E-ISSN: 2587-0351 | ISSN: 1300-2694
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi - Pamukkale Univ Muh Bilim Derg: 11 (3)
Cilt: 11  Sayı: 3 - 2005
1.
Kapak-İçindekiler
Cover-Contents
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi
Sayfalar I - III

2.
AKRİLİK LİF ÜRETİMİNDE KOAGÜLASYON BANYOSUNUN ÖNEMİ
THE IMPORTANCE OF COAGULATION BATH IN ACRYLIC FIBER PRODUCTION
İsmail TİYEK, Faruk BOZDOĞAN
Sayfalar 319 - 323
Akrilik liflerinin yaş çekim yöntemiyle üretiminde lif oluşumu koagülasyon banyosu sayesinde meydana gelmektedir. Dolayısı ile yaş çekim yöntemiyle elde edilen liflerin fiziksel özellikleri büyük oranda koagülasyon banyosu şartları tarafından etkilenmektedir. Bu yüzden koagülasyon banyo parametrelerinin çok iyi bir şekilde kontrol edilmesi gerekmektedir. Bu makalede hem koagülasyon banyosunda meydana gelen difüzyon ve faz değişimi gibi bazı fiziksel olaylar ve hem de bu olayların meydana gelmesinde etkili olan bazı koagülasyon banyo parametreler özetlenmiştir. Ayrıca bunların liflerin fiziksel özellikleri üzerindeki etkisi belirtilmeye çalışılmıştır.
In the production of acrylic fibers using wet-spinning method, fiber formation takes places in the coagulation bath. Therefore, physical properties of the fibers, produced by the wet-spinning method, is affected by coagulation bath conditions. For this reason, coagulation bath parameters have to be checked very well. In this paper, both the physical events such as diffusion and phase transition, occured in the coagulation bath, and some coagulation bath parameters that affect these physical events are studied. Furthermore, it is tried to express their affects on the physical characteristics of the fibers.

3.
ALTERNATİF DİZEL MOTOR YAKITI OLARAK BİYODİZEL VE ETANOLÜN KARŞILAŞTIRILMASI
COMPARSION OF BIODIESEL AND ETHANOL AS AN ALTERNATIVE DIESEL ENGINE FUEL
Nazım USTA, Özer CAN, Erkan ÖZTÜRK
Sayfalar 325 - 334
Biyodizel ve etanol, dizel motorlar için yenilenebilir alternatif yakıtlardır ve farklı oranlarda No. 2 dizel yakıta karıştırılarak dizel motorlarda kullanılabilirler. Etanol tek bir kimyasal yapıya ve belli özelliklere sahip yakıt olmasına rağmen, biyodizellerin özellikleri elde edildikleri yağın cinsine ve esterleştirme metodlarına bağlı olarak değişmektedir. Bu çalışmada etanol ve iki farklı biyodizelin özellikleri No. 2 dizel yakıt ile karşılaştırılmış, etanol ve biyodizellerin ön yanma odalı turbo dizel bir motorun performans ve emisyonlarına etkileri incelenmiştir. Kullanılan alternatif yakıtlar CO, is ve SO2 emisyonlarının azalmasını sağlarken, NOx emisyonunda artışa sebep olmuştur. Etanol ilavesi güçte bir miktar düşmeye sebep olurken, biyodizel ilavesi dizel yakıta göre çok az oranda güç artışı sağlamıştır.
Biodiesel and ethanol are alternative renewable diesel engine fuels and their mixtures with diesel fuel No. 2 at different proportions can be used in diesel engines. Although ethanol is unique chemical molecule and has certain specifications, specifications of biodiesel may vary depending on type of the oil used in the production and esterification technique. In this study, the specifications of ethanol and two different biodiesels were compared with those of diesel fuel No. 2. Effects of ethanol and the biodiesels on performance and emissions of a turbocharged indirect injection diesel engine were investigated. The alternative fuels used in the experiments caused increase in NOx emission, while they reduced CO, soot and SO2 emissions. Although ethanol addition caused some power reduction, the biodiesel addition resulted in slightly higher power with respect to the diesel fuel.

