E-ISSN: 2587-0351 | ISSN: 1300-2694
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi - Pamukkale Univ Muh Bilim Derg: 30 (5)
Cilt: 30  Sayı: 5 - 2024
1. 
Kapak-İçindekiler
Cover-Contents
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi
Sayfalar I - VI

2. 
Yüksek sıcaklıklı sinterleme fırınında sıcaklık dağılımının sayısal olarak modellenmesi
Numerical modeling of temperature distribution in a high temperature sintering furnace
Türker Akkoyunlu, İbrahim Uzun, Hüsamettin Tan
doi: 10.5505/pajes.2023.61282  Sayfalar 595 - 601
Yüksek enerji tüketiminin olduğu ve genelde geleneksel reçeteler ile sürdürülen sinterleme prosesleri için yeni enerji yönetim sistemlerinin geliştirilmesi günümüzde önemli bir araştırma konusu haline gelmiştir. Sinterleme işleminde kullanılan fırın içerisinde homojen bir sıcaklık dağılımı için sayısal modellemeler üzerine yoğunlaşılmıştır. Sıcaklık farkının yüksek olduğu durumlarda fırın içerisinde bulunan malzemelerin iç yapısı ciddi değişiklikler gösterebilmektedir. Bu çalışmada oda sıcaklığından 1100 °C sıcaklığa kadar zamana bağlı bir sayısal tasarım ve analiz gerçekleştirilmiştir. 1070x1580x1030mm boyutlarındaki fırın içerisinde farklı konumlara yerleştirilen numunelerin zamana bağlı olarak sıcaklık değişimleri sayısal olarak incelenmiştir. Sayısal çalışmalarda başlangıç koşulları olarak oda sıcaklığı ve başlangıç fırın sıcaklığı tanımlanmıştır. Sınır şartları olarak ise ısıtıcı yüzeylerinde ısı akısı ve fırın dışında taşınım olarak verilmiştir. Sayısal hesaplamalar sonunda zamana bağlı olarak fırın içerisinde ve numunelerin üzerinde sıcaklık değerleri bulunmuştur. Zamana bağlı olarak numuneler arasındaki sıcaklık farkları başlangıçta beklenildiği gibi yüksek ancak kararlı hale gelindiğinde bu farkların 17°C’ye kadar düştüğü gözlemlenmiştir. Literatürdeki çalışmalardan farklı olarak numunelerin doğrudan ışınım etkisi altında olmayıp korunaklı bir hazne içerisindeki durumu incelenmiş, sıcaklık farklarının 2°C kadar düştüğü görülmüştür. İki farklı durum için yapılan analizde zamana bağlı sıcaklık dağılımları ve sıcaklık farkları karşılaştırmalı olarak verilmiştir.

3. 
5G uygulamaları için bant-dışı baskılamalı bütünleşik M-YTED filtre-yama anten tasarımı ve üretimi
Design and production of integrated compact M-SIW filter-patch antenna with out-of-band suppression for 5G applications
Kemal Güvenli, Sibel Yenikaya, Mustafa Seçmen, Berkay Emin
doi: 10.5505/pajes.2023.79438  Sayfalar 602 - 609
Bu makalede, 5G uygulamaları için 5.90 GHz rezonans frekanslı ve bant-dışı baskılamalı bütünleşik M-YTED (Mikroşerit-Yalıtkan Taban Entegreli Dalga Kılavuzu) bant geçiren filtre-yama anten (BMBGF-YA) tasarımı CST (Computer Simulation Technology) Studio Suite programı kullanılarak ortaya konulmuş ve üretimi yapılarak ölçülmüştür. 1.50-12.00 GHz geniş çalışma frekansı bölgesindeki bant-dışı frekanslar, BMBGF-YA tasarımında baskılanmıştır. Filtre-antenin yama antene göre simülasyon sonuçlarındaki anten kazancı artışı %0.32 ve bant-içi frekans aralığı artışı %22’dir. Yapılan ölçümde, anten kazancı artışı %0.78 ve bant-içi frekans aralığı artışı %14.4 olarak gerçekleşmiştir.

