E-ISSN: 2587-0351 | ISSN: 1300-2694
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi - Pamukkale Univ Muh Bilim Derg: 7 (2)
Cilt: 7  Sayı: 2 - 2001
1. 
Kapak-İçindekiler
Cover-Contents
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi
Sayfalar I - III

2. 
OPTİMAL KONTROL İLE YÖRÜNGE TAHMİNLERİNDE KİNETİK ÖLÇÜTLERİN ÖNEMİ
IMPORTANCE OF KINETIC MEASURES IN TRAJECTORY PREDICTION WITH OPTIMAL CONTROL
Ömer GÜNDOĞDU
Sayfalar 151 - 155
Elle materyallerin taşınımı/kaldırımı için gerekli optimal yörüngelerin similasyonu amacıyla, insan vücudu iki boyutta ve sajital düzleme göre simetrik olarak modellendi. Nonlineer kontrol teknikleri ve genetik algoritmalar, optimal kaldırma yollarını araştırmak üzere optimizasyonlarda kullanıldı. Daha sonra similasyon sonuçları, deneysel verilerle karşılaştırıldı. Kinematik ölçütlerden ziyade, yaralanmaların önceden tahmininde çok önemli olan mafsal kuvvetleri ve mafsallardaki momentler gibi kinetik öçütlerin karşılaştırılmasının gereği vurgulandı.

3. 
L-ŞEKLİNDEKİ BİR OYUK İÇİNDEKİ DOĞAL TAŞINIMLA ISI TRANSFERİNİN SAYISAL ANALİZİ
A NUMERICAL ANALYSIS OF NATURAL CONVECTION IN A L-SHAPED ENCLOSURE
Hakan F. ÖZTOP, İhsan DAĞTEKİN
Sayfalar 157 - 164
Bu çalışmada, L şeklindeki bir oyukta doğal taşınımla ısı transferi sayısal olarak incelenmiştir. Oyuğun bir tarafı soğuk, diğer taraf ise sıcak olarak alınmıştır. Tavan ve taban kısımları yalıtımlıdır. Doğal taşınım ısı transferini yöneten denklemler, bir sonlu hacim üzerinden integre edilerek tekil denklemler elde edilmiştir. SIMPLEM çözüm algoritmasını kullanan bir bilgisayar programı yapılmıştır. Hesaplamalar, Rayleigh sayısının 10 4 < Ra < 10 6 değerleri için elde edilmiştir. L şeklinin boyutları değiştirilerek hesaplamalar gerçekleştirilmiştir.

4. 
MEKANİK SİSTEMLERİN KAVRAMSAL TASARIMINA SİSTEMATİK BİR YAKLAŞIM
A SYSTEMATIC APPROACH TO CONCEPTUAL DESIGN OF MECHANICAL SYSTEMS
Mustafa BOZDEMİR, İhsan TOKTAŞ
Sayfalar 165 - 171
Kavramsal tasarım, bir veya daha fazla kavram modellerin ihtiyaçlar ve fonksiyonların bir tarifinden ve sonuçta tasarlanan bir nesnenin (sistemin) performans ve gerçek davranışının tahminine kadar bir geliştirme işlemidir. Bu çalışmada, mekanik sistemlerin kavramsal tasarımı için sistematik bir yaklaşım sunulmuştur. Bu sistematik yaklaşım, bir oto servis lifti örneğiyle açıklanmıştır

5. 
PRİZMATİK PARÇALAR İÇİN UNSUR TABANLI TASARIM SİSTEMİ
A FEATURE BASED DESIGN SYSTEM FOR PRISMATIC PARTS
Hüdayim BAŞAK, Mahmut GÜLESİN
Sayfalar 173 - 182
Bu çalışmada, prizmatik parçaların talaşlı imalat yöntemleriyle işlenmesinde kullanılan imalat unsurlarını içeren bir unsur tabanlı tasarım programı geliştirilmiştir. Çalışmanın amacı, imalat işlemlerinde kullanılan cep, kanal, delik gibi unsurların prizmatik parçalara eklenerek modellenebilmesi ve veri tabanına kaydedilmesidir.Geliştirilen bu sistemle, talaşlı imalat yöntemleri ile elde edilebilecek prizmatik parçalar kolaylıkla modellenebilmektedir.