4.
AKIŞKAN FİLM ŞAFT YATAKLARININ DİNAMİK KATSAYILARININ HESAPLANMASI
CALCULATION OF DYNAMIC COEFFICIENTS FOR FLUID FILM JOURNAL BEARINGS
Uğur YÜCEL
Sayfalar 335 - 343
Şaft yataklarının rijidlik ve sönüm katsayılarını hesaplamak için analitik bir metot yazarın katkılarıyla birlikte kısaca derleniyor. Bu katsayılar rotor-rulman sistemlerinin kararlılık hesaplamaları için gereklidir. Bir rulman içindeki basıncı veren Reynolds denklemi kartezyen koordinatlarda Navier-Stokes denklemlerinin sadeleştirilmesiyle elde ediliyor. Daha sonra bu denklem akışkan filmdeki basınçları elde etmek için kısa rulman yaklaşımını kullanarak analitik olarak çözülüyor. Reynolds denkleminin çözümünden elde edilen basıncın integrasyonu rulman kuvvetlerini ve bunlara karşılık gelen kısa çembersel rulmanların dinamik rijidlik ve sönüm katsayılarını tanımlar. Bu çalışmada sunulan sonuçlar kısa çembersel rulmanlara sahip rotor sistemlerinin kararlılık hesaplamalarında kullanılabilir.
An analytical method for calculating the stiffness and damping coefficients for journal bearings is briefly reviewed with author’s contributions. These coefficients are required for stability calculations of rotor-bearing systems. The Reynolds equation governing the pressure field within a bearing is obtained by simplifying the Navier-Stokes equations in Cartesian coordinates. It is then solved analytically using the short bearing approximation to obtain pressures in the fluid film. Integration of the pressure obtained by the solution of the Reynolds equation defines the bearing forces and the corresponding dynamic stiffness and damping coefficients of short circular bearings. The results presented in this work can be used in the stability calculations of rotor systems with short circular bearings.

5.
DOLGU DUVARLI ÇERÇEVELERİN YATAY YÜKLER ALTINDAKİ DAVRANIŞLARI ÜZERİNE DENEYSEL BİR ÇALIŞMA
AN EXPERIMENTAL STUDY ON THE BEHAVIOR OF INFILLED FRAMES UNDER HORIZONTAL LOADING
Adnan KARADUMAN
Sayfalar 345 - 349
Bu çalışmada, değişik boyutlarda 7 adet çelik çerçeve sistemi denenmiştir. Çelik çerçeve sistemi tek gözlü, tek açıklıklı olup duvar numuneleri gazbeton yapı taşlarıyla oluşturulmuştur. Çelik çerçevelerin açıklık / yükseklik oranı ( L/H = 0.9, 1.2, 1.4 ) muhtelif oranlarda seçilmiştir. Çelik çerçeveler dolgusuz, gazbeton duvar dolgulu ve gaz beton duvar + sıva dolgulu duvar olarak test edilmiştir.Deney numunelerine yatay yönde yük uygulanarak numunelere üzerinde meydana gelen yatay yer değiştirmeler, çatlama, göçme biçimleri ve süneklik araştırılmıştır.
In this study, seven steel frame systems which have different geometries were tested. One bay one story steel frame systems were filled with air-holed brick wall. The steel frames which were tested in the study have different span / height (L/H = 0.9, 1.2, 1.4) ratios. Each of the steel frames with different span/height ratio were tested under three different conditions, first the span was empty , in the second condition the span was filled with air holed brick wall and in the third condition the span was filled with air-holed brick wall with plaster. By applying lateral forces, lateral displacements, crack patterns, failure modes and ductility were investigated on the specimens.

