E-ISSN: 2587-0351 | ISSN: 1300-2694
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi - Pamukkale Univ Muh Bilim Derg: 16 (1)
Cilt: 16  Sayı: 1 - 2010
1.
Kapak-İçindekiler
Cover-Contents
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi
Sayfalar I - III

ARAŞTIRMA MAKALESI
2.
Ağsız Yöntemler ve Sınıflandırılması
Meshfree Methods and Their Classification
Mahmut Pekedis, Hasan Yıldız
Sayfalar 1 - 9
Son yirmi yıl içinde birçok ağsız yöntem geliştirilmiş ve bu yöntemlerden bazıları zaman içerisinde kayda değer ilerlemeler göstermişlerdir. Bu çalışmada son zamanlarda geliştirilmekte olan nümerik metotlardan ağsız yöntemler hakkında temel bilgiler verilmiştir. Mühendislik problemlerinin çözümü için araştırmacılar tarafından önerilen çözüm prosedürü açısından ağsız yöntemler sonlu elemanlar yöntemiyle karşılaştırılmıştır. Ağsız yöntemler çeşitli özelliklerine göre sınıflandırılıp, en çok kullanılan tipleri tanıtılmıştır.
Many meshless methods have been developed and improved remarkably during the last two decades. In this study, some fundamental information about meshless methods which are new and popular numerical methods in recent years is given. Meshless methods are compared with the finite element method in terms of the solution procedures proposed and used by researchers in engineering problems. Meshless methods are classified in terms of their properties and some popular types of these methods are described.

3.
İçerisi Beton ile Doldurulmuş Çelik Kutu Kesitli Kolonların Gerilme-Şekil Değiştirme-Zaman İlişkilerinin İncelenmesi
Investigation of Stress-Strain-Time Relationships of Concrete Filled Steel Tube Columns
Mutlu Seçer, Mehmet Emin Kural
Sayfalar 11 - 19
Bu çalışmada, içerisi beton ile doldurulmuş çelik kutu kesitli kolonların zamana bağlı sünme ve büzülme davranışlarının çeşitli yöntemler ile incelenmesi amaçlanmıştır. Zamana bağlı davranışın incelenmesinde etkin modül yöntemi, yaş faktörüne bağlı etkin modül yöntemi, sünme oranı yöntemi ve geliştirilmiş Dischinger yöntemleri kullanılmıştır. Sünme ve büzülme şekil değiştirmeleri ACI 209 yönetmeliği kullanılarak modellenmiştir. Çalışmada, zamana bağlı davranışın nümerik olarak incelenebilmesi amacıyla yirmi katlı bir binada içerisi beton ile doldurulmuş çelik kutu kesitli bir kolon seçilmiş ve betondaki gerilme azalması, çelik kutu kesitteki gerilme artışı ile şekil değiştirme bileşenlerindeki değişimler hesaplanmıştır. Gerilme-zaman, şekil değiştirme-zaman, şekil değiştirme bileşenleri-zaman grafikleri sunulmuş ve yöntemlerin zamana bağlı davranışı modellemedeki avantaj ve dezavantajları araştırılmıştır.
In this study, time dependent creep and shrinkage behaviors of concrete filled steel box section columns are investigated by using various methods. Time dependent behavior is examined by using effective modulus method, age-adjusted effective modulus method, creep rate method and Dischinger method. Shrinkage and creep strains are modeled using ACI 209 specification. In the study, in order to investigate time dependent behavior numerically, a concrete filled steel box section column is selected in a twenty story building and the time dependent stress decrease in concrete and stress increase in steel box section and the changes in strain components are calculated. Stress – time, strain – time and strain components – time graphics are shown and the advantages and the disadvantages of the numerical methods in modeling the time dependent behavior are revealed respectively.

