1. | Kapak-İçindekiler Cover-Contents Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri DergisiSayfalar I - V |
2. | Farklı kesme parametreleriyle işlenmiş 316LVM paslanmaz çelik malzemesinin talaşlı imalat-yüzey bütünlüğü-aşınma direnci arasındaki ilişkinin incelenmesi Investigation machining-surface integrity-wear resistance relationships of 316LVM stainless steel material machined under various cutting parameters Mustafa Uçurum, Emrah Güneşsu, Tolga Berkay Şirin, Yusuf Kaynakdoi: 10.5505/pajes.2020.93284 Sayfalar 449 - 457 Östenitik 316LVM malzemeler başta medikal cerrahi uygulamalarında ve implant malzemesi olmak üzere biyomedikal endüstrisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Biyomedikal uygulamalarda özellikle vücut içinde kullanılan implantlarda aşınmaya neden olacak tribolojik koşullara maruz kalırlar. Bu malzemelerden üretilen implantların aşınma davranışları özellikle yüzey özellikleri ile ilgilidir. Yüzey özelliklerini etkileyen en önemli süreçlerden biri ise implant imalatındaki son imalat operasyonlarından biri olan talaşlı imalattır. Dolayısı ile talaşlı imalat parametreleri ve sürecinin bu malzemenin yüzey özelliklerine ektisinin incelenmesi ve yüzeye kazandırdığı özellikler ve bunun sonucunda yüzeyin aşınma direncindeki değişim bu araştırmanın konusu olmuştur. Bu çalışmada, östenitik 316LVM paslanmaz çeliğin farklı kesme parametreleri kullanılarak kuru kesme şartlarında frezeleme operasyonu yapılmıştır. Frezeleme sonrasında yüzey pürüzlülüğü, mikrosertlik, mikroyapı gibi yüzey bütünlüğü karakteristikleri incelenmiştir. İşleme ile oluşan karakteristiklerin malzemenin aşınma direncine etkisi pin-on-disk testi ile ortaya konulmuştur. Kesme hızı ve ilerlemenin malzemenin işlenmiş yüzeyinin pürüzlülüğüne ve malzeme yüzey ve yüzey altındaki pekleşmeye etkisi olduğu görülmektedir. Pekleşmenin olduğu numunelerde aşınma direncin düşük olduğu, yüzey pürüzlülüğünün yüksek olduğu numunelerde ise aşınma direncinin yüksek olduğu gözlemlenmiştir. |
3. | Titreşen diskten girdap halkası kopmalarının deneysel incelenmesi Experimental investigation of vortex ring shedding from oscillating disc Fahrettin Gökhan Ergindoi: 10.5505/pajes.2020.34711 Sayfalar 458 - 464 Pah kenarlı titreşen bir diskten girdap kopmaları incelenmiştir. Deneyler yüksek hızlı bir Parçacık Görüntülemeli Hız Ölçümü (PGHÖ) sistemi kullanılarak 160Hz görüntü toplama hızında yapılmıştır. Altı tam periyot, çevrim başına 333 hız ölçümü yapılarak ve toplamda 1999 görüntü alınarak kaydedilmiştir. Suda titreşen 175mm çaplı diskin titreşim frekansı 0.5Hz ve titreşim mesafesi 20mm’dir. Rijid obje takibi ve görüntü stabilizasyon teknikleri kullanılarak disk görüntüsünü PGHÖ ham görüntülerinden çıkarabilmek için dinamik görüntü maskleme uygulanmıştır. Burada bir koordinat değişimi söz konusudur ve bunun saysinde disk yerinde çakılı duruyormuş gibi diskin etrafındaki akış alanı sonuçlarının incelenmesi mümkün olmuştur. Aynı zamanda istatiksel analizlerin ve faz kilitli ortalamanın kullanılması da mümkün olur. Sonuçlar her çevrimde girdap oluşumunun ve kopmasının çok düzenli ve öngörülür bir şekilde gerçekleştiğini göstermiştir. Pahlı disk kenarı geometrisinin girdap dinamiğine çok büyük etkisi vardır: Öteleme pahlı tarafa olduğunda diğer düz tarafta büyük ve yapışık bir girdap oluşurken, ötelemenin yönü değişip düz tarafa doğru olduğunda daha önce oluşan büyük ve yapışık girdap merkezden uzaklaşarak kopmuş ve yatay eksene göre 45° eğimi olan bir kayma tabakası gözlemlenmiştir. Bu da asimetrik disk kenarı geometrisinin tüm çevrimde net bir kuvvet oluşturduğu anlamına gelir. |
