E-ISSN: 2587-0351 | ISSN: 1300-2694
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi - Pamukkale Univ Muh Bilim Derg: 2 (1)
Cilt: 2  Sayı: 1 - 1996
1.
Kapak-İçindekiler
Cover-Contents
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi
Sayfalar I - III

2.
ERZURUM ET KESİMHANESİ ATIKSULARININ ARITILABİLİRLİĞİ
TREATABLE OF THE SLAUGHTER HOUSE WASTEWATERS OF ERZURUM
Ümmühan DANIŞ
Sayfalar 1 - 7
Araştırmaya konu olan Erzurum Et Kesimhanesi henüz kendi arıtma tesislerini kurmuş değildir. Özellikle mezbahalarda kesimhane ve et işleme prosesleri sırasında oluşan atıksular genellikle yüksek KOİ (kimyasal oksijen ihtiyacı), BOİ (biyokimyasal oksijen ihtiyacı), TAM (toplam asılı madde), yağ ve gres ve yüzer madde içerdiğinden mezbaha atıksuları yöremizde bir takım çevresel sorunlar oluşturmaktadır. Bu nedenle et kesimhanesinden çıkan arıtılmamış atıksuların çevreye zararlı etki yapmayacak şekilde arıtılması amacıyla laboratuvarda arıtma için model çalışmaları yapılmıştır. Bu model çalışmalarında Erzurum Et Kesimhanesi atıksularının laboratuvar koşullarında fiziksel, biyolojik ve fiziko-kimyasal arıtılabilirliği araştırılmıştır. Biyolojik arıtma olarak laboratuvar koşullarında anaerobik- aerobik (aktif çamur yöntemiyle) arıtım, sera ve laboratuvar koşullarında ise fakültatif arıtılabilirlik çalışmaları yapılmıştır. Araştırma sonunda elde edilen veriler tartışılmış ve öneriler sunulmuştur.
The slaughterhouse in Erzurum, which is a subject in this study has not set up its own wastewater treatment establishment yet. The wastewater, especially occured during slaughtering and processing of meat, contained high level of COD, BOD5, total suspended solid, fat and grease and suspended solid. As a result, this wastewater may cause a kind of environmental problem in this region. For this reason some laboratory studies have been carried out to present the unrefined wastewater from the slaughterhouse which may be harmful to the environment. The wastewater of the Erzurum slaughterhouse was examined from the point of physical, biological treatment under the laboratory conditions, anaerobic-aerobic and aerobic treatment (by the method of activated sludge), under the greenhouse and laboratory conditions, facultative refinery studies were made in these studies. Finally, the data are discussed and the proposals were given.