6. 
SEMENTASYON ÇELİKLERİNDE KÖRSERTLEŞTİRİLMİŞ VE SEMENTASYON YAPILMIŞ DURUMLARDA MEYDANA GELEN ARTIK GERİLMELERİN KARŞILAŞTIRILMASI
THE COMPARISON OF THE RESIDUAL STRESSES BETWEEN CARBURIZED AND ONLY QUENCHED STEELS
Osman ASİ, Ahmet Çetin CAN
Sayfalar 183 - 187
Bu çalışmada, sementasyon çeliklerinde körsertleştirilmiş ve sementasyon yapılmış durumlarda meydana gelen artık gerilmeler araştırılmıştır. Malzeme olarak, dişli çarklar ve küçük çaplı millerin yapımında yaygın olarak kullanılan SAE 8620 (21NiCrMo2) çeliği seçilmiştir. Körsertleştirme yapılmış numuneler ile gaz atmosferinde 940 °C'de 45 dakika karbonlama ve suverme işlemleri yapılan numunelerin yüzeyinde ve kabuk bölgesindeki artık gerilmeler karşılaştırılmıştır. Numunelerin artık gerilme eğrileri X-ray diffraction metoduyla tespit edilmiştir. Sementasyon işlemi yapılmış numunenin yüzeyindeki artık bası gerilmesi -551 N/mm 2 iken, körsertleştirme yapılmış numunenin yüzeyindeki artık bası gerilmesi - 125 N/mm 2 'dir.

7. 
TAŞLAMADA PARAMETRELERİN ETKİSİ
THE EFFECT OF PARAMATERS IN THE GRINDING
Halil DEMİR, Abdulkadir GÜLLÜ
Sayfalar 189 - 198
Taşlamanın temel amacı; iş parçasının istenen yüzey kalitesi ve ölçü tamlığında üretilmesini sağlamak ve sertliği 50 Rc’den yüksek olan malzemeleri işlemektir. Taşlamanın bitirme işlemi olması veya daha sonraki işlemlere iyi bir geçiş sağlaması bakımından taşlama parametrelerinin iyi seçilip doğru belirlenmesi gerekmektedir. Taşlama işleminde sürtünme ve deformasyonun etkisiyle iş parçası yüzeyinde kalıcı gerilmeler meydana gelmekte ve metalurjik hasarlar oluşmaktadır. Bu hasarları azaltmaya ve taşlama kalitesini artırmaya yönelik bir takım çalışmalar yapılmaktadır. Bu makalede taşlama kalitesinin artırılmasına yönelik yapılmış olan teorik ve deneysel çalışmaların bir değerlendirilmesi yapılmıştır.

8. 
SOĞUMA HIZININ ARAYER ATOMU İÇERMEYEN Ti-V-Al ÇELİKLERİNDEKİ AKMA DAVRANIŞINA ETKİSİ
THE EFFECT OF THE COOLING RATE ON THE YIELD BEHAVIOUR IN Ti-V-Al INTERSTITIAL FREE STEELS
Süleyman GÜNDÜZ, Ramazan KAÇAR, Behçet GÜLENÇ
Sayfalar 199 - 205
Bu çalışmada çelik kimyası ve soğuma hızının arayer atomu içermeyen Ti-V-Al çeliklerindeki akma noktasına etkisi altı çeşit çelik levha için deneysel olarak araştırılmıştır. Çelikler, 950 ± 10 °C de 15 dakika östenitleme işlemi uygulandıktan sonra farklı soğuma hızlarının arayer atomu içermeyen çeliklerdeki akma noktası üzerine etkisini araştırmak için farklı soğuma hızlarında soğutulmuştur. Soğuma hızının düşmesi akma noktası uzamasını düşürerek sürekli akma davranışına sebep olmuştur. Yavaş soğuma süresince taneler büyüyerek, çeliklerin akma dayanımını düşürmüştür. Çeliklere vanadyum’un eklenmesi, titanyum çelikleriyle karşılaştırıldığında geniş bir soğuma aralığında sürekli olmayan akmaya izin vermiştir.