4.
Bilgisayar Monitörü Güç Yönetimi İçin Elektrik Enerjisi Tasarruf Kartı Tasarımı ve Gerçekleştirilmesi
Design and Implementation of Electric Energy Savings Card for Computer Monitor Power Management
Serdar Çiçek, Ersan Kabalcı
Sayfalar 21 - 28
Enerji tasarrufu, günümüzde üzerinde durulan en önemli konulardan birisidir. Hayatın hemen hemen her alanında kullanılan bilgisayarların da, daha az güçte ve verimli bir şekilde kullanılması enerji tasarrufu için çok önemlidir. Enerji tasarrufu için bilgisayarlar daha az güçte çalışacak şekilde tasarlanabilmektedir fakat bilgisayarların kullanılmadığı zaman periyotlarında enerji harcaması, enerji tasarrufu açısından tam tersi bir etki yapmaktadır. Bilgisayarın bileşenleri içinde en fazla enerji tüketen birimlerden birisi monitördür. Dolayısıyla bilgisayarın kullanılmadığı zaman aralıklarında monitörün kapatılması enerji tasarrufu için çok önemlidir. Bu konuda kullanıcılar, bilgisayarı kullanmayacağı sürede; monitörü kapatmakta, yazılımsal güç yönetim modunu kullanmakta ya da monitörü açık bırakmaktadır. Bu çalışmada, bilgisayarın kısa veya uzun sürelerde kullanılmadığı zamanlarda, kullanıcı bilgisayar başından kalktığında monitörü otomatik olarak kapatan, kullanıcı bilgisayar başına geldiğinde monitörü otomatik olarak açan bir kontrol kartı tasarlanmış ve uygulaması gerçekleştirilmiştir. Bu sayede diğer tüm tasarruf yöntemlerinden daha fazla elektrik enerjisi tasarrufu sağlandığı görülmüştür.
Nowadays, the energy saving is one of the most important issues focused on. It is also very important to increase energy savings of computers by dissipating less power as being one of the most widely used device in daily life. The computers can be designed with less power demand in order to save energy. However, it is a handicap to leave monitors working in short or long time periods while computer is not being used actively. The monitor is one of the most energy-consuming unit of computer components. Therefore, shutting down the computer monitor while not being used, either short or long time period, is very effective for the energy savings. To provide this, users either turn the screen off or use the software-driven power management mode or leave the screen on. In this study, a control card which turns the screen off automatically when the computer is not used for a long or short time, when the user leave the computer on and automatically turns it on when the user come back to use the computer has been designed and implemented. In this way, more than any other electricity energy saving method has been provided to save energy.

5.
Birliktelik Kısıtları Altında Montaj Hattı Dengeleme Problemi İçin Bir Çözüm Yaklaşımı Önerisi ve Bir İşletmede Uygulama
A Solution Approach to Assembly Line Balancing Problem With Task Related Constraints and an Application At An Enterprise
Serkan Altuntaş, A. Attila İşlier
Sayfalar 29 - 44
Montaj Hattı Dengelemesinde, -çeşitli nedenlerle- belli iş elemanlarının birbirinden ayrılmaması ve aynı istasyona atanması istenebilir. Bu tür problemler, ‘Birliktelik Kısıtları Altında Montaj Hattı Dengeleme (BKAMHD) Problemi’ olarak tanınmaktadır. Bu birliktelik kısıtı sayesinde, havaleli ürün imali, birlikte işlem görme gereği gibi özel isteklerden veya takım-kolaylık benzeri kaynakların ortak kullanımı düşüncesinden kaynaklanan ‘konum ve bölge kısıtları’ da karşılanabilmektedir. Bu tür hatlarda ayrıca, malzeme aktarma, takım ve kolaylık maliyetleri, yürüyüş mesafeleri, ayar süreleri ile tedarik süreleri de azalmaktadır. Uygulamada BKAMHD yapısındaki problemlerle yaygın olarak karşılaşılmasına karşın, bunlar üzerinde yapılan çalışmaların klasik montaj hattı dengeleme problemi ile ilgili yayınlara göre daha az olduğu görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, özel konum kısıtları dolayısıyla-, bilinen Montaj Hattı Dengeleme yöntemlerinin uygulanamadığı büyük ölçekli bir montaj hattı için uygun bir hat dengeleme yöntemi geliştirmek ve bu yöntem ile söz konusu hattı dengelemek olmuştur. Çalışmanın başında, bu problemin çözümünde kullanılabilecek basit fakat etkili bir yol olarak tanınan ‘En Büyük Aday’ algoritmasında bazı değişiklikler yapılarak yeni bir yöntem geliştirilmiştir. Bu yöntemin uyarlanabilmesi için de montaj işlemlerinin yapıldığı atölyede çok yoğun bir metot ve zaman etüdü çalışması yürütmek gerekmiştir. Bu çalışma sonucunda derlenen verilerin geliştirilen yönteme uyarlanması sonucunda türetilen seçenekler değerlendirilerek karar vericiye sunulmuştur.
Occasionally certain tasks in an assembly line balancing problem are required to be kept together due to some specific reasons. These tasks are attained to the same work stations. Such problems are called as ‘Assembly Line Balancing Problem with Task Related Constraints (ALBTRC)’. Certain situations like awkward product construction, simultaneous operations or specific requirements leading to zoning and positional constraints like utilization of common resources as tools, jigs and fixtures are implemented thanks to these supplementary constraints. Additionally, materials handling and tooling costs, distances, set-up and lead times are also reduced. Literature on ALBTRC seems quite rare compared to Classical Line Balancing papers, although ALBTRC is one of the common real life balancing problems. This study aimed to develop and implement a novel line balancing method for a manufacturing concern where known methods are impractical to employ due to some specific positional constraints. ‘Largest Candidate Method’ known as a simple but effective tool is modified for this purpose first. Then a thorough ‘method and time study’ is conducted to get the necessary data to utilize that method. As a result, more efficient alternatives are generated and presented to decision maker.