3.
ET İŞLEME TESİSLERİ VE YERLEŞİM YERİ ATIKLARININ KARASU NEHRİNE ETKİSİ
THE EFFECT OF WASTEWATER OF DOMESTIC AND MEAT PROCESSING PLANT ON THE RIVER OF KARASU
Ümmühan DANIŞ
Sayfalar 9 - 14
Erzurum 'da Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde kalan ve halen bir arıtma tesisi bulunmayan Erzurum Et Kesimhanesi ve et işleme tesisleri atıksuları, Karasu nehrine deşarj edilmektedir. Özellikle mezbahalarda, kesimhane ve et işleme sırasında oluşan atıksular, genellikle yüksek kimyasal oksijen ihtiyacı (KOİ), biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOİ 5), toplam katı madde (TKM), yağ ve gres ve yüzer madde içermektedir. Bu haliyle mezbaha atıksuları yöremizde bir takım çevresel sorunlar oluşturmaktadır. Bu çalışmada Erzurum Et Kesimhanesi, et işleme tesisleri ve yerleşim yeri atıksularının Karasu 'ya etkileri incelenmiştir. Bu amaç için araştırma sahasında 8 ayrı noktadan örnekler alınmış ve bu örnekler laboratuvarda anında analiz edilerek 5, KOİ, toplam fosfor toplam kjeldahl azot (TKA), TKM, toplam asılı katı madde (AKM), toplam uçucu madde (TUM), yağ ve gres, klorür ve koliform gibi parametreler için ölçümler yapılmıştır. Elde edilen bulguların su kirliliği limitleri ile karşılaştırılması sonucu, en fazla kirliliğin et kesimhanesi atıksularından kaynaklandığı saptanmıştır.
The wastewaters of the slaughterhouse and meat processing plant in Erzurum city, which don't have any wastewater treatment plant is discharged to the Karasu river. The wastewater, especially occured during slaughtering and processing of meat, contained high level of COD, BOD5, total suspended solid, fat and grease and total solid. Therefore these wastewaters cause some environmental problems in the city. This paper presents the effect of wastewaters from resident area slaughterhouse, and meat processing plants on the river of Karasu. For this purpose some samples taken from eight different points around the river were analysed in order to obtain values of dissolved oxygen, BOD5, COD, total phosphorus, total kjeldahl nitrojen, total suspended solid, total solid, total volatile suspended solid, fat and grease, chlorides and coliform. From the results obtained, it is found out that the wastewaters from the slaughterhouse has the biggest pollutant effect in the river.

4.
ANTALYA–MANAVGAT-ALARA SOL SAHİL SULAMASINDA OPTİMUM SU KULANIMI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
A STUDY ON THE OPTIMAL WATER USAGE AT LEFT COAST IRRIGATION SYSTEM OF ANTALYA-MANAVGAT-ALARA
M. Haluk Çelik, Recep Kanıt, Fatma Zorlu
Sayfalar 15 - 20
Bu çalışmada, Devlet Su İşleri tarafından 1985 yılında işletmeye açılan Alara Sol Sahil Sulama alanında optimum su kullanım modelinin belirlenmesi araştırılmıştır. Fiziksel etkinliği belirlemek için yapılan ölçümlere göre, su iletim randımanı %90 olarak bulunmuştur. Proje alanı için optimum bitki deseni doğrusal programlama yöntemi. İle belirlenmiş ve sulama sistemi işletme durumu CROPWAT programı ile değerlendirilmiştir.
In this study, an attempt was made to determine the optimum water use model of the Alara Irrigation Project which was put into operation in 1985. Water conveyance efficiency of the project is determined by using an LP program. Economic evaluation of the project area for the planned existing and future conditions was analysis by using DASI program. Irrigation on water management problems was evaluated by applying FAO- CROPWAT program.

5.
FARKLI K2HPO4 VE NaCl SEVİYESİNİN KEÇİ ETİNİN SU TUTMA KAPASİTESİ VE PİŞİRME KAYIPLARI ÜZERİNE ETKİSİ
THE EFFECTS OF DIFFERENT K2HP04 AND NaCl LEVELS ON THE WATER-HOLDING CAPACITY AND COOKING LOSS OF GOAT MEAT
Mustafa Karakaya, Hüsnü Yusuf Gökalp, Ramazan Bayrak
Sayfalar 21 - 24
Araştırmada, farklı seviyede (%0.00, %0.25, %0.50) K2HP04 ve (%2.5, %3.0) NaCl ilave edilerek, keçi etinin pH, su tutma kapasitesi (%) ile pişirme kayıpları (%) üzerine olan etkisi belirlenmiştir. Keçi etinin su tutma kapasitesi ve pişirme kayıpları üzerine %0.25'e kadar K2HP04 ilavesi istatistiki olarak çok önemli (p<0.01) etki göstermemiştir. Ancak. %0.50 K2HP04 ilavesi keçi etinin su tutma kapasitesini artırmış, pişirme kayıplarını çok önemli düzeyde azaltmıştır (p<0.01). Su tutma kapasitesi ve pişirme kayıpları üzerine %2.5 ve %3.0 NaCl ilavesinin etkisi istatistiki olarak çok önemli (p<0.01) bulunmuştur. Aynı zamanda %3.0 NaCl ilavesi keçi etinin su tutma kapasitesini artırırken, pişirme kayıplarını da azaltmıştır. Keçi etine, K2HP04 ve NaCl ilavesi etin pH değerini de artırmıştır.
This research was conducted on the laboratory conditions. Different levels of K2HP04 (0.00%, 0.25%, 0.30%) and NaCl (2.5%, 3.0%) were applied on the goat meat and the pH, water holding capacity and cooking loss were observed. According to the results the effects of 0.25% K2HP04 addition was found statistically insignificant (p<0.01) in water holding capacity and cooking loss of goat meat. Whereas the addition of 0.50% K2HP04 increased the water holding capacity and decreased the cooking loss very significantly (p<0.01). The effect of 2.5% and 3.0% NaCl addition was found statistically significant (p<0.01) in the water holding capacity and cooking loss. The addition of 3.0% NaCl increased the water holding capacity and decreased the cooking loss. The addition of K2HP04 and NaCl also increased pH value of goat meat.