6.
FARKLI YAPIDAKİ RADYAL MANYETİK YATAK SİSTEMLERİNİN İKİ BOYUTLU STATİK MANYETİK ANALİZİ
TWO DIMENTIONAL STATIC MAGNETIC ANALYSIS OF RADIAL MAGNETIC BEARING SYSTEMS WITH DIFFERENT STRUCTURES
Yusuf ÖNER, Ahmet ALTINTAŞ
Sayfalar 351 - 356
Sürtünme kayıpları, diğer dönel makinalarda olduğu gibi elektrik makinalarında da önemli bir problemdir. Ayrıca, sürtünme kayıplarının oluştuğu yataklar periyodik aralıklarla yağlanmaya ve bakıma ihtiyaç duyarlar. Bu çalışmada, elektrik motorunun sürtünme kayıplarını azaltmak için, farklı yapıya sahip radyal manyetik yatak sistemlerinin iki boyutlu statik manyetik analizi yapılmış ve birbirleri ile karşılaştırılmıştır; ayrıca, dört kutba sahip manyetik yatak sistemi gerçeklenmiş ve bir asenkron motora uygulanmıştır. Simülasyonlarda, tasarlanan manyetik yatak sistemi tarafından asenkron motorun rotoruna uygulanan kuvvetler, FEMM yazılım paketi kullanan bir bilgisayar yardımıyla hesaplanmıştır. Uygulamada, manyetik yatak sistemi ile mekanik yatak sistemi 350 d/d’lık hızlara kadar karşılaştırıldığında; manyetik yataklı sistemin, asenkron motorun yüksüz çalışma kayıplarını % 15 dolaylarında azalttığı gözlenmiştir. Buna ek olarak, motorun mekanik gürültüsü de önemli derecede azalmıştır.
The friction loss of electrical machines is an important problem as like in other rotary machines. In addition, the bearings, where the friction losses occur, also require lubrication at periodic intervals and need to be maintained. In this study, to minimize the friction loss of electrical motor, two dimentional static magnetic analysis of radial magnetic bearing systems with different structures are performed and compared with each other; also, magnetic bearing system with four-pole is realized and applied to an induction motor. In simulation, the forces applied to the rotor of induction motor from designed magnetic bearing system are calculated in a computer by using FEMM software package. In application, when comparing designed magnetic bearing system with mechanical bearings up to the revolution of 350 rpm, it was observed that the loss of no-load operating condition of induction motor is decreased about 15 % with magnetic bearing system. In addition to this, mechanical noisy of the motor is also decreased considerably.

7.
AN INVESTIGATION ABOUT BURSTING STRENGTH AND PILLING PERFORMANCE OF KNITTED FABRICS MADE FROM RING AND COMPACT YARNS
KOMPAKT VE RİNG İPLİKLERDEN ELDE EDİLMİŞ ÖRME KUMAŞLARIN PATLAMA MUKAVEMETİ VE BONCUKLANMA PERFORMANSI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
Sunay ÖMEROĞLU
Sayfalar 357 - 260
Bu çalışmada; % 100 penye pamuk ring ve kompakt ipliklerden elde edilmiş süprem örgü kumaşların patlama mukavemetleri ile boncuklanma eğilimleri incelenmiştir. Sonuçlara göre, ring ve kompakt iplik yapıları arasındaki farklılıklar kumaş özellikleri üzerinde önemli rol oynamaktadır. Sonuç olarak; kompakt ipliklerden elde edilmiş kumaşların daha yüksek patlama mukavemeti değerlerine ve daha düşük boncuklanma eğilimine sahip oldukları görülmüştür.
In this paper, bursting strengths and pilling tendencies of a series of single jersey fabrics made from both 100 % combed cotton ring and compact yarns are investigated. According to results, structural differences between ring and compact spun yarns play significant role on fabric properties. As a result, it was seen that fabrics knitted from compact yarns have higher bursting strength and lower pilling tendency than fabrics knitted from ring spun yarns.