6.
Döşemelerdeki Boşluk Konumunun Kayma Gerilmesine Etkisinin İncelenmesi
Investigation of Effect of Slab Opening Location to the Shear Stress
Burak Yön, Mehmet Emin Öncü, Zülfü Çınar Ulucan
Sayfalar 45 - 51
Bu çalışmada, betonarme binaların döşemelerinde oluşturulan boşlukların plandaki yerleşiminin yapıların davranışına etkisi incelenmiştir. Döşemelerdeki düzensizliğin incelenmesi için yapı planının değişik yerlerinde boşluk bulunan üç adet çok katlı düzensiz bina ve bir adet düzenli bina modeli tasarlanmıştır. Zaman Tanım Alanında Hesap yöntemi kullanılarak, bu bina modellerinin doğrusal dinamik analizleri yapılmıştır. Bu analizler için 13 Mart 1992 yılında meydana gelen Erzincan Depreminin ivme kayıtları kullanılmıştır. Seçilen binaların döşemelerinin esnek diyafram şeklinde davrandığı kabul edilmiştir. Çözümlerde SAP2000 Yapısal Analiz Programı kullanılmıştır. Seçilen binaların dinamik analizinden elde edilen boşluğa komşu döşemelerdeki kayma gerilmeleri karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Buna göre bina döşemelerindeki boşluk yerinin yapıların davranışını değiştirdiği ve döşemelerde büyük kayma gerilmeleri oluşturduğu belirlenmiştir.
In this study, it is investigated the effect of slab opening location in reinforced concrete building to the structural behavior. For investigation of slab irregularity, three multi storey irregular structures that have different slab opening locations in structure plans and one regular structure are designed. Linear dynamic analyses are performed for the structure models using Time History Analysis method. 13 March 1992 Erzincan Earthquake acceleration records are used for these analyses. It is assumed that slabs of selected structures are modeled as elastic diaphragm. SAP2000 Structural Analysis Program is used in the analyses. Values of slab that near space shear stress obtained from dynamic analyses of selected structures are comparatively evaluated. According to analyses results, it is determined that location of slab opening of structures reasonably both affects the behavior of structures and occurs great slab shear stress.