6.
1 EKİM 1995 DİNAR DEPREMİ SONUCU OLUŞAN HASARLAR VE ÖNLEME ÇARELERİ
DAMAGES OCCURED AT DINAR EARTHUAKE ON OCTOBER 1st, 1995 AND THE NECESSARY PRECAUTIONS TO BE TAKEN
Hasan Kaplan
Sayfalar 25 - 34
Büyük bir bölümü deprem kuşağında olan ülkemiz son üç yılda 13 Mart 1992 Erzincan ve l Ekim 1995 Dinar depremlerini yaşadı. Bunun sonunda önemli düzeyde ekonomik kaybın ve can kaybının olduğu deprem bölgelerindeki yapıların depreme dayanıklı olarak inşaa edilmediği gerçeği ortaya çıktı. Bu çalışmada 1 Ekim 1995 Dinar depreminde yerinde yapılan incelemelerin ışığında varılan sonuçlar ele alınarak depremde hasar gören yapılar ve hasar nedenleri incelenmiştir. Dinarda meydana gelen depremden alınması gereken dersler ile benzer tektonik yapıya sahip diğer bölgeler için üzerinde durulması gereken konulara yer verilmiştir.
The great portion of Turkey is in the earthquake zone. In the last three years, 13 March 1992 Erzincan and 1 October 1995 Dinar earthquakes have occurred. Some important economical and vital loses after these earthquakes showed that the buildings had not been built according to the related standards. Many masonry and reinforced concrete buildings in Dinar were damaged by the earthquake of 6th Richter magnitude. In this study Dinar earthquake and damaged buildings are taken into consideration. The investigations and suggestion arc presented.