4. 
Türkçe nefret söylemi tespitinde veri dengeleme tekniklerinin performans karşılaştırması
Performance comparison of data balancing techniques on hate speech detection in Turkish
Habibe Karayiğit, Ali Akdagli, Çiğdem Acı
doi: 10.5505/pajes.2023.40072  Sayfalar 610 - 621
Sosyal medya platformlarında artan nefret söylemleri, psikolojik rahatsızlıklara, derin ve olumsuz etkilere neden olmaktadır. Nefret söylemlerini tespit etmek için otomatik dil sınıflandırma modellerine ihtiyaç vardır. Nefret söylemleri için dil modelleri test edilirken, bir veri sınıfının diğerinden çok daha sık temsil edildiği dengesiz veri kümeleri dil verilerinde sorun teşkil edebilir. Veri kümesi dengesiz dağılıma sahip olduğunda, sınıflandırıcı çoğunluk sınıfına yönelik önyargılı olabilir ve azınlık sınıfında iyi performans göstermeyebilir. Bu, yanlış veya güvenilmez sınıflandırma sonuçlarına yol açabilir. Bu sorunu çözmek için veri kümesi sınıflandırılmadan önce oversampling veya undersampling gibi veri düzeyi dengeleme yöntemleri ile veri sınıfları dengelenir. Bu çalışmada, veri düzeyi dengeleme yöntemleri kullanılarak nefret söylemini tespit eden başarılı bir sınıflandırma modeli kombinasyonu elde etmek amaçlanmaktadır. Bu amaçla, Instagram'dan elde edilmiş dengesiz etiket dağılımına sahip Abusive Turkish Comments (ATC) veri kümesine sekiz veri düzeyinde (rastgele oversampling, Synthetic Minority Oversampling Technique (SMOTE), K-means SMOTE, Localized Random Affine Shadow Sample (LoRAS), Text-based Generative Adversarial Network (TextGAN), Nearmiss, Tomek Links ve Clustering-based) dengeleme yöntemi uygulanarak kapsamlı bir çalışma yapılmıştır. Veri düzeyi dengeleme yöntemlerinin sınıflandırma performansları Basic Machine Learning (BML) ve Convolutional Neural Network (CNN) yöntemleriyle değerlendirilmiştir. TextGAN veri düzeyi dengeleme yöntemine dayalı CBoW+CNN modelinin ve Skip-gram CNN modelinin 0,972 Makro Ortalamalı F1 puanı ile en iyi sınıflandırma performansını sergilediği görülmüştür.

5. 
İki doğrultuda birleşik eğilme etkisindeki betonarme tekil temelin diferansiyel evrim algoritması kullanılarak optimum tasarımı
Optimum design of rc footing subject to axial load and bi-directional flexure using differential evolution algorithm
Muhammet Kamal
doi: 10.5505/pajes.2023.07404  Sayfalar 622 - 629
Bu çalışmada iki doğrultuda bileşik eğilme etkisindeki betonarme tekil temellerin Diferansiyel Evrim (DE) algoritması kullanılarak optimum tasarımı gerçekleştirilmiştir. Temel boyutları, donatı sayısı ve çapı kesikli karar değişkeni olarak geliştirilen yaklaşımda, beton ve çelik malzemelerinin minimum maliyeti hedeflenmiştir. Yedi farklı karar değişkenine ilave olarak TS-500 standart gereklilikleri için on sekiz farklı kısıt fonksiyonu optimizasyon modeline dahil edilmiştir. Farklı eksenel yük oranları, eksantiriste ve zemin emniyet gerilme senaryoları oluşturularak birçok farklı tekil temel örneğinin optimum çözümleri sunulmuştur. DE tabanlı bir çözüm yaklaşımının, betonarme tekil temelin optimum tasarımında etkin bir şekilde kullanabileceğini göstermiştir.