7.
Geri Kazanılmış Pet’in Kullanımı
Usage of Recycled Pet
A. Ebru Tayyar, Sevcan Üstün
Sayfalar 53 - 62
Gün geçtikçe artan sanayileşme, kentleşme ve teknolojik gelişmeler doğal kaynakların tükenmesi ve çevre kirliliği problemlerinin artmasına neden olmuştur. Özellikle atıkları düzenli bir şekilde bertaraf edebilmek için yeterli alanı bulunmayan ülkeler için atıkların değerlendirilmesi veya bertaraf atık miktarının ve hacminin azalması yönünde büyük bir avantaj sağlamaktadır. Bu amaçlar doğrultusunda, hem kaynakları koruma hem de çevre kirliliğini önleme amacıyla birçok çalışma yapılmakta ve projeler geliştirilmektedir. PET şişeler özellikle alkolsüz içecekler sektöründe yaygın olarak kullanılmaktadır ve fiziksel veya kimyasal geri kazanım işleminden geçirilerek yeniden kullanılabilmektedir. Geri kazanılmış PET şişelerin kullanım alanları hızla gelişmektedir. Geri kazanılmış PET plastik endüstrisinde kullanıldığı gibi kompozit sektörü de bu malzemenin kullanımında alternatifler sunmaktadır. Tekstil sektörü de ham maddesi polimer olan bazı plastiklerin geri dönüşümü için uygun bir sektördür. Bu çalışmada atık PET şişelerin geri dönüşümü teknolojisi ve uygulamaları incelenmiş ve bu konuda yapılmış bilimsel çalışmalar özetlenmiştir.
The increasing industrialization, urbanization and the technological development have caused to increase depletion of the natural resources and environmental pollution’s problem. Especially, for the countries which have not enough space recycling of the waste eliminating waste on regular basis or decreasing the amount and volume of waste have provided the important advantages. There are lots of studies and projects to develop both protect resources and prevent environmental pollution. PET bottles are commonly used in beverage industry and can be reused after physical and chemical recycling processes. Usage areas of recycled PET have been developed rapidly. Although recycled PET is used in plastic industry, composite industry also provides usage alternatives of recycled PET. Textile is a suitable sector for recycling of some plastics made of polymers too. In this study, the recycling technologies and applications of waste PET bottles have been investigated and scientific works in this area have been summarized.

8.
Lif Takviyeli Plastik Levhalar ile Güçlendirilmiş Betonarme Kirişlerde Arayüz Gerilmelerini Etkileyen Parametreler
Parameters That Effect the Interfacial Stresses in Fibre Reinforced Plastic Laminates Strengthened Rc Beams
Barış Sayın, Ekrem Manisalı
Sayfalar 63 - 75
Betonarme kirişlerin, dıştan FRP (Lif Takviyeli Plastik) levhalarla güçlendirilmesi, güçlendirmede etkin bir yöntem olarak kabul edilmektedir. Yöntem, FRP malzemesinin, yüksek dayanım-ağırlık oranı, iyi korozyon direnci, farklı kesit şekilleri ve köşelere uygulanabilirlik avantajlarından dolayı kullanılır olmuştur. Konuyla ilgili birçok çalışma 1990’lı yılların başlarından itibaren yürütülmüştür. Gerçekleştirilecek olan çalışma kapsamında, FRP ile güçlendirilen betonarme kirişlerin arayüz gerilmelerini etkileyen parametreler deneysel ve nümerik olarak incelenecektir. FRP’nin kirişe uygulanmasında kullanılan yapıştırıcı kalınlığı, yapıştırıcı türü ve beton yüzeyinin durumu, üretilen deney numuneleri üzerinde eğilme etkisine maruz bırakılarak mukayeseli olarak incelenecektir. Sonrasında, ANSYS® WB sonlu elemanlar programı kullanılarak FRP’li betonarme kirişler modellenecek ve analizler gerçekleştirilecektir. Yapıştırıcı kalınlığı, yapıştırıcı türü, beton yüzeyi parametreleri girilerek yapılacak analizler neticesinde gerilme değerleri elde edilecektir. Böylece, analitik ifadelerde yer alan kayma gerilmesi ve normal gerilme bağıntılarının modifiye edilmesi gerekliliği ortaya konulacaktır. Sonlu eleman analizleri ile deneysel sonuçlar karşılaştırılacak, uyumluluğu irdelenip, sonuçlar ve önerilerin sunulması suretiyle çalışma tamamlanacaktır.
The use of externally bonded fiber-reinforced plastic (FRP) laminates for strengthening of reinforced concrete beams has become an effective method. This method has been used because of the advantages of FRP materials such as their high strength-to-weight ratio, good corrosion resistance, and versatility in coping with different sectional shapes and corners. Many studies on this theme have been carried out since the early 1900s. In this study, interfacial stresses of reinforced concrete beams strengthened with FRP effect the parameters will be studied as experimental and numerical. Adhesives used in the beams applied to FRP’s thickness, adhesive type and the state of the concrete surface, produced experimental samples are exposed to the bending effect will be studied as a comparative. Afterwards, by using the ANSYS® WB finite element program to model and analyze RC beams by externally bonding FRP will be carried out. Adhesive thickness, adhesive type, the concrete surface will be performed by entering the parameters for analysis of stress can be obtained as a result. Thus, the analytical expressions of stress and normal stress equations will establish should be modified. Finite element analysis and experimental results will be compared, compatibility investigated, the results and recommendations presented by the study be completed.