7.
JEOTERMAL MERKEZİ ISITMA AÇISINDAN KONUT ÖZELLİKLERİ VE DENİZLİ'NİN JEOTERMAL ENERJİYE BAKIŞI
THE PROPERTIES OF HOUSES IN TERMS OF GEOTHERMAL CENTRAL HEATING AND THE APPROACH OF DENIZLI TO GEOTHERMAL ENERGY
Halil KARAHAN
Sayfalar 35 - 40
Hava kirliliği sorununa etkili bir çözüm olarak yaklaşık on yıldır, Kızıldere Jotermal sahasından elde edilen jeotermal akışkanın Denizli’nin merkezi ısıtılmasında kullanımı sürekli gündemde bulunmasına rağmen bu güne kadar konut sayıları, konut alanları, ısınma türü, konut başına kömür tüketimi, ısı yalıtımı, mevcut binaların ne kadarının kaloriferli olduğu gibi projenin maliyetini doğrudan etkileyecek veriler ya keyfi olarak seçilmiş, ya da Denizli' ye göre yerleşim alanı ve nüfusu çok küçük olan yerler esas alınarak değerlendirmeler yapılmıştır. Yapılacak projenin istenilen amaca hizmet edebilmesi için Denizli' ye ait değerlerin elde edilmesi, fizibilite ve projelendirme aşamalarında bu değerlerin kullanılması gerekir. Bu amaçla Denizli şehir merkezinde, değişik gelir gruplarını ve konut özelliklerini temsil eden yaklaşık 15000 bağımsız birime (konut, işyeri) ekte verilen anket formu dağıtılmış ve anket formları bilgisayar aracılığıyla değerlendirilmiş ve sonuçlar grafik olarak sunulmuştur.
Although the geothermal fluid, which is discharged into Büyük Menderes River after electric generation at Kızıldere Geothermal power plant, has been considered as a solution the air pollution problem of Denizli province, there has been no work carried out to determine the number of house, the area of house, the type of heating, coal consumption for each house, heat isolation, and centrally heated houses. The existing works includes only the applications at local places comparing to Denizli. In order to get maximum benefit from the planned project, it is necessary to collect data for Denizli and evaluate the data at the feasibility and application phases of the project. For this purpose questionnaire forms have been given to 15000 houses and offices at the different places in Denizli. The questionnaire forms were collected and the results have been evaluated and presented in graphics.

8.
AA2014 ALÜMINYUM ALAŞIMI INGOTUN İÇYAPİSİNA HOMOJENIZASYON SİCAKLİĞINİN ETKISI
THE EFFECT OF HOMOGENISATION TEMPERATURE ON THE MICRO STRUCTURE OF ALUMINIUM INGOT ALLOY (AA2014)
Mehmet GAVGAL, Remzi ÇETİN
Sayfalar 41 - 46
Endüstride demirden sonra en çok kullanılan alüminyum alaşımları, mekanik özelliklerinde gerçekleştirilen iyileştirme ile önemini bir kat daha artırmıştır. Malzeme özelliğinin tam olarak belirlenmesi ile tasarımcılara doğru malzemeyi seçme olanağı sağlanmaktadır. Bu çalışmada, mekanik özellikler üzerinde büyük etkiye sahip olan mikroyapı ve tane boyutunun homojenizasyon işlemi ile değişimi incelenmiştir. Homojenizasyon işlemi için 400, 440, 480, 500 ve 510 o C sıcaklıkta 4, 8 ve 24 saat fırında tutulan numunelere daha sonra havada, suda ve fırında soğutma işlemi uygulanmıştır. Isıl işlemi takip eden ilk hafta içerisinde tabii yaşlanma sertleşmesi hızı çok yüksek olduğundan deneyler 7. günün sonunda yapılmıştır. Homojenizasyon işlemi ile değişen tane büyüklüğü ve içyapı incelenmiş, ayrıca mekanik özelliklere olan etkisi araştırılmıştır.
In Industry the improvements in mechanical properties of Al alloys, which are used most commonly after steel, has increased its importance. The full evaluation of material properties would lead the designers to make right chooses. In this study the variation of micro structure and grain size, which has great effect on the mechanical properties, has been investigated against homogenisation process. For the homogenisation workpieces were annealed at 400, 440, 500 and 510 o C for 4,8 and 24 hours respectively and then they were cooled in the air, waters and in a furnace. The workpieces have been rested at room temperature for a week in order to protect then from natural ageing. Then they were etched by the % 0.5 HF separator and pictures were taken at various magnifications. The homogenisation process changing by grain size and microstruture and their effects on the mechanical properties have been investigated.