6. 
İzmir’in toplu ulaşım sisteminin doğrusal programlama ve duyarlılık analizi aracılığıyla optimizasyonu
Optimization of İzmir’s public transportation system by linear programming and sensitivity analysis
Çağla Görgülü, Lale Görgülü, Yavuz Duvarcı
doi: 10.5505/pajes.2023.59951  Sayfalar 630 - 649
Bu çalışma, enerji tüketimi, seyahat süresi ve ulaşım ücreti perspektiflerinden toplu ulaşım problemlerine odaklanmaktadır. Çalışmanın amacı İzmir örneğinde görülen benzer ulaşım sorunlarına yönelik güzergâh açısından karşılaştırılabilir olan tramvay ve otobüs sistemleri için en iyi çözümleri sunmaktır. Ayrıca, bu çalışma farklı ulaşım tipleri arasındaki bütünleşme konusuna dikkat çekmektedir. Çalışmada kullanılan yöntemler doğrusal programlama ve duyarlılık analizidir. Bu çalışma için hem tramvay hem de otobüs hattına sahip dokuz rota belirlenmiştir. Hangi ulaşım tipinin daha uygun veya kullanışlı olduğunu, bunların olumsuz ve olumlu sonuçlarının neler olduğunu ve hangisinin çevre dostu ve yolcu bütçesine dost olduğunu incelemek üzere aynı aktarma noktalarını paylaşan rotalar seçilmiştir. Doğrusal programlama Microsoft Excel® yazılımının bir uzantısı olan çözücü aracıyla gerçekleştirilmiştir. İlk olarak, amaç fonksiyonları en küçük enerji tüketimi, en küçük rota uzunluğu ve en küçük yolcu ücreti olarak tanımlanmıştır. Elde edilen enerji tüketimi, hız ve yolcu hacmi verileri optimizasyonların kısıtlarıdır. Son olarak, bulgular duyarlılık analizi aracılığıyla değerlendirilmiştir. Hem yolcular hem ulaşım işletmecileri için otobüs ve tramvay seçenekli en iyi sonuçlar tespit edilmiştir. En uygun rotalar Fahrettin Altay-Alsancak, Fahrettin Altay-Halkapınar, Mavişehir-Bostanlı ve Egekent-Bostanlı rotalarıdır. Bu çalışma, ulaşım maliyet matrisinin yanı sıra seyahat süresi matrisini kullanarak literatüre katkı sağlamaktadır. Böylece, bu araştırma sadece mali amaçlara değil, çevresel ve sosyal amaçlara da hizmet etmektedir.

7. 
Akışkan viskoz sönümleyicilerin bir konut binasının performansı üzerindeki etkileri
The effect of fluid viscous dampers on performance of a residential building
Esra Özer
doi: 10.5505/pajes.2023.39345  Sayfalar 650 - 659
Bu çalışmada, burulma düzensizliğine sahip orta yükseklikteki geleneksel betonarme bir binada, doğrusal ve doğrusal olmayan akışkan viskoz sönümleyiciler (FVD) kullanılarak sismik performansın değişimi incelenmiştir. Analizlerde kullanılan betonarme bina modelleri üç boyutlu(3B) ve beş katlı olarak tasarlanmıştır. Modellerin yapısal elemanlarında doğrusal elastik olmayan davranış dikkate alınmıştır. Spektrum uyumlu 11 adet gerçek ivme kayıt takımı kullanılarak toplam 66 adet çift yönlü doğrusal olmayan zaman tanım alanında dinamik analiz yapılmıştır. Akışkan viskoz sönümleyicilerin doğrusal ve doğrusal olmayan sismik davranışları, ankastre mesnetli model ile karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırmalar, tepe yer değiştirme oranları, katlar arası göreli öteleme oranları, burulma düzensizlik katsayısı ve mutlak ivme parametreleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Bina yüksekliği boyunca çapraz olarak uygulanan FVD sönümleyiciler, ankastre mesnetli modele göre sismik talepleri ciddi oranda azaltmıştır. Ayrıca, yapısal eksantrisiteden kaynaklanan burulma düzensizliği FVD kullanımı ile ihmal edilebilecek düzeye indirgenmiştir. En iyi sismik performans doğrusal elastik olmayan akışkan viskoz sönümleyicinin (NFVD) kullanıldığı modelde elde edilmiştir.