9. 
SERTLEŞTİRİLMİŞ KARBON ÇELİKLERİNİN KAPLAMALI KESİCİ TAKIMLARLA İŞLENMESİ
THE MACHINING OF HARDENED CARBON STEELS BY COATED CUTTING TOOLS
Yusuf ŞAHİN
Sayfalar 207 - 214
50 VSD-C sertliğindeki karbon çeliklerinin, değişik şartlarda kaplamalı kesici takımlarla, takım ömrü ve aşınma davranışlarını belirlemek amacıyla, işlenebilirliği incelendi. Bu deneylerde, kesici takım olarak kaplamalı seramik takımlar ve kaplamalı karbür takımlar ile talaş kaldırma işlemleri gerçekleştirildi. Sertleştirilmiş çeliklerin işlenmesinde seramik kaplamalı kesici takımlar, karbürlü kesici takımlardan daha iyi performans gösterdi. Bunun yanında, aşınmış takım uçları taramalı elektron mikroskobu altında incelendi ve bu inceleme ile seramik esaslı takımda yan kenar aşınması yanında burun aşınmasının etkili olduğu görüldü. Karbür esaslı takım yüzeyinde ise kaplama maddesinin koptuğu ve abrazyon şeklinde krater aşınmanın oluştuğu gözlendi.

10. 
YAYILI KÜTLE TAŞIYAN DİKDÖRTGEN PLAĞIN SERBEST TİTREŞİM FREKANSLARI
NATURAL FREQUENCIES OF A RECTANGULAR PLATE CARRYING A DISTRIBUTED MASS
Osman KOPMAZ, Sevda TELLİ
Sayfalar 215 - 222
Bu çalışmada düzgün yayılı ek kütle taşıyan bir plağın doğal frekanslarının bulunması için bir metot sunulmaktadır. Polinom şeklindeki frekans denklemi, plağın hareket denklemine standart Galerkin prosedürü uygulanarak elde edilmektedir. Analiz sonuçlarının genel uygulanabilirliğini sağlamak için eklenti kütlenin yeri, birim alana düşen yoğunluğu ve oturma alanı ile ilgili boyutsuz parametreler tanımlanmıştır. Daha sonra en düşük üç frekansın, öneminden ötürü özellikle temel frekansın bu boyutsuz parametrelere göre değişimi incelenmiştir. Ayrıca, sayısal bir örnekle bu metodun özel bir hal olarak konsantre kütle taşıyan plakların incelenmesinde de kullanılabileceği gösterilmiştir. Son olarak, böyle bir eklentinin konumunun ve kütlesinin bir plağın modal yüzeyleri ve nodal çizgilerine etkisi araştırılmıştır.

11. 
CNC PARÇA PROGRAMLAMA TEKNİĞİYLE PULLUK AKTİF YÜZEYİNİN OLUŞTURULMASI
CNC PART PROGRAMMING TECNIQUE AND CREATING CYLINDIRICAL PLOUGH ACTIVE SURFACE BY USING THIS TECHNIQUE
Yaşar KARAGÖZ, Galip KEÇECİOĞLU
Sayfalar 223 - 228
“CNC” bilgisayar destekli nümerik kontrol sistemi demektir. Bu sistem sayesinde operatör, klasik tezgah ile yapamadığı pek çok işi kısa sürede, daha kaliteli ve dolayısıyla daha ucuza maledebilmektedir. “Parça programlama” terimi, bir parça veya belli bir makine aksamını işlemek üzere tasarlanmış teknolojik yöntem ve fonksiyonlara sahip bir tezgahın, tezgah kontrol birimine girilecek olan komutlar kümesini tanımlamaktadır. Bu çalışmada, CNC parça programlama tekniği ile bir silindirik pulluğun aktif yüzeyinin CNC freze tezgahında yapımı açıklanmıştır.