9.
CNC TORNA TEZGAHLARINDA KESME KUVVETLERİ ANALİZİ - DENEYSEL YAKLAŞIM
ANALYSIS OF CUTTING FORCES ON CNC LATHES EXPERIMENTAL APPROACH
Erdem Koç, Ertuğrul Ünver
Sayfalar 47 - 53
Bu çalışma, CNC torna tezgahlarında programlama yapmanın kolaylaştırılmasını, hazırlanan parça programının tezgaha ait sınır parametrelerine göre optimizasyonunu sağlamaktadır. Çalışmada deney ve optimizasyon işlemlerinde BOXFORD 250 B CNC torna tezgahı kullanılmıştır. CNC torna tezgahında kaleme gelen kuvvetlerin ölçülmesi gerçekleştirilmiştir. Yapılan deneylerde yüzey tornalama işleminde kesici uçları için oluşan kesme kuvvetleri; değişik talaş derinlikleri, ilerleme ve kesme hızları ile kesici uçları için tespit edilerek bir veri tabanı elde edilmiştir.
Objective of this study is to make use easy programming of CNC lathes and to achieve the optimization of part program prepared considering the limiting parameters of the machine. In the present study, a BOXFORD 250 B CNC lathe has been used for experiment and optimization process. The measurement of cutting forces exerted on the cutting tool of CNC lathe has been performed. The cutting forces occurring during the turning operation have been determined for different depth of" cut, feed rate and cutting speed as well as different cutting tools and related data base has been obtained.

10.
FARKLI METALLERİN KAYNAĞINDA GERİLME YIĞILMALARININ İNCELENMESİ
THE EXAMINING OF STRESS CONCENTRATION IN THE WELDING OF DISSIMILAR METALS
Ayhan ÇELİK, Adnan ÖZEL, Süleyman KARADENİZ
Sayfalar 55 - 60
Aynı konstrüksiyon üzerinde kullanılan birbirinden farklı özelliklere sahip malzemelerin birleştirilmesinin gerekliliği bazı problemler ortaya koymaktadır. Kaynak teknolojisinin gelişmesiyle farklı metaller belirli şartlar altında kaynatılabilmektedir. Bu çalışmada dökme demir ile çelik malzemesinin birleştirilmesi ele alınmıştır. Bu malzemelerin birleştirilmesinde genellikle nikel elektrodlar kullanılmaktadır. Bu durumda kaynak bölgesinin yapısı homojen değildir, çünkü kaynak metali ve esas metaller farklı bileşimdedirler. Bu farklı yapı, yük altında, malzeme uyumsuzluğu sebebiyle kaynak bölgesinde gerilme yığılmalarına neden olmaktadır. Ortaya çıkan bu durum, V ve X kaynak ağızlı birleştirmeler için sonlu elemanlar metoduyla araştırılarak, gerilme yığılmalarının dağılımı incelenmiştir.
In the necessity of dissimilar materials having different characteristic used on the same construction brings up some problems. With the developing of welding technology, dissimilar metals can be welded under certain conditions. In this study, the joining of cast iron with steel material has been examined. Nicel electrods are usually used in this materials joining. In this situation, the site of welding structure is not homogenious, because welding metal and parent metals are at different concentration. Because of the material discord, this different structure under load causes more concentration of stress at the welding site. Therefore, the concentration of stress has been determined by studying finite element method for V and X welding-edged joining.

11.
ÜÇGEN KESİTLİ HALKA SONLU ELEMANIN DİRENGENLİK MATRİSİ İÇİN BİR YÖNTEM
A METHOD FOR STIFFNESS MATRIX OF TRIANGULAR TORUS ELEMENT
Durmuş GÜNAY, Mehmet TEKELİOĞLU, Alpay AYDEMİR
Sayfalar 61 - 67
Üçgen kesitli halka sonlu elemanların direngenlik matrisinin nümerik integrasyona başvurulmaksızın elde edilmesini sağlayan sabit matrisler, literatürde verilen ifadelerden hareketle bilgisayarda elde edilmiştir.Elemanın köşe düğümlerinin koordinatları ve malzeme özellikleri verildiği takdirde, halka sonlu elemanındirengenlik matrisi sözkonusu sabit matrisler yardımı ile kolayca elde edilmektedir.
The matrices of constants for the stiffness matrices of triangular torus elements family are generated on computer by using the expression given in literature. After the matrices are generated once, it is easy to obtain the stiffness matrices for all member of family of triangular torus elements without need for numerical integration.