4. | AC ve MFDC nokta direnç kaynak teknolojilerinin yeni nesil otomotiv çeliklerinin mekanik özelliklerine etkisi The effect of ACand MFDC resistance spot welding technology on mechanical properties of new generation automotive steels Mehtap Hıdıroğlu, Ünal Kahraman, Nizamettin Kahramandoi: 10.5505/pajes.2021.46417 Sayfalar 465 - 471 Özellikle ultra yüksek mukavemetli çeliklerin kullanımı son yıllarda arttıkça, araç gövdesi, üreticileri nokta direnç kaynak ekipmanı için iki akım türü arasında seçim yapma zorluğu ile karşı karşıya kalmıştır. Bu çalışmanın amacı, alternatif akım (AA) ve orta frekans doğru akım (OFDA) güç kaynak makinelerinden elde edilen kaynaklı bağlantıların mekanik performans üzerindeki etkilerini karşılaştırmaktır. Preslenmemiş 22MnB5 ve DP600 çelik saclar arasındaki bağlantı için iki farklı kaynak ekipmanı AA ve OFDA teknolojisi kullanılmıştır. Hem AC hem de OFDA işlemi için preslenmemiş (22MnB5) ve çift fazlı (DP600) çelik arasındaki nokta direnç kaynaklı bağlantıların mikro sertlik sonuçları, çekme makası ve çapraz gerilim testleri ayrıntılı olarak açıklanmaktadır. Sonuçlara göre, MFDC teknolojisi ile elde edilen kaynaklı örneklerin kaynak metali ve ITAB bölgelerinde AA teknolojisine kıyasla nispeten daha düşük sertlik değerleri gözlenmiştir. AA teknolojisine göre OFDA teknolojisi ile kaynak yapılmış numunelerin mukavemet ve uzama değerlerinde pozitif etki gözlenmiştir. Çapraz çekme ve çekme makaslama testi sonuçları değerlendirildiğinde, OFDA teknolojisine sahip kaynaklı numunelerde % 5'ten fazla iyileşme gözlenmektedir. Bu makalenin özgünlüğü hem AA hem de OFDA prosesinin preslenmemiş 22MnB5 ve DP600 arasındaki farklı bağlantının performans özelliklerine etkisini inceleyen karşılaştırmalı bir çalışma sunmaktır. |
5. | Şekil hafızalı poliüretanın enjeksiyonla kalıplanmasında parça kalitesi Part quality in injection moulding of shape memory polyurethane Şükran Katmer, Çetin Karataşdoi: 10.5505/pajes.2021.25483 Sayfalar 472 - 477 Akıllı malzemenin bir türü olan şekil hafızalı polimerler (ŞHP) son yıllarda endüstriyel uygulamalarda yaygınlaşmaktadır. Şekil hafızalı polimerlerin bir türü olan termoplastik şekil hafızalı poliüretan (ŞHPU) kolay kalıplanabilme ve tekrar kullanılabilme özellikleri ile ilgi çekmektedir. Mevcut termoplastiklerde olduğu gibi ŞHPU’dan üretilen parçaların da kalıcı şekillerinin verilmesinde enjeksiyon kalıplamanın yaygın kullanılması beklenmektedir. Bu çalışmada, enjeksiyon kalıplamayla kalıcı şekilleri verilmiş ŞHPU numunelerde parça kalitesi; eksik baskı, hava sıkışması ve parça ağırlığı üzerinden araştırılmıştır. Enjeksiyon basıncı, enjeksiyon sıcaklığı, kalıp sıcaklığı, ütüleme basıncı ve süresi, soğutma süresi parametreleri ile kalıpta eksik baskı, hava sıkışması ve numune ağırlığı arasındaki ilişkiler deneysel olarak incelenmiştir. Deney tasarımı, Taguchi L27 ortogonal dizilim ile hazırlanmış, deneysel veriler varyans analiziyle değerlendirilmiştir. Eksik baskı oluşumuna enjeksiyon sıcaklığı ve basıncının etkileri istatistiksel yönden anlamlı bulunurken, hava sıkışması ise enjeksiyon basıncı ve kalıp sıcaklığından etkilenmiştir. Numune ağırlığı üzerinde en etkili parametrelerin ise sırasıyla enjeksiyon basıncı ve sıcaklığı, kalıp sıcaklığı ve ütüleme basıncı olduğu bulunmuştur. |
