E-ISSN: 2587-0351 | ISSN: 1300-2694
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi - Pamukkale Univ Muh Bilim Derg: 22 (7)
Cilt: 22  Sayı: 7 - 2016
KAPAK - İÇİNDEKİLER
1.
Kapak-İçindekiler
Cover-Contents
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi
Sayfalar I - IV

2.
Ev tipi deterjan yapılarındaki bazı bileşenlerin tekstil malzemelerinin beyazlığı üzerine etkileri
The effects of some ingredients in the structure of household laundry detergents over the whiteness of textile materials
Fatma Gündüz Balpetek, Tülay Gülümser
doi: 10.5505/pajes.2015.68926  Sayfalar 597 - 604
Tekstil ürünleri, kullanım ömürleri boyunca, yıkama, kuru temizleme, ütüleme gibi çeşitli bakım işlemlerine maruz kalmaktadır. Tekstil ürünlerinin bakımı için en sık kullanılan işlem ise yıkama işlemidir. Beyaz kumaşlar tekrarlı yıkama işlemlerine maruz kaldıklarında beyazlıkları azalmaktadır ve sararma ya da grileşme belirginleşmektedir. Deterjanların içerisinde bulunan çeşitli katkı maddeleri ile yıkama sonrası kumaş beyazlığının korunması sağlanmaya çalışılmaktadır. Kumaşlarda beyazlatma/parlatma etkisi elde etmek üzere ağartma sistemlerinin kullanılması, yüzeyden ışığın emisyonunun arttırılması (parlatma) ve yüzeyin renk nüansının değiştirilmesi gibi yöntemler kullanılmaktadır. Bu makale, ev tipi deterjanlarda kullanılan floresan beyazlatma maddeleri ve nüanslama boyaları gibi bazı bileşenlerin kumaş beyazlığı üzerine etkilerinin incelendiği bir derlemedir.
Textile products are subjected to various maintenance procedures such as washing, dry cleaning, ironing etc. throughout lifetime. The most common maintenance procedure for textile materials is washing. When white fabrics are subjected to repeated washing process, whiteness is decreased and yellowing or graying becomes evident. Post-wash protection of fabric whiteness is provided with various additives in detergent contents. To achieve whitening/brightening effect of fabrics, generally some procedures such as using bleaching system, increasing the emission of light from the surface (brightening), and altering the hue of the surface are used. This paper is a review which the effects over fabric whiteness of some ingredients such as fluorescent whitening agents and shading dyes that are used in home type detergents is investigated.

3.
Çocuklarda aylara bağlı olarak uyku tulum modelleri
Sleeper models for babies depending on months
Zümrüt Bahadır Ünal, Eda Acar
doi: 10.5505/pajes.2016.76093  Sayfalar 605 - 608
Bebeklerin motor gelişimleri süresince hareketleri de artmaktadır. Hareketli çocuk, sağlıklı çocuk ifadesi doğrudur. Ancak, geceleri uyku halinde ya da uyku dışında çok hareket eden çocuklar üstlerindeki örtüyü açabilecekleri gibi, yüzlerine doğru çekerek bazı tehlikelere de yol açabilmektedirler. Bu nedenle birçok anne, geceleri güven içinde geçirmek ve çocuklar üstlerini açsalar dahi üşümeden uyuyabilecekleri bir ortam oluşturabilmek için onlara uyku tulumu giydirmeyi ortak bir çözüm olarak görmektedir. Bu alanda piyasada çok çeşitli model ve malzemelerde uyku tulumları bulunmaktadır. Bu çalışma kapsamında mevcut uyku tulumları incelenmiş ve çocuklarda aylara bağlı olarak uygun olan uyku tulumu modelleri belirlenmiştir. Modellere bağlı olarak da mevsimsel uyku tulumu malzemeleri önerilmiştir.
Infants' movements increase during their motor development. The statement of active child is healthy child is true. However, children may cause some insecure or undesired situation by opening their cover and pulling it their face during nights. Therefore, many parents use sleeper for their children as common solution, thus they spend night safely and provide better sleep for them without feeling cold even if they open their cover. There is a wide variety of sleeper models and materials produced in the market. In this research, existing sleepers have examined and proper sleeper models have determined for children depending on months. Seasonal sleeper materials have been proposed depending on models.