8.
LAKTOBASİLLER VE PROBİYOTİK PEYNİR ÜRETİMİNDE KULLANIM POTANSİYELLER
LACTOBACILLI AND THEIR USAGE POTENTIAL IN PROBIOTIC CHEESE PRODUCTION
Oğuz GÜRSOY, Özer KINIK
Sayfalar 361 - 371
Laktik asit bakterileri (LAB) süt ürünleri üretiminde kültür olarak kullanılan türler de dahil olmak üzere çok sayıda bakteri cinsini kapsamaktadır. LAB’nin en önemli cinslerinden birisi Lactobacillus’dur. Bu cins içindeki mikroorganizmalar gastrointestinal sistemden başka fermente gıdalarda da bulunabilmektedirler. Laktobasiller, starter ve/veya destek kültür ya da starter olmayan mikroflora olarak peynir olgunlaşması ve lezzetinin oluşumu ile de ilişkilidirler. Bazı ülkelerde probiyotik olarak da kullanılan laktobasillerin bu amaçla en sık kullanılan türleri; L. acidophilus, L. casei, L. paracasei subsp. paracasei, L. delbrueckii ve L. jonhsonii olarak sayılabilir. Bu makalede öncelikle laktobasillerin (özelliklede L. casei ve L. paracasei subsp. paracasei’nin) biyokimyasal ve antimikrobiyal özellikleri ile peynir teknolojisindeki önemleri özetlenmiş, ardından bunların peynir üretiminde probiyotik olarak kullanımları yeni bulgular ışığında değerlendirilmiştir.
Lactic acid bacteria (LAB) comprise a wide range of genera including species from production of dairy products. One of the most important genera of LAB is Lactobacillus. Species of this genus can be found in gastrointestinal tract and also fermented foods. They are also associated with cheese ripening and flavour as starter and/or adjuct culture or non-strater microflora. Latobacilli are used as probiotics in some countries; most of them are L. acidophilus, L. casei, L. paracasei subsp. paracasei, L. delbrueckii and L. jonhsonii. This paper will first outline biochemical and antimicrobial properties of lactobacilli especially L. casei and L. paracesi subsp. paracasei and their importance for cheese technology. Finally we will discusse use of Lactobacilli as probiotic microorganisms in cheese production by using new literature data.

9.
ÖĞRENCİ YURDU KATI ATIKLARININ GERİ KAZANIMININ EKONOMİK AÇIDAN ARAŞTIRILMASI
AN INVESTIGATION FOR ECONOMICAL WAY OF RECYCLE OF SOLID WASTES FROM A DORMITORY
Nilüfer (NACAR) KOÇER, Hilâl (ARSLANOĞLU) IŞIK
Sayfalar 373 - 380
Katı atıkların etkin ve verimli bir şekilde toplanması, taşınması, değerlendirilmesi ve uygun bir yöntemle zararsızlaştırılması yerel yönetimler için temel çevresel sorunlardan birisidir. Günümüz şartlarında katı atıkların çevre ve ekonomi açısından en etkin değerlendirilme şekli kaynakta geri kazanımdır. Bu çalışmada; yurtlarda oluşan ve ekonomik değeri bulunan katı atıkların bertaraf yöntemlerinden atık geri kazanma sisteminin Elazığ’da uygulanabilme imkanı araştırılmıştır. Yapılan çalışmadan elde edilen sonuçlar değerlendirilerek, Elazığ öğrenci yurdunda ‘kaynakta geri kazanma’ sisteminin uygulanmasının yararları ortaya konmuş ve geri kazanılan maddelere ait maliyet analizi yapılmıştır.
Collection, transportion, reuse, recycle and proper disposal solid wastes is major environmental problems for local administrations. At present, the most appropriate disposal method of solid waste from the point of view of economy and environment is recycle at the source. In this study the applicability of solid wastes recovery system which is one of the waste disposal methods for student dormitory wastes having economical values has been evaluated in Elazığ. The results of this study were evaluated and benefits of ‘seperation of wastes at the source’ system for student dormitory in Elazig were discussed and cost analysis of recovered materials was realized.