6. | Elyaf takviye biçiminin polipropilen kompozitlerin kayma özelliklerine etkisinin araştırılması Investigation on the effect of fiber reinforcement style on shear properties of polypropylene composites A. Onur Ozdemir, Regaip Menkuc, Cetin Karatasdoi: 10.5505/pajes.2021.15853 Sayfalar 478 - 483 Kompozit levha malzemelerin şekillendirilmesi sırasında meydana gelen en önemli hasarlardan birisi de kayma hasarıdır. Bu hasar mekanizmasının belirlenmesi için tabakalar arası kayma direnci incelenmektedir. Bu çalışmada, iki farklı kompozisyona sahip termoplastik kompozit levhalara kısa kiriş metoduyla eğme testi uygulanmıştır. Cam elyaf mimarisinin termoplastik kompozit levhaların kayma özellikleri üzerindeki etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Her iki tür kompozit levha da 3 mm kalınlıkta olup, matriks elemanı Polipropilen ve takviye elemanı cam elyaftır. Birinci malzemenin yapısında 0/90 dizilmiş ve % 60 oranda sürekli elyaf bulunmaktadır. İkinci malzeme ise % 38 oranda hem kırpılmış hem de dokunmuş sürekli elyaf içermektedir. Farklı biçimlerde takviye elemanı içeren iki tür kompozit levhanın tabakalar arası kayma özellikleri karşılaştırılmıştır. Ayrıca, makro görüntüleme yapılarak hasar durumları incelenmiştir. Hibrit elyaf içeren kompozit levhanın kayma dayanımı, kütlece sürekli elyaf oranı fazla olan kompozit malzemeye göre daha yüksek çıkmıştır. |
7. | Yüksek uzama kabiliyetine sahip elastomer esaslı kompozit malzemelerin yanma özelliklerine karbon siyahı ve alev geciktirici ajanların etkisinin incelenmesi Investigation of the effect of carbon black and flame retardant agent on the fire properties of elastomer-based composite materials with high elongation capability Hasan Kasımdoi: 10.5505/pajes.2021.47650 Sayfalar 484 - 494 Doğal kauçuk esaslı kompozit karışımları (NRC), sahip oldukları üstün performans özellikleri sebebiyle araç lastiklerinde, amortisörlerde, süspansiyon sistem elemanları ve çeşitli mühendislik uygulamalarında bir tür ticari malzeme olarak yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Kauçuk esaslı malzemeler çalıştığı ortamlarda son derece ağır şartlara maruz kalmasının yanında ciddi bir yangın güvenliği sorununu da bünyesinde barındırmaktadır. Bu çalışmada, havalı süspansiyon sistemlerinde hammadde olarak kullanılacak farklı partikül boyutlarına sahip karbon siyahı (CB) ve alev ısısı ile reaksiyona girerek kabaran alev geciktirici ajanların (SRA) ilavesi ile hazırlanan kauçuk kompozit karışımlarının termal, alev geciktirici ve mekanik özellikleri araştırılmıştır. Kullanılan dolgu malzemeleri ve alev geciktiricilerin NRC üzerindeki etkisi termal analizler (TGA), yanma testleri, mekanik testler, SEM ve mikroskobik analizler ile incelenmiştir. Kompozitlerin ısıl kararlılığı ve yanıcılığı ağ yapısına, elde edilen karışımdaki katkı maddesinin içeriğine ve tipine bağlı olduğu gözlemlenmiştir. Parçacık boyutunun küçültülmesi, NRC'lerin yanıcılığını azaltırken aynı zamanda mekanik özelliklerini de arttırmada önemli bir role sahiptir. |