8. 
Süperakışkanlaştırıcının aynı klinkerden üretilen farklı çimento türleri ile hazırlanan harçların taze ve sertleşmiş özelliklerine etkisi
Effect of superplasticizer on the fresh and hardened properties of mortars prepared with different types of cement produced from the same clinker
Derya Över, Nesil Özbakan, Sinan Açıkyol, Abdulkadir Bakırcı
doi: 10.5505/pajes.2023.74857  Sayfalar 660 - 667
Son yıllarda, süper akışkanlaştırıcıların betonda kimyasal katkı olarak kullanılması konusunda birçok araştırma yapılmıştır. Ancak bu çalışmalar genellikle süper akışkanlaştırıcıların farklı bileşimlerdeki çimentolar üzerindeki etkilerini karşılaştırmaktadır. Bu makale, aynı fabrikada aynı klinkerden üretilen farklı çimento türleri ile hazırlanan harçların laboratuvar testlerinden elde edilen verileri sunmaktadır. Aynı klinkerden üretilen CEM I, CEM II, CEM III ve CEM IV çimentolarına artan dozlarda süper akışkanlaştırıcı (%0.8, %1.0 ve %1.2) eklenmiştir. Süper akışkanlaştırıcı ilavesinin işlenebilirlik ve dayanım üzerindeki etkileri taze ve sertleştirilmiş harç testleri ile analiz edilmiştir. Sonuçlar, süper akışkanlaştırıcı kullanıldığında klinkerin ana rolü oynadığını göstermektedir. Çimentoda yapılan diğer modifikasyonların yalnızca küçük bir etkisi olmuştur. Süper akışkanlaştırıcı kullanımı, çimento tipinden bağımsız olarak çimento davranışını iyileştirmiş, akışkanlığı artırmış ve su gereksinimini azaltmıştır. Ayrıca, süper akışkanlaştırıcı ilavesi harcın sıkıştırılabilirliğini geliştirdiği için eğilme ve basınç dayanımları artmıştır.

9. 
Denizli Serinhisar ilçesi havzasında yağmur suyu hasadına uygun bölgelerin belirlenmesi
Determination of suitable sites for rainwater harvesting in Denizli Serinhisar district watershed
Onur Mehmethan Özben, Mahmud Güngör
doi: 10.5505/pajes.2023.85616  Sayfalar 668 - 678
Bu makalede Serinhisar havzasının yağmur suyu hasadına uygun bölgeleri, yağmur suyu hasadına etki eden havza karakteristiklerinin kriter olarak kabul edilmesi ve bu kriterlerin ağırlıklandırılması ile tespit edilmiştir. Bu amaçla Çok Kriterli Karar Verme yöntemlerinden biri olan Analitik Hiyerarşi Yöntemi (AHY) ile entegre Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) uygulaması yapılmıştır. Öncelikle CBS ortamında havza modeli oluşturulmuş ve bu model üzerinden eğim ve drenaj yoğunluğu kriterleri elde edilmiştir. Kriterlerden bir diğeri olan arazi kullanım verisi, CBS ortamında toprak sınıfı verisi ile birleştirilerek Eğri Numarası (CN) verisi elde edilmiştir. Bu CN verisi ve havza yağış verileri kullanılarak Toprak Koruma Hizmeti – Eğri Numarası (SCS-CN) Yöntemi ile akış verileri ve buna bağlı olarak son kriter olan akış potansiyeli elde edilmiştir. Yeniden sınıflandırma yapılarak AHY adımlarında birbirilerine göre önem katsayısı verilen ve ağırlıklandırılan kriterler, ağırlıklarına göre tek bir haritada birleştirilmiş ve uygunluk haritası olarak sunulmuştur.