9.
Mikroenkapsülasyon ve Gıda Teknolojisinde Kullanımı
Microencapsulation and its Applications in Food Technology
Mehmet Koç, Melike Sakin, Figen Kaymak Ertekin
Sayfalar 77 - 86
Mikroenkapsülasyon aktif bir maddenin çevresinin bir veya daha fazla kaplama maddesi ile sarılıp kaplanmasını sağlayan bir teknolojidir. Enkapsülasyon teknolojisi günümüzde farmokoloji, kimya, kozmetik, gıda ve boya gibi farklı birçok sektörde kullanılmaktadır. Mikroenkapsülasyon tekniği, gıda sektöründe genellikle, sıvı damlacıkların, katı partiküllerin veya gaz bileşenlerinin gıda saflığında kaplama materyalleri ile kaplanması için ürünlerin fonksiyonel özelliklerini geliştirmek ve raf ömürlerini artırmak amacıyla kullanılmaktadır. Gıda ürünleri içerisinde çoğunlukla katı ve sıvı yağlar, aroma bileşenleri, vitaminler, mineraller, renk bileşenleri ve enzimler mikroenkapsüle edilmektedir. Kaplama materyali olarak ise çoğunlukla nişasta, maltodekstrin, pullulan, sakkaroz, maltoz gibi karbonhidratlar, jelatin, peynir altı suyu proteinleri, kazein ve kazeinatlar gibi proteinler ve gam arabik gibi gamlar kullanılmaktadır. Bu derlemede, mikroenkapsülasyon teknolojisi, kullanılan kaplama materyalleri ve gıda endüstrisinde kullanımı hakkında bilgi sunulmaktadır.
Microencapsulation is a technology used to cover an active core with one or few capsulating materials. This technology is used in different industries such as pharmacology, chemistry, cosmetics, food and dye. Microencapsulation thecnique in food industry, generally, is utilised to improve the functional properties and to increase the shelf life of foods by capsulating the liquid droplets, solid particles and gas components with food grade coating materials. Mostly microencapsulated foods or food contstituents are solid and liquid fats, aroma components, vitamins, minerals, coloring compounds and enzymes. Capsulating materials mostly used are starch, maltodextrin, pullulan, sucrose, maltose in carbohydrate structure; gelatin, whey proteins, casein and caseinates in protein structure and some gams like gam arabic. This review cover the subjects about microencapsulation technology, the capsulating materials and their use in food industry.

