development of the crease resistance processes for cellulosic fabrics from past to present, encountered problems and new approaches to solve these problems have been explored and examined. In addition to these, test methods to evaluate crease resistance have been discussed.

Biyokütle kaynaklarýndan enerji ve kimya endüstrisi için gerekli hammaddeleri üretmek amacý ile uygulanan piroliz iþlemi, bir termal dönüþüm sürecidir. Piroliz kinetiðinin belirlenmesi, piroliz süreci için uygun ekipman ve süreç tasarýmýnýn yapýlabilmesi amacý ile önem arz etmektedir. Bu hedefle, bu çalýþmada yer fýstýðý kabuðunun piroliz çalýþmasý 300-700 °C sýcaklýk aralýðýnda statik atmosfer altýnda kül fýrýnýnda gerçekleþtirildi. Çeþitli parametrelerin termal bozunma hýzý ve katý ürün verimi üzerine etkisi araþtýrýldý. Etkisi incelenen parametreler sýcaklýk 300-700 °C, partikül boyutu 4-50 mesh, peletleme ve peletleme basýncý 1.103-5.103 kgf/cm2’dir. Yerfýstýðý kabuðunun pirolizi sonucu elde edilen termogramlar ve bozunmayý temsil eden yirmi farklý teorik model eþitlik dikkate alýnarak, Coast-Redfern yöntemi ile toplam bozunma basamaðý için regresyon katsayýlarý belirlendi. Teorik model eþitliklerinin regresyon katsayýlarýna göre, bozunmayý en iyi temsil eden kinetik modeller tespit edildi. Bozunmayý en iyi temsil eden model eþitlikler kullanýlarak global reaksiyon için, aktivasyon enerjisi (Ea) ve Arrhenius Frekans Faktörü ln(A) sýrasýyla 38.245 kJ/mol ve 8.124 olarak hesaplandý.

The pyrolysis process, which is applied for the aim of producing energy and raw materials which are implemented for the chemical industry from biomass sources, is a thermal conversion process. Determination of the pyrolysis kinetic parameters are important In order to suitable equipment and process design. In this target, in the study the pyrolysis of peanut shells was conducted in a muffle furnace at static atmosphere with temperatures ranging from 300-700 °C. The effects of various parameters on the rate of thermal decomposition rate and the solid yield were determined. The parameters of interest were temperature 300-700 °C, particle size 4-50 mesh, pelletizing, and pelletizing pressure 1.103-5.103 kgf/cm2. Regression coefficients for the total decomposition step were obtained using the thermographs were obtained as a result of the pyrolysis of the peanut shells, and 20 different theoretical model equations that represented the degradation by the Coast-Redfern method. According to regression coefficients of the theoretical model equations, we determined the kinetic model that best represented the degradation. Using this model to represent the degradation, the activation energy (Ea) and Arhenius frequency factor ln(A) for the total reaction were calculated to be 38.245 kJ/mol and 8.124, respectively.

Bu çalýþma; Bacillus amyloliquefaciens NRRL B-645 ile substrat olarak soya küspesi (SM), buðday kepeði (WB) ve peynir altý suyu kombinasyonlarý kullanýlarak α-amilaz üretimi ile ilgilidir. Deneyler sonucunda en yüksek enzim aktivitesi SM 20g/l, WB 5g/l, peynir altý suyu 5% (v/v), peptone 1 g/l, yeast ekstrakt (YE) 0.5 g/l ve (NH4)2SO4 1 g/l konsantrasyonunda 48 saat sonunda, 33 °C fermantasyon sýcaklýðý, 150 devir/dk karýþtýrma hýzýnda 4257 U/ml olarak elde edildi. α-amilaz üretimi için kullanýlan bu yeni proses, farklý tarýmsal atýklar kullanýlarak farklý enzimlerin üretiminde de kullanýlabilir.

This study concerns with the combinations of soybean meal (SM), wheat bran (WB) and whey were utilized as the substrates for α-amylase production by Bacillus amyloliquefaciens NRRL B-645. As a result of the experiments, the highest α-amylase activity (4257 U/ml) was obtained containing SM 20 g/l, WB 5 g/l, whey 5% (v/v), peptone 1 g/l, yeast extract (YE) 0.5 g/l and (NH4)2SO4 1 g/l at 33 °C and 150 rpm for 48 h. This innovative process for the α-amylase production can be extended to different enzymes using various agro-industrial wastes.

Çið süt üretiminde çeþitli gýda güvenlik tehlikelerinin kontrolünde karar destek sistemleri henüz geliþtirilmemiþtir fakat bu sistemlerin temelini oluþturan noktalar hazýr durumdadýr. Karar destek sistemleri elementleri süt tedarik zincirinde kritik noktalarda veri tanýmlanmasýný, bilgi yönetim sistemini ve veri deðiþimini içerir. Bu elementlerin temeline dayanarak karar destek sistemleri geliþtirilmektedir. Veri tanýmlanmasý, bilgi yönetim sistemleri ve veri deðiþiminin bir arada kullanýlmasýyla kýsa zamanda karar verebilmek mümkün olmaktadýr. Karar destek sistemleri süt sektöründe gýda güvenlik tehlikelerinin kontrolünde oldukça önemlidir ve üreticiler tarafýndan tercih edilebilmektedir. Bu sistemler uygulandýðý takdirde gereksiz yere örnek alýnmasý ve analiz yapýlmasý engellenebilir. Bu makale de önemli karar destek sistemleri elementlerinin çið sütün gýda güvenliðine etkisinden bahsedilecektir.

In raw milk production decision support systems for control of food safety hazards has not been developed but main points of this system are available. The decision support systems’ elements include data identification at critical points in the milk supply chain, an information management system and data exchange. Decision supports systems has been developed on the basis of these elements. In dairy sector decision support systems are significant for controlling of food safety hazards and preferred by producers. When these systems are implemented in the milk supply chain, it can be prevented unnecessary sampling and analysis. In this article it will be underlined effects of decision support system elements on food safety of raw milk.

Rekombinant protein üretimi son yýllarda sýklýkla çalýþýlan bir konudur. Rekombinant protein üretimi için çalýþýlan konakçýlar arasýnda kýsa ikilenme süresi, protein katlanmasýndaki avantajlarý, süspanse kültürde çalýþýlabilmesi nedeni ile Spodoptera frugiperda böcek hücre hatlarý; yüksek verimliliði, büyük gen bölgelerini eksprese etme kapasitesi ve hýzlý cevap vermesi nedeni ile de transfeksiyon vektörü olarak baculovirus (BV) tercih edilmektedir. Bu derlemede rekombinant protein üretimini etkileyen bu hücre hatlarý, üretim ortamlarý, uygun üretim koþullarý, baculovirusler, transfeksiyon metotlarý, rekombinant protein üretiminde kullanýlan biyoreaktör sistemleri, çalýþma modlarý ve biyoreaktör ekipmanlarý açýklanmaktadýr.

Production of recombinant protein is widely studied in recent years. Spodoptera frugiperda insect cell lines preferred as a host for baculovirus (BV) because of the short doubling time, high protein folding, and adaptation to suspension culture. Also, baculovirus systems have the capacity for high productivity, expression of large gene and efficient transfection method. In this review, insect cell lines that are responsible for expression of recombinant protein, growth media, production conditions, baculoviruses, transfection methods, bioreactor systems, operational modes and bioreactor equipment are addressed.