10.
ÖRME KUMAŞ VE GİYSİLERDE YIKAMA VE KURUTMA SONRASI BOYUT DEĞİŞİMLERİNİN İNCELENMESİ
THE SEARCHING OF DIMENSIONAL CHANGES ON THE KNITTED FABRICS AND GARMENTS AFTER WASHING AND DRYING
Feriha DEMİRHAN, Binnaz MERİÇ
Sayfalar 381 - 390
Tekstil mamulünü oluşturan kumaşların yıkama sonrası boyut değişimlerinin belirli sınırlar içinde olması oldukça önemlidir. Özellikle dış pazarlarda kalite değerlendirmesinde boyut değişimi birinci derecede rol oynamaktadır. Bu bakımdan dokuma ve örme kumaşlar için ülkemizde ve dünyada yıkama esnasında oluşacak boyut değişimleri için bazı standartlar kabul edilmiş olup, bu standartlara uygunluk özellikle gelişmiş ülkeler için önemli bir kriter olmaktadır. Yıkamada boyut değişimi denildiğinde çoğunlukla kumaşın boydan çekmesi yani kısalması akla gelmektedir. Çünkü kumaş üretimi sırasında hep boydan gerdirildiği için en fazla problem bu yönde olmaktadır. Bu araştırmada değişik kumaşların yıkama sonrası yapılan asarak ve tamburlu kurutma işlemlerinde ortaya çıkan boyut değişimleri incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Ayrıca bu kumaşlardan üretilen giysilerde yıkama ve ütü işlemleri sonrası çekme değerleri araştırılmıştır.
It is very important that the dimensional changes of the fabrics of the textile materials such as fabrics remain in limits after washing. Especially at the export markets the dimensional stability is the most important factor of quality. Therefore; some standarts regarding the dimensional changes which can occur during washing for the knitted and woven fabrics had been agreed in the world and also in our country. When mentioning about “the dimensional changes after washing” we usually think of the length shrinkages or shortening which the fabric is mostly stretched on the length dırectıon. This explaines us where the most problems come from. In this study the dimensional changes of the various fabrics which occurs during line-dry and tumble dry process after washing has been examined and evaluated. Beside this, the shrinkages of the garments made from this fabrics after washing and ironing has been searched.

11.
PASLANMAZ ÇELİKLERİN GAZALTI KAYNAK YÖNTEMİ İLE BİRLEŞTİRİLMESİNDE KORUYUCU GAZ KOMPOZİSYONUNUN MİKROYAPI VE MEKANİK ÖZELLİKLERE ETKİSİ
THE EFFECT OF SHIELDING-GAS COMPOSITIONS ON THE MICROSTRUCTURE AND MECHANICAL PROPERTIES OF AUSTENITIC STAINLESS STEEL WELDMENTS
Ramazan YILMAZ, Zafer BARLAS
Sayfalar 391 - 400
Son zamanlarda, östenitik paslanmaz çeliklerin özellikle endüstride kullanımının hızla artması sonucu, bu tür çeliklerin kaynaklı birleştirilmeleri daha önemli hale gelmiştir. Paslanmaz çelikler, Tungsten İnert Gaz (TIG) ve Metal İnert Gaz (MIG) gibi gazaltı kaynak yöntemleri ile kolaylıkla kaynak edilebilmektedir. Özellikle ince kesite sahip paslanmaz çeliklerin birleştirilmesinde TIG kaynağı en uygun yöntem olup, yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada, östenitik paslanmaz çeliklerin gazaltı kaynak yöntemleri ile birleştirilmesinde kullanılan koruyucu gazların, birleştirilen paslanmaz çelik parçalarının mikroyapı ve mekanik özelliklerine etkisi, literatür bilgileri ışığında incelenmiştir. Koruyucu gaz olarak kullanılan argon (Ar) gazı içerisine karıştırılan hidrojen (H2), karbondioksit (CO2) ve azot (N2) gazları, kaynak metalinin mikroyapısına dolayısıyla mekanik özelliklerine çok önemli bir şekilde etki ettiği vurgulanmaktadır.
Recently, austenitic stainless steel is becoming very important and widely used in the industry due to their superior properties. Therefore, welding process of those has gained popularity in the construction of stainless steel. Gas metal arc welding (GMAW) and gas tungsten arc welding (GTAW) processes are easily used and more suitable compared with the other welding process for the austenitic stainless steel welding applications. In this study, the effect of shielding gases used in the welding process on the microstructure and mechanical properties of austenitic stainless steel weldments has been investigated using the knowledge available in the literature. It is stressed in the study that shielding-gas composition has great influence on the microstructure and mechanical properties of stainless steel weldment. The gases of Ar+H2, Ar+CO2, Ar+N2 used for welding process effects on microstructure therefore, mechanical properties of weldments.