10.
Farklı İzolasyon Seviyeleri İçin Düşük Isı Kayıplı Bir Dizel Motorunun Performans Değerlendirmesi
Performance Evaluation of A Low Heat Rejection Diesel Engine for Different Insulation Levels
Can Haşimoğlu, Murat Ciniviz, M. Sahir Salman
Sayfalar 87 - 94
Bu deneysel çalışma bir dizel motoruna farklı izolasyon seviyelerindeki düşük ısı kayıplı motor uygulamasının etkilerinin incelenmesine yöneliktir. Bu amaçla ilk aşamada deney motorunun silindir kapağı ve supapları termal bariyer oluşturmak için yitriya ile stabilize zirkonya (Y2O3–ZrO2) ile kaplanmıştır. Daha sonra silindir kapağı ve supaplara ilaveten deney motorunun pistonları da aynı malzeme ile kaplanmıştır. Deney motorunun özgül yakıt tüketimi, egzoz gaz sıcaklığı, fren ısıl verimi ve hacimsel verimi iki farklı izolasyon durumu için incelenmiştir. Düşük ısı kayıplı motor uygulaması ile motor testlerinin sonucunda özgül yakıt tüketiminde % 4-7,1 iyileşme, egzoz gazı sıcaklıklarında % 3,5–6,8 artış, fren ısıl verimde % 4,1–7,9 iyileşme ve hacimsel verimde % 0,9–2,6 artış tespit edilmiştir. Ayrıca motor performansındaki bu iyileşmelerin deney motorunun izolasyon seviyesi ile orantılı olduğu belirlenmiştir.
This experimental study focuses on investigating of effects of low heat rejection engine application to a diesel engine at different insulation levels. For this purpose cylinder head and valves of the test engine were thermally insulated with yttria-stabilized zirconia (Y2O3–ZrO2) layer at first stage. Then in addition to cylinder head and valves, pistons of the test engine were coated with the same material. Brake specific fuel consumption (BSFC), exhaust gas temperature (EGT), brake thermal efficiency and volumetric efficiency of the test engine were investigated for two different insulation levels. After the engine tests it was determined that BSFC was improved by 4 - 7.1 %, EGT was increased by 3.5 - 6.8 %, brake thermal efficiency was improved by 4.1-7.9 % and volumetric efficiency was increased by 0.9 - 2.6 % with LHR application. It was also determined that these improvements in engine performance are proportional with the insulation levels of the test engine.

11.
Probiyotikler ve Kullanım Alanları
Probiotics and Their Use
Başar Uymaz
Sayfalar 95 - 104
Gıdaların üretiminde tüketici sağlığını destekleyici ve immün sistemi uyaran etkilere sahip mikroorganizmaların kullanımı giderek artmaktadır. Bu mikroorganizmaların önemli bir grubunu teşkil eden probiyotiklerin gastrointestinal sistem hastalıklarının engellenmesi ve tedavisinde ve normal mikrofloranın oluşumunda önemli bir rol oynadığı klinik denemelerle belirlenmiştir. Diğer yandan probiyotiklerin, suştan suşa farklılık gösteren gıda koruyucu etkileri ve değişik hastalıkların tedavisinde kullanım potansiyelleri üzerinde çalışmalar devam etmektedir. Özellikle çocuklarda görülen akut diyare ve antibiyotik kullanımına bağlı diyarenin tedavisinde etkin kullanım potansiyeli taşıyan probiyotik preparatları geliştirilmiştir. Bu derleme makalesinde probiyotik suşların seçiminde kullanılan karakteristikler, kullanım olanakları ve tedavi edici potansiyelleri, güncel bilgiler taranarak verilmiştir.
There is increasing demand to use the microorganisms, supporting consumer health and stimulating immune system, in food production. The role of probiotics which are one of the most important group of this microorganisms on the preventation of gastrointestinal diseases and treatment and development of normal gastrointestinal flora were determinated by clinical trials. On the other hand, studies on the strain-dependent food preservation effects and the potentials for treatment of different diseases of probiotics are ongoing. Probiotic preparats that have effective potential especially for the treatment acute diarrhea in children and antibiotic associated diarrhea have been developed. In this review, newsworthy information on the criteria for probiotic strain selection, curing potentials and their application possibilities were presented.