4.
5-halojen-2-tiyofenkarboksaldehitlerin karbonil gerilme titreşimleri: KBM, AN, SWAIN ve LSER parametreleri
Carbonyl stretching vibrations of 5-halogen-2-thiophenecarboxaldehydes: KBM, AN, SWAIN and LSER parameters
Cemal Parlak, Özgür Alver
doi: 10.5505/pajes.2016.88155  Sayfalar 609 - 612
5-halojen-2-tiyofenkarboksaldehitlerin (C5H3XOS; X=F, Cl veya Br) yapısal denge ve karbonil gerilme titreşimleri üzerindeki çözücü ve halojen etkileri yoğunluk fonksiyoneli teorisi ile B3LYP fonksiyoneli, 6-311+G(3df,p) baz seti ve kutuplanabilir süreklilik modeli kullanılarak incelendi. Hesaplamalar on sekiz farklı çözücü içinde moleküllerin cis ve trans konformasyonları ele alınarak yürütüldü. Çözücü içindeki karbonil gerilme titreşim frekansları Kirkwood-Bauer-Magat denklemi, çözücü akseptör sayısı, Swain parametreleri ve lineer çözünme enerji ilişkisi gibi çözücü skalaları ile incelendi. Bu çalışmanın sonuçları tiyofen-karboksaldehit türevleri için faydalı olacaktır.
Halogen and solvent influence on the conformational stability and carbonyl stretching vibration of 5-Halogeno-2-thiophene-carboxaldehydes (C5H3XOS; X=F, Cl or Br) were investigated by the density functional theory using the B3LYP functional, 6-311+G(3df,p) basis set and polarizable continuum model. Calculations were performed by the cis and trans forms of the compounds in eighteen different solvents. The carbonyl stretching frequencies were correlated with some solvent parameters such as the Kirkwood-Bauer-Magat equation, the solvent acceptor number, Swain parameters and the linear solvation energy relationships. The findings of this research will be useful for thiophenecarboxaldehydes.

5.
Süperhidrofobik ve hidrofobik yüzeyler üzerinde sıvı damlası gaz kabarcığı ve sıvı jeti dinamiğinin incelenmesi
An investigation of droplet bubble and liquid jet dynamics on superhydrophobic and hydrophobic surfaces
Ali Kibar
doi: 10.5505/pajes.2016.07088  Sayfalar 613 - 619
Bu çalışmada, hidrofobik ve süperhidrofobik yüzeylerin hidrofilik yüzeylerden farklılıkları ve bu yüzeyler üzerinde sıvı damlası, gaz kabarcığı ve sıvı jeti dinamiği incelenmiştir. Hidrofobik yüzeyler üzerinde sıvı/su damlası yüksek temas açısı ile durmasına karşılık gaz/hava kabarcığı yüzeyde yayılmaktadır. Süperhidrofobik yüzeyler için Cassie ve Wenzel olmak iki farklı durum mevcuttur. Her iki durumda da yüzeyin temas açısı yüksek olmasına karşılık Cassie durumda temas açısı histerezisi düşük Wenzel durumda ise yüksek olmaktadır. Cassie durum süperhidrofobik yüzeyler üzerindeki sıvı damlası yüzeyle çok az noktalardan temas etmesi sayesinde küçük bir dış kuvvet etkisiyle yüzeyden uzaklaştırılabilmektedir. Süperhidrofobik yüzeyler sıvı içerisine daldırıldıklarında etrafı ince bir hava filmi ile kaplanmaktadır. Bu şekildeki yüzeye alttan gönderilen hava kabarcığı yüzeydeki hava filmine nüfuz ederek kaybolmaktadır. Yüzey üzerindeki kabarcık ise yüzeyde yayılmaktadır. Süperhidrofobik yüzeyler donma/buzlanmasının önlenmesi, film/damla yoğuşmanın kontrolü, kaynamada oluşan hava kabarcık dinamiğinin kontrolü gibi birçok alanlarda uygulama alanları bulunmaktadır.
In this study, the differences between the hydrophobic and superhydrophobic surfaces from the hydrophilic surfaces and dynamics of a liquid droplets, gas bubbles and liquid jets have been examined. For a droplet, there remains a large contact angle on the superhydrophobic surfaces, while the gas bubble spreads on the surface with a low contact angle. There are two different conditions for superhydrophobic surfaces (i.e., Cassie and Wenzel) and the contact angles are high for those two surfaces. However, contact angle hysteresis is low and high for the Cassie and Wenzel states, respectively. The droplet remains on the superhydrophobic surface touching a small area with the surface, and it can be removed from the surface by a very low external forces. When the superhydrophobic surfaces are submerged in a liquid, it is covered by a thin air layer. In this case, the air bubble, which is sent from underneath of the surface, bursts and disappears on the surface. The superhydrophobic surfaces have potential applications for icing, film/dropwise condensation and boiling.