12. 
PARALEL SANAL MAKİNE MEKANİZMALARININ PARALEL SİSTEMLERE UYARLANMASI
ADAPTATION OF PARALLEL VIRTUAL MACHINES MECHANISMS TO PARALLEL SYSTEMS
Zafer DEMİR, Aşkın DEMİRKOL
Sayfalar 229 - 233
Bu çalışmada, paralel mimariler için geliştirilmiş Paralel Virtual Makineler incelenmiştir. Bu makineler, çalışma prensibi itibari ile mimari açıdan paralel sistemlere benzemektedirler. Yapı olarak ne bir işletim sistemi ne de bir programlama dilidir. Daha ziyade, özel yeteneklere sahip bir yazılım, bir malzeme olarak heterogen yapıdaki paralel sistemleri desteklemektedir. Bununla beraber, her ikisinin de özelliklerinden yararlanarak kullanıcıları, paralel sistemlere yaklaştırabilme yeteneğindedir. Paralel Virtual Makine ile dağıtılmış ve çoklu işlemci sistemleri arasında önemli bir benzerlik dikkati çekmektedir. Bu çalışmada, söz konusu benzerlik ilişkileri, Parallel Virtual Makinelerin Master-Slave prensibine göre analiz edilmiştir. Basit bir faktöryel hesabının paralel sistemlere adaptasyonu ile ilgili benzerlik test edilmiştir.

13. 
POLİKLORLANMIŞ DİBENZODİOKSİN (PCDDs) VE FURAN (PCDFs) BİLEŞİKLERİ VE BUNLARIN SÜT VE ÜRÜNLERİNDEKİ ÖNEMİ
POLYCHLORINATED DIBENZODIOXINS (PCDDs) AND FURANS (PCDFs) AND THEIR IMPORTANCE IN MILK AND MILK PRODUCTS
Oğuz GÜRSOY
Sayfalar 235 - 241
Klorlanmış organik bileşiklerin endüstriyel üretiminin ve yanmanın olduğu kimyasal proseslerin bir ürünü olan poliklorlanmış dibenzodioksinler (PCDDs) ve furanlar (PCDFs), çevrede hemen hemen heryerde bulunmaktadır. Bu durum insan sağlığı için potansiyel bir risk teşkil etmektedir. PCDD ve PCDF bileşikleri özellikle yağlı gıdalarda (tam yağlı süt ve süt ürünleri, et yumurta) birikerek insan vücuduna transfer olmaktadır. Bu makalede PCDD ve PCDF bileşiklerinin yapıları, bulaşma kaynakları, toksik etkileri, kontaminasyon kaynağı olarak süt, süt ürünleri ve anne sütü ve alınması gereken önlemler üzerinde durulmuştur.

14. 
BÜYÜK MENDERES NEHRİNDEKİ BAZI KİRLETİCİ PARAMETRELERİN AYLIK VE MEVSİMSEL OLARAK DEĞİŞİMİ
MONTHLY AND SEASONAL VARIATION OF SOME POLLUTION PARAMETERS OF BÜYÜK MENDERES RIVER
Bülent OKUR, Hüseyin YENER, Nur OKUR, Eşref İRGET
Sayfalar 243 - 250
Bu araştırmanın amacı Büyük Menderes nehrindeki kirliliğin boyutlarını aylık ve mevsimsel olarak ortaya koymaktır. Nehrin ayrımlı 13 noktasından her ay alınan su örneklerinde bazı fiziksel ve kimyasal analizler ile iz element ve ağır metal içerikleri, N fraksiyonları ve toplam fosfor analiz edilmiştir. Sonuçlar sulama sularına ait ölçüt veriler ile karşılaştırılmıştır. Analiz verilerine göre nehir suları aydan aya değişiklikler gösterirken, bazı örnek alma noktaları hemen hemen tüm yıl boyunca yüksek bir kirlilik göstermiştir. Suda eriyebilir toplam katı madde içeriği genelde tüm aylar dikkate alındığında 100 mg/l’ den fazla saptanmıştır. Nehir suların pH değerleri özellikle Aydın ili civarında 9.00’un altına düşmemiştir. Suların elektriksel geçirgenlik değeri 1 ve 2 no’lu örnekler dışında genelde yüksek olarak analiz edilmiştir. Nehir sularından 4, 5, 6, 7 ve 8 no’lu örnekleme yerleri Bor elementi yönünden, büyük risk taşımaktadırlar. Nehir sularında Fe, Cu, Pb, Cr ve Al ölçüt verilerin altında analiz edilirken, Zn, Mn ve Co kirlilik düzeyine ulaşmışlardır. Büyük Menderes nehrinde yoğun bir amonyak ve nitrit kirliliği saptanmıştır. Suların NO3-N’u içerikleri 1.5-93 mg/l arasında ve maksimum olarak da 7 no’lu örnekte belirlenmiştir. Fosfor değerleri nehir sularında Aydın il çıkışına ait 13 numaralı örnekte maksimum olarak analiz edilirken bu örneğin N/P oranı da hızla 10’un altına inmiştir. Endüstriyel ve evsel atıkların deşarj edildiği Büyük Menderes nehri yakın bir gelecekte bu kir yükünü daha fazla tolere edemeyecektir. Bu nedenle henüz ağır metallerce pek fazla kirlenmemiş olan ancak yüksek düzeylerde N, P ve eriyebilir tuzları içeren nehir için arıtma önlemleri acilen alınmalıdır.