12.
SAYISAL GÖRÜNTÜ ANALİZİ TABANLI BİR YÜZEY PARLAKLIK ÖLÇÜM SİSTEMİ
A DIGITAL IMAGE ANALYSIS BASEDSURFACE POLISH MEASUREMENT SYSTEM
Senayi DÖNMEZ, Y. Dursun SARI
Sayfalar 401 - 405
Mermer ve doğal taşların dekoratif amaçlı kullanımının çok yaygın hale gelmesi, silme-parlatma işlemini de önemli hale getirmiştir. Doğal taşların kalitesini belirleyen faktörlerin en önemlisi yüzey parlaklığıdır. Doğal taşların işlendiği tesislerde, yüzeyin parlatılma derecesi tecrübeye bağlı nitel tanımlarla belirlenmektedir. Bu çalışmada, doğal taş yüzeylerin parlaklığını sistematik olarak ölçen, sayısal görüntü analizi tabanlı yüzey parlaklık sistemi geliştirilmiş ve bir doğal taş örneği üzerinde deneyler yapılarak uygunluğu ve geçerliliği incelenmiştir.
Because marble and natural rocks have been used widely for ornamental purposes, rubbing-polishing process also became important. One of the factors determining the quality of natural rocks is surface polish. The degree of surface polish is determined by qualitative definitions based on experiences in the plants natural rocks are processed. In this study, a digital image analysis based surface polish measurement system which measures surface polish systematically was developed and its validity and suitability were investigated by making experiments on a natural rock sample.

13.
TEK BÖLGELİ BİR ISITMA-HAVALANDIRMA SİSTEMİNİN MODELLENMESİ VE SİMÜLASYONU
MODELLING AND SIMULATION OF A SINGLE-ZONE HEATING AND VENTILATION SYSTEM
Mesut ŞENGİRGİN, Erhan PULAT
Sayfalar 407 - 415
Bu çalışmada, büyük bir büronun ısıtma-havalandırma sisteminin modellenmesi ve bilgisayar çözümleri sunulmaktadır. Sistem, klasik tek bölgeli bir ısıtma-havalandırma sisteminden oluşmaktadır. Isıtma sistemi açkapa tipi denetim organıyla denetlenmektedir. Bilgisayar çözümleri, dış hava sıcaklığı değişimi sinüs giriş ve çeşitli dış hava/geri dönüş havası oranına göre elde edilerek sistemin dinamik davranışını nasıl etkilediği araştırılmıştır. Bu amaçla MATLAB/Simulink programı kullanılmıştır.
In this study, modelling and simulation results of a single-zone heating and ventilation system of a large office room are introduced. Heating system is controlled by an on-off controller. By considering the sinusoidal outdoor air tempareture variation and various outdoor/return air ratios as input parameters, dynamic behaviour of room air tempereture are investigated. For this purpose, MATLAB/Simulink code is used.

14.
TEKNİK PERSONEL SEÇİMİNDE BİR UZMAN SİSTEM MODELİ
AN EXPERT SYSTEM MODEL FOR THE SELECTION OF TECHNICAL PERSONNEL
Emine COŞGUN
Sayfalar 417 - 423
Bu çalışmada teknik personel seçimi için bir model geliştirilmiştir. Modelde kullanıcı ara yüzü olarak Visual Basic, veri tabanı olarak Microsoft Access ve uzman sistem program olarak da CLIPS den yararlanılmıştır. Önerilen model uzman sistem teknolojisinden yararlanılarak geliştirilmiştir. Modelde personel seçim sürecinde sadece başvuruların ön değerlendirme aşaması ele alınmıştır. Geliştirilen modelde amaç tamamen bir uzmanın yerini almak değil, teknik personel seçimi sürecinde başvuru formlarından elde edinilen bilgilerin değerlendirilmesi için bir karar destek program yazılımı geliştirmektir. Böylece sunulan çalışma ile uzmanların daha hızlı ve daha doğru karar almaları sağlanmaktadır.
In this study, a model has been developed for the selection of the technical personnel. In the model Visual Basic has been used as user interface, Microsoft Access has been utilized as database system and CLIPS program has been used as expert system program. The proposed model has been developed by utilizing expert system technology. In the personnel selection process, only the pre-evaluation of the applicants has been taken into consideration. Instead of replacing the expert himself, a decision support program has been developed to analyze the data gathered from the job application forms. The attached study will assist the expert to make faster and more accurate decisions.