6.
Probiyotik gıdalardan izole edilen laktik asit bakterilerinin antibiyotik dirençliliklerinin belirlenmesi
Determination of antibiotic resistance of lactic acid bacteria isolates of probiotic foods
Emel Ünal Turhan, Zerrin Erginkaya
doi: 10.5505/pajes.2016.87369  Sayfalar 620 - 624
Bu çalışmada, bazı ticari probiyotik gıdalardan izole edilen laktik asit bakterilerinin antibiyotik dirençlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmamızda ticari probiyotik gıda örneklerinden Lactobacillus spp., Lactobacillus acidophilus ve Bifidobacterium spp. türleri izole edilmiş ve Kirby-Bauer Disk Difüzyon yöntemi ile antibiyotik dirençlilikleri analiz edilmiştir. Lactobacillus spp. izolatlarında vankomisin (%20), tetrasiklin (%20), ampisilin (%20), gentamisin (%20) ve siprofloksasine (%80) karşı direnç saptanırken, izolatların eritromisin (%100), kloramfenikol (%100) ve nitrofurantoin’e (%100) ise duyarlı oldukları bulunmuştur. Lactobacillus acidophilus izolatlarının ise gentamisin (%25) ve siprofloksasine (%75) karşı dirençli oldukları saptanırken, tüm L. acidophilus izolatlarının vankomisin, eritromisin, tetrasiklin, ampisilin, kloramfenikol, ripamfisin ve nitrofurantoin’e duyarlı oldukları bulunmuştur. Bifidobacterium spp. izolatının vankomisin, tetrasiklin, ampisilin ve siprofloksasin’e karşı dirençli olduğu, buna karşın eritromisin, gentamisin, kloramfenikol ve nitrofurantoin’e duyarlı olduğu bulunmuştur.
The current study aimed at the determination of resistances of lactic acid bacteria against antibiotics, which isolated from some commercial probiotic foods. Lactobacillus spp., Lactobacillus acidophilus and Bifidobacterium spp. were isolated and their antibiotic resistances were analysed by Kirby-Bauer Disc Diffusion method. While Lactobacillus spp. isolates were determined resistant to vancomycin (20%), tetracycline (20%), ampicillin (20%), gentamicin (20%) and ciprofloxacin (80%), these isolates were found susceptible to chloramphenicol (100%), erythromycin (100%) and nitrofurantoin (100%). As regards to L. acidophilus, while resistance to gentamicin (25%) and ciprofloxacin (75%) was determined, all isolates of L. acidophilus were found susceptible to vancomycin, chloramphenicol, rifampicin, tetracycline, erythromycin, nitrofurantoin and ampicillin. Bifidobacterium spp. isolate were found resistant to vancomycin, tetracycline, ampicillin and ciprofloxacin, whereas isolates were sensitive to chloramphenicol, erythromycin, nitrofurantoin and gentamicin.

7.
Yüksek hidrostatik basınçla çiğ köftede toplam aerobik bakteri inaktivasyonu
High hydrostatic pressure inactivation of total aerobic bacteria in raw meatball
Sinan Uzunlu, Keshavan Niranjan
doi: 10.5505/pajes.2016.93357  Sayfalar 625 - 628
Bu araştırma, Çiğ Köftenin güvenliğini yüksek hidrostatik basınç (HP) kullanarak arttırmayı amaçlamıştır. Çiğ Köftenin iki ana hammaddesinden birisi olan dana kıyma etine 22 °C’de 15 dakika süre ile 400 MPa’da yüksek HP uygulanmıştır. HP sonrası toplam canlı sayımlarında 3 desimal azalma sağlanmıştır. Çiğ Köfte yapımında HP uygulanmış ve uygulanmamış (kontrol) dana eti kullanılarak değerlendirmeye alınmıştır. HP ve kontrol grupları arasında görsel olarak herhangi bir renk değişikliği görülmemiştir. Dana etinin başlangıç mikrobiyal yükü yüksek HP ile inaktif edilerek geleneksel bir gıda olan Çiğ Köftenin güvenliği arttırılmıştır. Bu nedenle güvenilir tüketime hazır bir Çiğ Köfte yapımı için, etin yüksek HP ile proses edilmesi önerilmektedir.
The current study aimed at the improvement of raw meatball (Cig Kofte) safety, by using high hydrostatic pressure (HP) treatment. Beef mince, one of the main raw material of meatball, was treated by high HP at 400 MPa for 15 minutes at 22 °C. After the HP treatment, 3-decimal reduction was achieved, by measuring total viable counts. HP treated and non-treated (control) beef mince were used in Cig Kofte preparation for evaluation. Any colour change was observed visually between the HP treated and control group samples. Indigenous microbial load of beef mince was inactivated by high HP that increased safety of traditional Turkish food. Therefore, it is proposed to process meat with high HP to prepare a safe ready-to-eat Cig Kofte.

LookUs & Online Makale