15. 
DOMATES DOKU VE KÜF KARAKTERİSTİKLERİ, DOMATES ÜRÜNLERİNDE KÜF SAYIMI VE KÜFÜ AZALTMA OLANAKLARI
TISSUE-MOULD CHARACTERISTICS OF TOMATO AND MOULD COUNT AND REDUCTION POSSIBILITIES OF MOULD IN TOMATO PRODUCTS
Çetin KADAKAL, Nevzat ARTIK, Sebahattin NAS
Sayfalar 251 - 260
Domates ve ürünlerinde en önemli kalite kriterlerinden biri, ürünün küf yüküdür. Domates ve ürünlerinde küf yükü; Howard küf sayım (HMC) metoduna göre yapılmaktadır. Küf yükü, son ürünün hijyenik koşullarda üretilip üretilmediğini göstermesi açısından önemlidir. Küf yükünün maksimum sınırı ülkeden ülkeye değişmekle birlikte % 40-60 (pozitif alan) arasındadır. Son yıllarda domates ve ürünlerinde ergosterol düzeyi küf yükü yerine yeni bir kriter olarak kabul edilmeye başlanmıştır.

16. 
ÇİVRİL İLÇESİ (DENİZLİ) VE YAKIN ÇEVRESİNİN HİDROJEOLOJİ İNCELEMESİ
A HYDROGEOLOGICAL INVESTIGATION OF THE ÇİVRİL PLAIN (DENİZLİ) AND SURROUNDING AREA
Suat TAŞDELEN, Erdal AKYOL, Ali BÜLBÜL
Sayfalar 261 - 267
Bu çalışmada, Çivril (Denizli) ve yakın çevresinin hidrojeolojik açıdan incelemesi yapılmıştır. Öncelikle, İlçe merkezi ve yakın çevresinde yapılan arazi çalışmaları ile elde edilen jeolojik, tektonik ve hidrolojik bilgiler verilmiştir. Eylül 1999 dönemine ait yerinde ölçüm ve gözlemlerle yeraltı su tablası haritası hazırlanarak, yeraltı suyu akım yönleri belirlenmiştir. Aynı dönemde, örneklenen kuyulara ait yeraltı suları üzerinde su kimyası çalışmaları yapılarak, bu suların kimyasal sınıflamaları ile içme, sulama ve endüstride kullanım özellikleri belirlenmiştir. Elde edilen bilgiler birlikte irdelenerek varılan sonuçlar tablo ve diyagramlarla sunulmuştur.