12.
Su Jeti Teknolojisinin Madencilik Sektöründeki Uygulamalarının Değerlendirilmesi
Assessment of the Applications of Water Jet Technology in Mining Sector
İzzet Karakurt, Gökhan Aydın, Kerim Aydıner
Sayfalar 105 - 112
Farklı alanlarda yaygın kullanım olanağı bulan su jeti teknolojisi; düşük kesme kuvveti gerektirmesi, esnek ve çok yönlü kesme olanağına sahip olması nedeniyle geleneksel kesme sistemlerine alternatif bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Madencilik alanında ilk olarak yumuşak kayaçların kazılması işleminde kullanılan su jeti teknolojisi, kömürün hidrolik kazılabilirliği ile bu alandaki kullanımını arttırmıştır. Günümüzde ise doğal taş ocak işletmeciliğinde blok kesimi ve doğal taş işleme süreçlerinde dekoratif üretim amaçları için yaygın olarak kullanılmaktadır. Yöntem delik delme ve tünel açma işlemlerinde de kullanım olanağı bulmuştur. Son yıllarda, su jeti teknolojisinin boyut küçültme işlemlerinde kullanımını yaygınlaştırmak için araştırmalar yapılmaktadır. Bu çalışmada, su jeti teknolojisinin madencilik sektöründeki bazı kullanım alanlarına yönelik bir değerlendirme sunulmuştur. Ek olarak su jeti teknolojisinin madencilikte kullanılan diğer kesme sistemlerine göre çeşitli açılardan karşılaştırılması da yapılmıştır. Çalışma sonucunda, su jeti teknolojisi ile yapılan kesme işleminde malzeme kaybının az olması, kesim sonrası ikincil işlem gerektirmemesi, toz problemini ortadan kaldırması, kayaç veya kömür parçalanma veriminin artması ve aşınma kaynaklı maliyetlerin azaltılması gibi avantajları nedeniyle madencilik sektöründe verimli bir şekilde kullanılabileceği tespit edilmiştir.
Waterjet technology finding broad application potential in different areas, due to having low cutting force required and the possibility of flexible and multi-directional cutting, is used as an alternative method over the conventional cutting systems. Waterjet technology, used firstly in excavation processes of soft rocks in mining, has increased its usability with the hydraulic excavation of coal. Nowadays, it is commonly used for block cutting in quarries and processing of natural stones for the purposes of decorative production. The method has the potential use in drilling and tunneling processes too. Recently, investigations have been carried out to enhance the usability of the technology in milling processes. In this study, an assessment of some applications of waterjet technology in mining is presented. Additionally, the technology is compared with other cutting systems used in mining in terms of various aspects as well. As a result of the study, it is determined that the cutting process with waterjet technology could be efficiently used in mining sector because of the advantages such as little material losses, not requiring any additional processes after cutting, eliminating the dust, increasing the fragmentation efficiency of rock or coal, decreasing the costs resulted from wear.

13.
Süt ve Süt Ürünlerinde Bakteriyosinlerin Kullanımı
Using Bacteriocins in Milk and Dairy Products
Evrim Güneş Altuntaş, Kamuran Ayhan
Sayfalar 113 - 120
Bakteriyosinler bakteriler tarafından ribozomal olarak üretilen peptit yapısında antimikrobiyel bileşiklerdir. Birçok bakteri türü bakteriyosin üretme yeteneğindedir. Bunlar arasında güvenilir oldukları kabul edilmiş olan (GRAS) laktik asit bakterilerinin (LAB) ürettiği bakteriyosinlerin gıdalarda kullanımları üzerinde birçok çalışma bulunmaktadır. Yapılan çalışmalar göz önüne alındığında bakteriyosin kullanım denemelerinin mikrobiyel bozulma açısından daha elverişli yapıya sahip olan et ve süt alanında olduğu görülmektedir. Bir süt ürünü olan peynirde günümüzde nisin kullanımına izin verilirken, peynirle beraber diğer süt ürünlerinde nisin, pediosin, laktisin, variasin gibi bakteriyosinlerin kullanımı üzerine çalışmalar devam etmektedir. Bu derlemede süt ve süt ürünlerinde bakteriyosinlerin kullanımı ile ilgili yapılmış olan bazı çalışmalar ve sonuçları incelenmiştir.
Bacteriocins produced by bacteria are ribosomally synthesed and antimicrobial peptides. Lots of strains of bacteria can produce bacteriocin. There are lots of researchs on using bacteriocins produced by lactic acid bacteria (LAB) which are known as safe (GRAS) in foods. With this respect bacteriocin experiments have been generally in meat and dairy products where can become spoilage easily. It is allowed to use nisin in cheese a dairy product, and with cheese the experiments about using nisin, pediocin, lacticin, variacin etc. are going on the other dairy products. In this review some experiments on using bacteriocins and their results on milk and dairy products are reported.