10. 
Rayleigh-Ritz metodu ile periyodik yapı dalga yaklaşımı kullanılarak silindirik kabukların sınır frekanslarının belirlenmesi
Determination of bounding frequencies of cylindrical shells using a periodic structure wave approach with Rayleigh-Ritz method
Chitaranjan Pany
doi: 10.5505/pajes.2023.93765  Sayfalar 679 - 685
Bu çalışmada, dalga yaklaşımı ile periyodik yapı teorisi, çevresel yönde periyodik çizgi destekli silindirlerde yayılan dalga hareketlerini karakterize etmek için basit bir yaklaşım çözüm tekniği sunmak için kullanılmaktadır. Floquet'nin kavramına uygun yer değiştirme fonksiyonları geliştirmek için, periyodik bir kirişin yayılma bantlarının (PB) sınırlar modlarının (BM) basit kiriş fonksiyonlarının bir kombinasyonu formüle edilmiştir. Bu çalışma düzlem dalga olarak bilinen hareket türü için geliştirilmiştir. Sonuç olarak, yalnızca zayıflama olmaksızın yayılan dalgalar dikkate alınmıştır.Tek bir periyodik eğri panelin (birim hücre) çepeçevrgi modları, Floquet'in dalga prensibini karşılayan klasik ışın fonksiyonları açısından tanımlanmıştır,ancak eksenel modların sinüzoidal dalgalar olduğu düşünülmektedir.Yer değiştirme fonksiyonları,gerinim enerjisi ve kinetik enerji ifadelerini germek için kullanılır. Rayleigh-Ritz tekniği daha sonra periyodik birim hücrenin sertlik ve kütle matrislerini oluşturmak için kullanılır. Özdeğer denkleminin çözülmesiyle faz-frekans ilişkisi elde edilir. Belirli bir çepeçevrgi faz sabiti ile silindirik bir kabuğun çeşitli eksenel modları için PB'nin sınırlar frekanslarını tahmin etmek de mümkün olmuştur. Elde edilen bulgular daha sonra literatürde belirtilenlerle karşılaştırılmıştır. Ayrıca, belirli bir silindirik kabuk geometrisi için en düşük frekansı veren optimum periyodik kavisli panel için sınırlar frekansı sonuçları da bulunmuştur. Periyodik yapı (PS) dalga yaklaşımına sahip mevcut ışın fonksiyonunun sınırlar frekansları (BF) ve sınırlar modları (BM) makul bir doğrulukla bulabildiği tespit edilmiştir.

11. 
Elektrik Rezistivite Tomografi (ERT) ve Yüzey Dalgası Analiz yöntemleriyle aktif bir heyelan alanının incelenmesi, Sakarya, Hendek
Investigation of an active landslide area with the Electrical Resistivity Tomography (ERT) and Surface-wave Analysis Methods in Hendek, Sakarya
Hasan Karaaslan, Ali Sılahtar
doi: 10.5505/pajes.2023.99492  Sayfalar 686 - 695
Yıkıcı doğal afetlerden birisi olan heyelanlar, şev stabilitesinin doğa veya insan kaynaklı aktiviteler ile tetiklenmesi sonucu meydana gelmektedir. Bu tür kütle hareketlerini başladıktan sonra onları durdurmak çok zor ve hatta bazı durumlarda neredeyse imkansızdır. Bu kütle hareketinin öncesi veya sonrasında, heyelanın karakterinin ve mekanik özeliklerinin yüksek çözünürlüklü belirlenmesinde jeofizik yöntemler oldukça etkilidir. Bu çalışmada Sakarya ili Hendek ilçesi Çamlıca Mahallesi’nde meydana gelen ve devam etme eğiliminde olan bir heyelanın elektrik özdirenç (ERT), yüzey dalgaları analizi (MASW-ReMi) ve mekanik zemin sondajı ile tanımlanması amaçlanmıştır. Elde edilen jeofizik kesitlerdeki düşük özdirençli ve düşük kayma dalgası hızlı (Vs) birim sondaj logundan suya doygun killi kalın örtü tabası olarak belirlenmiştir. Kayma yüzeyi üzerinde kütle hareketine sebep olan bu birimin altındaki andezit-bazalt içerikli anakaya birimi jeofizik kesitlerde yüksek özdirençli ve yüksek hızlı olarak tespit edilmiştir. İlerleyici hareket mekanizmasına uygun olarak belirlenen bu heyelanda jeofizik yöntemlerin tümleşik kullanımı, heyelanın içyapısının gerçeğe yakın olarak modellenmesine önemli katkı sağlamıştır.