17. 
POMZA MADENCİLİĞİNE GENEL BİR BAKIŞ
A GENERAL OVERVIEW OF PUMICE MINING
Güngör TUNCER, Şafak G. ÖZKAN
Sayfalar 269 - 276
Bu makale kapsamında genel olarak pomza incelenmiş ve ülkemiz ekonomisinde pomzaya verilmesi gereken önem gözler önüne serilmiştir. Sertliği 5-6 ve özgül ağırlığı 1-2 gr/cm 3 olan pomza, makro ölçekten mikro ölçeğe kadar birçok gözenek içermektedir. Gözenekler arası genellikle bağlantısız boşluklu olduğundan geçirgenliği düşük, ısı ve ses yalıtımı oldukça yüksektir. Bu üstün fiziksel özelliklerinden dolayı pomza, günümüzde birçok endüstride geniş kullanım alanına sahiptir. Çok basit madencilik ve üretim prosesleriyle üretilen pomza, Dünya’da inşaat sanayiinden tekstil sanayiine, tarım sanayiinden kimya sanayiine kadar birçok farklı alanda kullanım olanağı bulmaktadır. Bu çalışmada; ülkemiz ekonomisindeki yeri ve önemi günden güne artan pomzanın bir endüstriyel hammadde olarak tanıtılarak, bilim ve endüstrinin pomza madenciliği ve üretim proseslerine olan ilgisinin artırılması amaçlanmıştır.

18. 
TIBBİ UYGULAMALAR İÇİN BORU ŞEKLİNDEKİ SAÇ ÖRGÜLERİNİN ELASTİK DEFORMASYONUNUN İNCELENMESİ
ANALYSIS OF ELASTIC DEFORMATION OF BRAIDED TUBULAR STRUCTURES FOR MEDICAL APPLICATIONS
Mehmet Emin YÜKSEKKAYA
Sayfalar 277 - 285
Bu çalışmada kendinden uzamalı katedırlar üretilip analiz edilmiştir. Katedırlar üç boyutlu saç örgüsü yapısında olup, polimer yada metal malzemeden imal edilirler. Bu tip yapılar tıbbi alanda tıkanmış olan atardamarların açılmasında merkezden dışa dogru bir kuvvet uygulanması prensibine göre kullanılır. Katedır tarafından damar çeperlerine uygulanan kuvvetin damarlara bir zarar vermeyecek miktarda olması zaruridir. Bundan dolayı, bu tür üç boyutlu hortumsal saç örgülerin yapısı tıbbi uygulamalar için optimum radial kuvvet elde edilebilmesi için incelenmiştir.

19. 
KALİTE MALİYETLERİNE GENEL BİR BAKIŞ : TAGUCHİ KAYIP FONKSİYONU
AN OVERVIEW OF QUALITY COSTS: TAGUCHI LOSS FUNCTOIN
Coşkun HAMZAÇEBİ, Fevzi KUTAY
Sayfalar 287 - 293
Kalite kavramı bir devrim değildir. Kalite kavramının gelişmesi bir evrimdir. Zaman içerisinde bir çok anlam kazanmıştır. Ancak kalite ve maliyet arasında bir ilişki kurulması, özellikle de bu ilişkide kalitesizliğin topluma verdiği zarar ve oluşturduğu maliyet ilk defa Taguchi tarafından ortaya konmuştur. Taguchi’ye göre kalite kayıpları hem maddi hem de sosyal kayıplardır. Geleneksel kalite anlayışı olan Goalpost yaklaşımı, ürün istenilen spesifikasyon sınırları içerisinde üretilmiş ise kalitenin sağlandığını varsaymaktadır ve kalite-maliyet arasındaki ilişkiyi sadece üretici açısından değerlendirmektedir. Taguchi Metodu ise, kalitesizliğin ürünün hedef değerden sapmaya başlamasıyla oluştuğunu ve ürün spesifikasyon sınırları dışında %100 bozulmanın meydana geldiğini söylemektedir. Bu yüzden kaliteyi sağlamak için yapılacak bütün çalışmalar, ürünü hedef değerde üretmeye yönelik olmalıdır. Taguchi kalite kayıplarını parasal olarak ifade eden kalite kayıp fonksiyonunu geliştirmiştir. Bu çalışmada, Taguchi’nin ileri sürdüğü kalite anlayışı ve Taguchi’nin kalite-maliyet ilişkisine bakışının geleneksel yaklaşımdan farklılıkları derlenmiştir.