14.
Tamburlardan Oluşan Antik Mermer Sütunların Deprem Etkisi Altındaki Davranışı
Behavior of Ancient Multi-Drum Marble Columns Under Earthquake Effects
Bengi Arısoy, Ayhan Nuhoğlu, Emre Ercan
Sayfalar 121 - 129
Bu çalışmada, antik yapıların taşıyıcı sistemini olan sütun elemanların deprem etkisi altındaki davranışı incelenmiştir. Deneysel ve nümerik olarak yürütülen çalışmada, çok parçalı mermer sütun eleman sarsma tablasında farklı ivmeler ile sarsılmıştır. Deney sırasında sütunun yer değiştirmeleri potansiyometreler ile kaydedilmiştir. Uygulanan ivmeler etkisinde sütun davranışı belirlenmiştir. Deneysel çalışmanın yanısıra sütun sonlu elemanlar yöntemi ile modellenerek nümerik olarak da analiz edilmiştir. Nümerik analizlerde MSC Marc Mentat paket programı kullanılmıştır. Deneysel ve nümerik çalışmaların sonuçları kıyaslanmış ve nümerik olarak elde edilen sonuçlar ile deneysel sonuçların örtüştüğü görülmüştür.
In this study, behavior of multi-drum columns of the ancient structures is investigated. The study is carried out both experimental and analytical. In the experimental study multi-drum column is tested in shaking table with different accelerations and displacements of the column are recorded using potentiometers. Behavior of the column is determined for the different accelerations and at the same time, the column is analyzed using finite element method. For the finite element analysis MSC Marc Mentat package programming is used. Experimental and analytical results are compared and it is seen that results are compatible.

15.
Türkiye’nin Otonom Sistem Seviyesinde İnternet Haritasının Çıkarımı ve İncelenmesi
Extraction and Analysis of Autonomous System Level Internet Map of Turkey
Hakan Çetin, İbrahim Taner Okumuş
Sayfalar 131 - 138
İnternet, üst seviyede incelendiğinde, Otonom Sistem (OS) olarak temsil edilen binlerce ağın birbirine bağlandığı, dünyayı saran her OS’nin bir düğüm ve Border Gateway Protokolü komşuluğu olan diğer OS’ler ile birleşmesinin bir link olarak kabul edildiği örgüdür. Bu örgünün incelenmesi ve grafiğe dönüştürülmesi, İnternet’in otonom sistem seviyesindeki topolojisini verir. İnternet topolojisi üzerinde yapılan çalışmalar son yıllarda ivme kazanmıştır. İnternet altyapısı üzerinde araştırma yapılması ve düzenli takip edilen bir sistemin geliştirilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada Türkiye’de bulunan OS’lerin bağlantı haritası çıkarılması adım adım aşamaları ile birlikte sunulmaktadır. Yapılan çalışmada öncelikle Türkiye’de bulunan OS’ler tespit edilmiş ve bu OS’ler arasındaki bağlantı yurtdışı uluslar arası bağlantıları ile birlikte elde edilmiştir. Tespit edilen OS’ler arası ilişkiler ortaya konularak, Türkiye’nin internet altyapısının yapısal özellikleri belirlenmiş ve bunlar belirlenirken kullanılan metotlar ortaya konulmuştur. Yapılan bu çalışmalar doğrultusunda çeşitli analizler yapılmış, hazırlanan yazılım ile Türkiye’nin otonom sistem seviyesindeki internet topolojisi çıkarılmıştır.
At the high level, the Internet is a mesh that is composed of thousands of autonomous system (AS) connected together. This mesh is represented as a graph where each autonomous system is considered as a node and the connections with Border Gateway Protocol neighbored autonomous systems considered as an edge. Analysis of this mesh and visual representation of the graph gives us the AS level topology of the Internet. In recent years there are increasing numbers of studies that are focused on the structure of the topology of the Internet. It is important to study the Internet infrastructure in Turkey and to provide a way to monitor the changes to it over time. In this study we present the AS level Internet map of Turkey with explanation of each step. In order to get the whole AS level map, we first determined the ASs that geographically reside in Turkey and afterwards determined the interconnections among this ASs, along with international interconnections. Then we extracted the relations between connected ASs and analyzed the structural properties of AS infrastructure. We explained the methods we used in each step. Using the extracted data we analyzed the AS level properties of Turkey and we provide the AS level Internet map of Turkey along with a web-based software that can monitor and provide information of ASs in Turkey.

LookUs & Online Makale