15.
ULAŞIM AĞLARINDA BİLGİ AKSİYOMU KULLANILARAK GÜZERGAH (ROTA) SEÇİMİ
ROUTE SELECTION IN TRANSPORTATION NETWORKS USING INFORMATION AXIOM
Y. Şazi MURAT, Osman KULAK
Sayfalar 425 - 435
Ulaşım ağlarında rota seçimi büyük kentlerde yaşayanlar için önemli bir karar problemidir. Seçilen rotaya bağlı olarak ulaşım maliyetleri ve sürücü sağlığı önemli oranda etkilenmektedir. Rota seçiminde göz önüne alınması gereken ölçütler seyahat süresi, tıkanma seviyesi, güvenlik ve çevre faktörü olarak sınıflandırılabilirler. Bu çalışma, belirtilen ölçütleri göz önüne alarak sürücüler için en uygun rotanın değerlendirilmesi ve seçilmesinde bilgi aksiyomunu kullanan bir yaklaşımı sunmaktadır. Bilgi aksiyomu, aksiyomlarla tasarım prensiplerinin ikinci aksiyomu olup minimum bilgi içeriğine sahip alternatifin seçilmesini önermektedir. Kesin (crisp) ölçüt değerleri için klasik bilgi aksiyomu yaklaşımını ve bulanık (fuzzy) ölçüt değerleri için bulanık bilgi aksiyomu yaklaşımını içeren bu yöntem, Denizli kentinde rotaların değerlendirilmesi için uygulanmıştır.
Route choice in urban transportation networks is a complex decision making problem for the road users. This decision has resulted in different ways such as increase in transportation cost and negative effects on driver psychology. Travel time, congestion, safety and environmental effects are the important criteria that should be taken in to account in route choice. Selection of the convenient route under determined criteria using the information axiom will be realized in this study. The Information axiom, the second axiom of Axiomatic Design (AD) principles, proposes the selection of the proper alternative that has minimum information content. Axiomatic approach including crisp information axiom for complete information and fuzzy information axiom for incomplete information is used as a tool for the evaluation of alternative routes in Denizli.

16.
YAY TAKVİYELİ PLASTİK DİŞLİLERİN YORULMA ÖZELLİKLERİ
FATIGUE PROPERTIES OF SPRING REINFORCES POLYMER GEARS
Hilal CAN, Faruk MENDİ, Muzaffer TOPÇU
Sayfalar 437 - 441
Dişlilerde hasar, diş dibinden kırılma ve yüzey basıncı ile oluşmaktadır. Çelik dişlilerde, karbürleme işlemi ile dişlilerin yorulma dayanımları artmaktadır. Kırılma yorulma dayanımının artışında, yüzeyde oluşan bası iç gerilmelerinin büyük etkisi vardır. Bu çalışmada, içine 1.2 mm tel çapına sahip yaylar yerleştirilmiş polipropilenden üretilmiş dişli çarkların özellikleri incelenmiştir. Yaylar, enjeksiyon kalıplama öncesi çekilip; kalıplama sonrası bırakılarak öngerilme oluşturulmuştur. Yorulma deneyleri gerçekleştirilmiş ve takviye yapılmasının dayanımı artırdığı görülmüştür. Deneyler sonucunda öngerilmenin, plastik dişlinin yorulma ömrünü takviyesiz numuneye göre 12 kata kadar artırdığı bulunmuştur.
Failure of gears, occur surface pressure stress and fracture at base of teeth. For steel gears, it is known that process of carburizing increases fatigue strength. Internal stress on the surface increases of fracture fatigue strength. In this study fatigue properties of polypropylene gear reinforced with 1.2 mm wire diameter metallic springs was investigated. Extension springs were used as reinforcement element and placed into the mould and stretched before injection of polypropylene material into the mould. After injection of polypropylene, stretched springs were loosened in order to obtain pre-stressing. Fatigue tests were performed on the produced gear. Reinforcement increased the strength of gears. At result of experiments, pre-stressing increase in service life 12 times more than that of specimens without reinforcement.