12. 
Sanal giysi simülasyonunda dikişle birleştirilmiş tekstillerin gerilme ve esneme dağilimlarinin incelenmesi
Investigation on the tension and stretch distributions of textile assembled with seam in virtual garment simulation
Sertaç Güney
doi: 10.5505/pajes.2023.37897  Sayfalar 696 - 699
Son on yılda giyim konforu ve sürdürülebilirlik, giyim endüstrisinde daha fazla ilgi görmektedir. Giysinin vücuda oturması, giysi konforunun önemli bir faktörüdür. Birleştirilen giysinin vücuda uyumu çoğunlukla kumaş özelliklerine ve dikişin esnekliğine bağlıdır. Konfeksiyon imalatında kumaşların birleştirilmesi genellikle dikim işlemi ile sağlanmaktadır. Bir tekstil ürününün sürdürülebilirliği için istenen dayanıklılık, kumaşın özelliklerine olduğu kadar dikişin sağlamlığına ve dikiş işleminin verimliliğine de bağlıdır. Dikiş, giysinin çok eksenli kuvvetlere maruz kalan birleşim kısmında yer aldığı için çoğunlukla dayanıklı değildir. Bu nedenle giyside ve dikiş çizgine yakın yerlerde deformasyona neden olan gerilim ve esneme değerlerine önem verilmelidir. Bu çalışma, Sanal Giysi Simülasyonunda dikilmiş giysi parçalarının gerilim ve esneme dağılımlarını araştırmayı amaçlamıştır. Sanal Giysi Simülasyonunda mekanik özelliklerine göre dört farklı dikilmiş giysi parçası oluşturulmuştur. Sanal Giysi Simülasyonu ve Görüntü Analizi birleştirilerek temassız bir değerlendirme yöntemi elde edilmiştir. Gerilim ve esneme dağılım haritaları karşılaştırılmış ve analiz edilmiştir.

13. 
Ayçiçeği biyosorbenti kullanılarak Remazol Red RR boyar maddesi içeren tekstil atık sularından biyosorpsiyon yöntemiyle renk gideriminin optimizasyonu ve kinetik modellenmesi
Optimization and kinetic modeling of col or removal by biosorption method from textile wastewater containing Remazol Red RR dye using sunflower biosorbent
Fatih Mehmet Gözükızıl, Nurgül Özbay
doi: 10.5505/pajes.2023.89657  Sayfalar 700 - 706
Tekstil endüstrisinde renklendirme işlemi elyaftan, iplikten veya dokuma, örme, dokusuz yüzey yöntemleri ile elde edilen kumaşların boyanması ile yapılmaktadır. Boya işlemleri sonrası oluşan atık sular boyarmadde içermektedir. Atık suların yeniden kullanılamaması ve ekosisteme verdiği zararlar gibi durumlar düşünüldüğünde boyar maddelerin arıtılması gerekmektedir. Atık sulardan boyarmaddelerin arıtımı biyosorpsiyon yöntemiyle farklı biokütlelerden yararlanılarak yapılabilmektedir. Bu çalışma kapsamında Remazol Red boyarmaddesinin sulu çözeltilerinden, ayçiçeği küspesi ile biyosorpsiyon yöntemi kullanılarak renk giderimi incelenmiştir. Farklı deneyler yapılarak çözeltinin pH’ı, başlangıç derişimi, sıcaklığı, biyosorbent ekleme miktarı ve temas süresi gibi parametrelerin optimum değerleri bulunmuş ve elektrolit etkisi incelenmiştir. Optimum pH 2 değeri, 100 ppm başlangıç konsantrasyonu, 0.1 gr biyosorbent miktarı, 60 dakika çalışma süresi ve oda sıcaklığında renk giderimi %70 olarak bulunmuştur. Elde edilen veriler ile adsorpsiyon kinetği için, yalancı birinci ve ikinci mertebe kinetik hesapları yapılmış, adsorpsiyon izotermleri için ise Langmuir ve Freundlich modellleri seçilmiştir. Remazol Red boyarmaddesinin ayçiçeği küspesiyle biyosorpsiyonun ikinci derece yalancı kinetik modeline, adsorpsiyon izotermi için Langmuir modeline uyumlu olduğu ve termodinamik veriler değerlendirdiğinde negatif Gibbs serbest enerjisi değerleri biyosorpsiyonunun kendiliğinden gerçekleştiğini göstermektedir.