12.
MISIR BİTKİSİNİN ÇİNKO, DEMİR, BAKIR, MANGAN VE KLOROFİL KAPSAMI ÜZERİNE ÇİNKO GÜBRELEMESİNİN ETKİSİ
THE EFFECTS OF ZINC FERTILIZATION ON ZINC, IRON, COPPER, MANGANESE AND CHLOROPHYLL CONTENTS OF MAIZE
Süleyman TABAN, Mehmet ALPASLAN
Sayfalar 69 - 73
Araştırma, bitkiye yarayışlı çinkoca yoksul (0.2 µg Zn/g) olan toprakta mısır (Hybrit G-5050 ) bitkisi yetiştirilerek sera denemesi şeklinde yürütülmüştür. Denemede toprağa çinko 0, 2.5, 5.0 ve 10.0 µg Zn/g düzeylerinde ve ZnSO4 7H2 O şeklinde çözelti halinde uygulanmıştır. Mısır bitkisinin kuru madde miktarı artan miktarlarda uygulanan çinkoyla artmıştır. Deneme bitkisinin kuru madde miktarı Zn0 uygulamasında 8.94 g/saksı iken, çinkolu gübrelemenin etkisiyle Zn1 uygulamasında %52.6’lık bir artışla 13.64 g/saksı, Zn2 uygulamasında % 67.3’lük artışla 14.96 g/saksı ve Zn3 uygulamasında ise % 58.9’luk artışla 14.21 g/saksı ya ulaşmıştır. Çinko verilmeyen saksılarda yetiştirilen mısır bitkisinde çinko noksanlık belirtileri görülmüş ve bitkinin çinko kapsamı, artan çinkolu gübreleme ile belirgin bir biçimde artmıştır. Bu artışlar kontrole göre sırasıyla % 275, 356 ve 638 düzeylerinde gerçekleşmiştir. Mısır bitkisinin demir, bakır ve mangan kapsamları bitkiye verilen çinkoya bağlı olarak azalırken klorofil kapsamı artmıştır.
Maize plants (Hybrit G-5050) were grown in soil containing available zinc content 0.2 µg Zn/g. Zinc were applied in the amounts of 0, 2.5, 5.0 and 10.0 µg Zn/g levels as ZnSO4 7H2 O, under greenhouse conditions. Dry weight of maize increased by the application of increasing amounts of zinc. Maize plant’s dry weight increased from 8.94 g/pot at the Zn0 level to 13.64 g/pot at the Zn1 level, to 14.96 g/pot at the Zn2 level and to 14.21 g/pot at the Zn3 level showing a 52.6 %, 67.3 %, 58.9 % respectively. Zinc deficiency symptoms were appeared at the maize plants growing in the control pots. The zinc contents of experimental plant increased by the application of increasing amounts of zinc. As compared to the control, zinc contents increased in 275 %, 356 %, and 638 % of the experimental soils by the application of zinc, respectively. The iron, copper and manganese contents of maize plant decreased whereas the chlorophyll contents increased in accordance with the increased amount of zinc applications.