17.
YÜKSEK HACİMDE C SINIFI UÇUCU KÜL İÇEREN BETONLARIN MEKANİK ÖZELLİKLERİ VE SÜLFÜRİK ASİT DAYANIKLILIĞI
MECHANICAL PROPERTIES AND SULFURIC ACID RESISTANCE OF HIGH VOLUME CLASS C FLY ASH CONCRETE
Halit YAZICI
Sayfalar 443 - 448
Bu çalışmada, yüksek oranda C sınıfı uçucu kül içeren beton karışımlarının bazı fiziksel, mekanik ve durabilite özellikleri incelenmiştir. Su içerisinde kür ve havada kür olmak üzere iki farklı kür yöntemi kullanılmıştır. Çimento yerine % 40, % 50, % 60 ve % 70’e kadar uçucu kül ikame edilerek hazırlanan; beton numunelerinin basınç dayanımı, yarmada çekme dayanımı, elastisite modülü, sülfürik asit etkisine karşı dayanıklılığı, harç çubuğu örneklerinin hacim sabitliği ve bağlayıcı hamurların priz süreleri ölçülmüştür. Sonuçlar bağlayıcı olarak sadece Portland çimentosu içeren kontrol betonu ile kıyaslamalı olarak sunulmuştur.
In this study, some physical and mechanical properties of concrete mixtures containing high volume Class C fly ash have been investigated. Two different curing conditions, standard curing in water and curing in air were applied to the specimens in which 40 to 70 % cement was replaced with fly ash. Compressive strength, splitting tensile strength, modulus of elasticity and sulfuric acid resistance of concrete mixes, the volume stability of mortar bar specimens and setting times of pastes were investigated. Test results are presented comparatively with control specimens which have only Portland cement as a binder.

18.
ZEMİN RİJİTLİĞİNİN TEK SERBESTLİK DERECELİ SİSTEMLERİN SERBEST TİTREŞİMİNE ETKİSİ
EFFECT OF SOIL FLEXIBILITY ON FREE VIBRATION OF SINGLE DEGREE OF FREEDOM SYSTEMS
Oktay DEMİRDAĞ
Sayfalar 449 - 455
Çerçevelerin dinamik analizinde hesap kolaylığı açısından, çerçevelerin zemine bağlandığı noktaların mafsallı veya tam ankastre olduğu, kat kütlelerinin kat seviyelerinde topaklandığı, kolonların yayılı kütlesinin ve deformasyonunun ihmal edildiği kabullerine sık rastlanmaktadır. Ancak uygulamada çoğu kez çerçevelerin zemine bağlandığı noktalar, zeminin elastik davranışı nedeni ile bir miktar dönebilmektedir. Bu durumda çerçevenin zemine bağlandığı noktaya dönmeye karşı elastik yay yerleştirilerek yarı-rijit mesnet davranışı modellenebilir. Bu çalışmada, zemine yarı-rijit bağlı tek serbestlik dereceli (TSD) sistemlerin serbest titreşim analizi kolonların yayılı kütlesi ve P-? etkisi dikkate alınarak yapılmış ve açısal frekansları elde edilmiştir. Kolon tabanındaki dönme yay sabitindeki ve eksenel kuvvet değerindeki değişimin açısal frekans değerleri üzerindeki etkileri tablo ve grafiklerle sunulmuştur.
The assumptions of frame supports being hinged or fully rigid; storey masses being concentrated at the floor levels; distributed masses and deformations of the columns being neglected are frequently seen in dynamic analysis of frames because of less effort in calculation. In practice, however, column bases of frames may usually rotate and translate a little due to elastic behavior of soil. In this case, semi-rigid support behavior can be modeled using elastic spring against rotation at the column bases of frames. In this study, free vibration of semirigid supported single degree of freedom (SDOF) systems is studied including distributed mass and P-? effect of the columns and natural frequencies are obtained. Effects on frequency values of rotational spring coefficients at the column base and of axial force are presented in tables and graphs.

LookUs & Online Makale