14. 
Gıda ürünlerinin ısıl işlemi için haznede rasyonel hava kinetiği formunun organizasyonu
Organization of the rational form of air kinetics in chamber for the heat treatment of food products
Nina Usatenko, Sergii Verbytskyi, Oleg Shchesiuk, Tetiana Koziy
doi: 10.5505/pajes.2023.50550  Sayfalar 707 - 714
Bu çalışmada, termal odaların kargo hacmindeki havanın türbülanslı (üç boyutlu yörünge) kinetiğinin devridaim koşulları altında etkinliği, gıda ürünlerinin konveksiyon yoluyla ısıl işleminin analitik ve pratik testleriyle kanıtlanmıştır. Araştırmanın amacı, sosis ürünlerinin işlendiği bölgedeki havanın aerodinamik parametreleri ve geometrik merkezlerindeki sıcaklıktır. Isı değişim süreçlerinin analitik çalışmaları, kriter bağımlılıkları ve benzerlik teorisini içeren bir diferansiyel denklem sistemi kullanılarak gerçekleştirildi ve geliştirilmiş hava dağıtım sistemine sahip bir ısı odasının prototipi üzerinde tam ölçekli çalışmalar yapıldı. Deneysel bir malzeme olarak, termal odanın çalışma alanını doldurmak için haşlanmış sosislerden (talaşla doldurulmuş sosis kılıfları) maketler kullanıldı. Endüstriyel ölçekte yapılan deneylerde haşlanmış “Likarska” sosisleri kullanıldı. Hava dağıtımını iyileştirmek için aerodinamik ağ, odanın üst kısmında uzunlamasına eksenine simetrik olarak yerleştirilmiş özel olarak tasarlanmış ekipmanlarla donatıldı. Havanın odanın çevresi boyunca düzgün dağılımı, çift deşarjlı bir santrifüj fan ve eşit statik basınca sahip süt kanalları ile sağlandı, ısıtma kanatlı bimetalik ısı eşanjörleri ile sağlandı. Isı eşanjörleri üzerindeki yakınsak piramidal nozullar, odanın çevresel kanallarına giren havayı, her birinin ürünün yakınındaki hava hareketinin doğası üzerinde belirli bir etkisi için ayarlanabilir aerodinamik parametrelere sahip iki düz akışa böldü. 8200'e eşit Reynolds kriteri ve 2 santigrat derecelik ürün ısıtma eşitsizliği ile karakterize edilen rasyonel üç boyutlu hareketi, geometriye sahip nozullar tarafından oluşturulmuştur: hava sıkıştırma açısı -18 derece, basınçlı hava ayırmanın orantısal katsayısı. ana ve yan akışlarda -14 ve ana akışın serbestlik derecesi - 9.09. Bu nedenle, termal odadaki havanın üç boyutlu kinetiğinin devridaim koşulları altında düzenlenmesi için teknik çözümlerin uygulanması, işlenmiş ürünlere ısı tedarikinde yeterince yüksek bir homojenlik, bunların kalitesi ve güvenliğini sağlarken aynı zamanda genel maliyetleri azaltır. işlem. Ayrıca termal ekipmanlarda hava dağıtım sistemleri tasarlanırken mühendislik hesaplamalarının doğruluğu arttırılır.

LookUs & Online Makale