13.
ÜLKEMİZDEKİ BAZI PEAT TOPRAKLARININ AZOT İÇERİKLERİ
NITROGEN CONTENT OF SOME PEAT SOILS IN TURKEY
Sadık USTA, Sonay SÖZÜDOĞRU
Sayfalar 75 - 79
Bu araştırmada Muş, Burdur, İçel, Kütahya, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Trabzon'dan alınan peat örneklerinin azot içerikleri belirlenmiştir. Örneklerin Nt değerleri 23988 ppm (Trabzon) ve 7862 ppm (Kütahya) arasında değişmiştir. Nt 'nin % 70.94-% 98.31'ü hidrolize olmuştur. Nsta değerleri toplam azotun % 1.69-19.07'ni oluşturmuştur. Toplam hidrolize olabilir NH4 +-N'u değerleri toplam azotun % 11.36-% 20.75'i arasında değişmiştir. (NH4 +) d+s-N ve NO3 - -N değerleri sırasıyla % 0.69-1.28 ve % 0.11-6.57 değerleri arasında dağılım göstermiştir. Rest-Nhid. değerleri % 40.60-49.38 olup, heksoz amin-N ve amino asid-N değerleri sırasıyla % 4.21-11.19 ve % 12.33-16.16 arasında değişmiştir.
In this research, N content of peat samples collected from Muş, Burdur, Içel, Kütahya, Adıyaman, Kahramanmaraş and Trabzon, was determined. Nt values of samples were changed between 23988 ppm (Trabzon) and 7862 ppm (Kütahya). 70.94 %-98.31 % of Nt were hydrolysed. Nst values were 1.69 %-19.07 % of Nt. Total hydrolysable NH4 +-N was changed between 11.36 %-20.75 % of Nt. (NH4 +) e+s-N and NO3 --Nvalues ranged between 0.69 %-1.28 % and 0.11 %-6.57 %, respectively. The range of Rest-Nhyd was 40.60 %-49.38 %. Heksozamin-N and amino acid-N values were changed between 4.21 %-11.19 % and 12.33 %-16.16%, respectively.

14.
ORGANİK TOPRAKLA KARIŞTIRMANIN KİLLİ TINLI BİR TOPRAĞIN BAZI FİZİKSEL ÖZELLİKLERİNDE SIKIŞMA İLE OLUŞAN DEĞİŞİMLERE ETKİSİ
THE EFFECT OF MIXING WITH ORGANIC SOIL ON CHANGES IN SOME PHYSICAL PROPERTIES OF A COMPACTED CLAY LOAM SOIL
Abdullah BARAN, Damla BENDER, İlhami ÖZKAN
Sayfalar 81 - 85
Bu araştırmada, killi tınlı bir toprağın toplam boşluklar yüzdesi, havalanma porozitesi, yarayışlı su miktarı ve su iletkenliği gibi fiziksel özelliklerinde sıkışma sonucunda oluşan değişmelere organik toprakla karıştırmanın etkisi incelenmiştir. Toprağa, % 0, % 1, % 2 ve % 4 oranlarında organik toprak ilave edilerek, karışımlar, 0 kg/cm2, 0.21 kg/cm2, 1.98 kg/cm2 ve 3.95 kg/cm2 lik sıkışmaya maruz bırakılmışlar ve sıkıştırılan örneklerin değinilen fiziksel özellikleri belirlenmiştir. Sıkışma ile karışımların, toplam boşluklar yüzdeleri, havalanma poroziteleri, yarayışlı su miktarları ve su geçirgenliklerinin azalma gösterdikleri, ancak, % 4 oranında organik toprakla karıştırılmış örneklerde bütün sıkışma düzeylerinde, yarayışlı su miktarları hariç, diğer özelliklerin olumlu yönde etkilendiği saptanmıştır.
In this research, the effect of organic soil on changes in total pore space, aeration porosity, available water content and hydraulic conductivity of a compacted clay loam were investigated. By adding organic soil at rates of 0 %, 1 %, 2 % and 4 % to soil, mixtures were compacted at compaction levels of 0 kg/cm2, 0.21 kg/cm2, 1.98 kg/cm2 and 3.95 kg/cm2 Some physical properties of compacted soil were determined. Compaction decreased total pore space, areation porosity, available water content and hydraulic conductivity, but in samples with the mixing rate of 4 %, all properties inspected were affected positively in all compaction levels, except available water content

LookUs & Online Makale