20. 
FAYDA-DEĞER ANALİZİ BİLGİSAYAR PROGRAMI VE BARTIN-İNKUMU TATİL BELDESİNDE UYGULANIŞI
THE NUTZWERTANALYSE COMPUTER PROGRAMME AND ITS APPLICATION AT THE BARTIN-İNKUMU FOREST RECREATION AREA
Alper AYTEKİN, Nedim SARAÇOĞLU, Selman KARAYILMAZLAR, Şükrü ÖZŞAHİN
Sayfalar 295 - 303
Fayda-Değer Analizi, çeşitli amaçların özdeş fiziksel ya da paraya ilişkin birimlerle açıklanamadığı durumlarda, ormancılıkta çok yönlü kullanımda en iyi çözümün bulunması için kullanılan psikometrik (içsel) değerlendirme yöntemidir. Bu yöntem önerilen seçeneklerin sonuçlandırılması için sistematik bir değerlendirmeyi sağlayarak karar vermeyi kolaylaştırır. Yöntem, belirlenen seçeneklere ilişkin ölçütlerin ve ağırlıklarına göre seçeneklerin önem sırasının belirlenmesine yardımcı olur. Yöntemin uygulanışı Bartın İnkumu tatil beldesinin kuramsal verilerine göre açıklanmıştır. Bu çalışmada ayrıca, sözü edilen verilerle güvenirliliği kontrol edilen bir bilgisayar programı geliştirilmiştir.

21. 
BUĞDAY SAPLARINDAN (Triticum aestivum L.) VE SAMAN-ODUN KARIŞIMI LİFLERDEN ORTA YOĞUNLUKTA LİF LEVHA (MDF) ÜRETİMİ
MEDIUM DENSITY FIBERBOARD (MDF) MANUFACTURING FROM WHEAT STRAW (Triticum aestivum L.) AND STRAW WOOD MIXTURE
Hüdaverdi EROĞLU, Abdullah İSTEK, Mustafa USTA
Sayfalar 305 - 311
Bu çalışmada, hammadde olarak Ankara ilinden temin edilen buğday (Triticum aestivum L.) sapları kullanılmıştır. Kuru yöntemle MDF üretiminde % 8, 10 ve 12 oranında üre formaldehit tutkalı yapıştırıcı, sulu amonyum klorürün % 30’luk çözeltisinden % 1 oranında sertleştirici olarak kullanılmıştır. Ayrıca, 5, 6 ve 7 dk’lık presleme süreleri denenmiştir. Buğday saplarının alkol-benzen, soğuk su, sıcak su ve % 1’lik NaOH çözünürlüğü sırasıyla; % 5.15, % 7.31, % 9.84 ve % 40.79 olarak bulunmuştur. Ayrıca, holoselüloz, selüloz, lignin ve kül miktarları sırasıyla; % 74.79, % 52.67, % 20.17 ve % 4.21 olarak belirlenmiştir. Yapılan lif morfolojisiyle ilgili çalışmalarda kullanılan buğday saplarının lif uzunluğu 1.2-1.5 mm, lif genişliği 12-16 µm, lümen çapı 4-6 µm ve çift çeper kalınlığı 7.5-11.5 µm bulunmuştur. Buğday saplarından MDF eldesi için en uygun lif üretim şartları; buhar basıncı 10.5 atm, buharlama süresi 4 dk ve liflendirme süresi 2 dk olarak belirlenmiş ve uygulanmıştır. Saman liflerinden 0.700 g/cm 3 ve 0.800 g/cm 3 , odun ve saman-odun karışımı (% 30 saman + % 70 odun, % 50 saman + % 50 odun, % 70 saman + % 30 odun) liflerden ise 0.800 g/cm 3 özgül kütleli MDF levhaları üretilmiştir. Tüm levhaların elastikiyet modülü, eğilme direnci, yüzeye dik çekme direnci ile 24 saatteki su alma ve kalınlığına şişme değerleri belirlenmiştir. Laboratuar koşullarında elde edilen MDF levhaların fiziksel ve mekanik özellikleri üzerinde yapılan değerlendirmeler sonucunda buğday saplarından en uygun MDF üretim koşulları; tutkal miktarı % 12, pres süresi 6 dakika, pres sıcaklığı 150 °C, pres basıncı 200-220 kp/cm 2 , sertleştirici miktarı % 1 ve saman/odun oranı % 50 -% 50 şeklinde belirlenmiştir.

LookUs & Online Makale