8. | Robot yer seçimi ve işçi-istasyon ataması düşünceleri altında hat dengeleme optimizasyonu: Bir bulaşık makinesi fabrikası vaka analizi Line balancing optimization under robot location and worker-station assignment considerations: A case study of a dishwasher factory İlayda Baş, Özgü Tosun, Vedat Bayramdoi: 10.5505/pajes.2021.48961 Sayfalar 495 - 503 Bu makale bir Bulaşık Makinesi Fabrikasında bulunan montaj hattı üzerinde yapılması planlanan hat dengeleme çalışması üzerinedir. Ana motivasyon, üzerinde çalışma yapılan montaj hattını benzer işleri gruplayarak daha dengeli hale getirmek ve vardiya başına üretilen bulaşık makinesi sayısını arttırmaktır. Bu temel amaçların yanında çalışma; işçi atamasının yeniden yapılmasnı, iş-stok alanı optimizasyonu ve istasyonlardaki iş gücünün dengelenmesini hedeflemektedir. İstasyonların, asansörün ve robotların yer seçimi ile istasyonlara iş ve işçi atama kararlarını dikkate alan yeni bir tam sayılı programlama modeli öneriyoruz ve problemi kesin olarak çözmek için ticari bir çözücü kullanıyoruz. Problemin çözümünden elde edilen çıktılar ışığında mevcut sistem ve iyileştirilmiş sistem sonuçları karşılaştırılmıştır. Öncelikle bulaşık makinesi üretim kapasitesinin mevcut duruma göre artış değerlendirmesi yapılmış, ardından gruplanan işlerin çevrim süresine olan etkisi değerlendirilmiştir. Yapılan duyarlılık analizleri sonuçlarına göre mevcut tempoyu, çevrim süresini ve işçi sayısını iyileştiren farklı sonuçlar önerilmiştir. Bu sonuçlara göre, problemin diğer parametreleri sabitken, işçi sayısı %36 oranında azaltılabilirken, vardiya başı üretilen bulaşık makinesi sayısını %52’ye kadar arttırılabilir. Bu çalışmada firmaya önerilen sonuçta ise benzer işler gruplanarak açılan istasyon sayısı 68% oranında azaltılmış, istasyonlar tarafından kullanılabilecek alan sayısı mevcut sistem ile aynı tutularak işçi sayısı 10% oranında azaltılmış ve çevrim süresinden 4,34 saniye kazanılmıştır ve böylece vardiya başı üretilen makine sayısı %43 arttırılmıştır. |
9. | Global ölçekte faaliyet gösteren havalimanlarının göreceli sürdürülebilirlik analizi Relative sustainability analysis of global-scale airports Muhammet Enis Bulak, Funda Hatice Sezgin, Fatma Serra Çiftçidoi: 10.5505/pajes.2021.06332 Sayfalar 504 - 512 Hava taşımacılığının sürdürülebilirlik etkisi ve sonuçlarının raporlanması toplumlar için önemli bir hale gelmiştir. Bu alanda Küresel Rapor Girişimi kronolojik olarak birçok sektöre ait raporlamayı ve veri tabanını ilgililerin bilgisine sunmaktadır. Günümüzde ise artık dünyanın dört bir yanındaki havalimanları sorumluluk bilincinde olarak şeffaf bir şekilde sürdürülebilirlik sonuçlarını halka arz etmektedirler. Bu açıdan havalimanlarının sürdürülebilirlik performansının ölçülmesi ve hedeflerin belirlenerek gerekli iyileştirilmelerin yapılması büyük önem arz etmektedir. Bu çalışmada, Küresel Rapor Girişimi’nin kapsamlı sürdürülebilirlik veri tabanında yer alan 30 uluslararası havalimanının Veri Zarflama Yöntemi (VZA) ile verimlilik ve etkinlik analizi gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda, havalimanlarında sürdürülebilirliğe etki eden ortak girdi ve çıktılar belirlenmiş ve sürdürülebilirlik performans ölçüm modeli geliştirilmiştir. Geliştirilen model kullanılarak havalimanlarının göreceli etkinlik puanları girdi odaklı CCR metodu ile bulunmuştur. Sonuçların neticesinde etkin olmayan havalimanları tespit edilerek sürdürülebilirlik seviyelerini iyileştirmeleri için gerekli öneriler sunulmuştur. |
10. | Rastgele ormanlardan kural çıkarmada küme bölüntüleme formülasyonlarının performans analizi Performance analysis of set partitioning formulations on the rule extraction from random forests Mert Edalidoi: 10.5505/pajes.2020.05926 Sayfalar 513 - 519 Rastgele Ormanlar farklı alanlardaki sınıflandırma ve regresyon problemleri için sıklıkla kullanılan bir yapay öğrenme algoritmasıdır. Yüksek başarım göstermelerine rağmen, yapıtaşları olan karar ağaçlarına kıyasla yorumlanabilirlikleri oldukça düşüktür. Her bir üyesinin bir karar ağacı olduğu gerçeğinden yola çıkarak, Rastgele Ormanlardan yorumlanabilir eğer-ise tipinde kurallar çıkarmak için farklı küme bölüntüleme formülasyonları öneriyoruz. Literatürde sıklıkla kullanılan sınıflandırma ve regresyon veri setleri üzerinde yaptığımız deneylerin sonuçları göstermektedir ki orijinal küme bölüntüleme model formülasyonu, başarımı kabul edilebilir seviyelerde tutarak kural sayısını önemli ölçüde düşürebilmektedir. Çıkarılan kural sayısını daha da düşürebilmek için problemin amaç fonksiyonuna bir değişiklik öneriyoruz. Bu değişiklikle birlikte, çıkarılan kural sayısında daha da düşüş gözlemlerken başarımın aynı seviyelerde kaldığını gözlemliyoruz. Küme bölüntüleme problemi NP-zor olmasına rağmen, çoğu veri seti için yirmi dakika içinde en iyi çözümü buluyoruz. |
11. | Sipariş toplama sıklığı düşünceleri altında veri güdümlü depolama yeri atama problemi: Sezgisel bir yaklaşım Data driven storage location assignment problem considering order picking frequencies: A heuristic approach İpek Çobanoğlu, İrem Güre, Vedat Bayramdoi: 10.5505/pajes.2021.34979 Sayfalar 520 - 531 Depolama alanlarının tedarik zinciri yönetiminde yeri kritiktir. Bazı rolleri, firmanın içinde ve dışında ürün dağıtımı yapmak ve ürünleri depolamaktır. Bu çalışmada, bir imalat firması tarafından yönetilen bir depolama alanının depolama yeri ataması kararları optimize edilmiştir. Depo yönetim sistemi tarafından kaydedilen tarihsel verileri kullanarak doğrusal olmayan karışık tam sayılı bir problem, yani depolama alanı atama problemini çözmek için bir matematiksel model sunulmuştur. İki ürünün beraber toplanma sıklığı ve her ürünün toplanma sıklığını baz alarak sırasıyla kümeleme ve ABC analizi yapılmıştır ve sonuçlar matematiksel modele yerleştirilmiştir. Aynı zamanda, firmanın depolama yeri problemini çözmek için açgözlü algoritma geliştirilmiştir. Elde edilen bulgular ışığında, sistemdeki iyileşmeyi görmek için mevcut sistem ve önerilen sistemin G/Ç noktasına olan mesafelerinin karşılaştırılması yapılmış, %49.99’a varan iyileşme görülmüştür. |
12. | Atama kısıtlı tip-1 montaj hattı dengeleme problemi: Bir kısıt programlama modeli yaklaşımı Assembly line balancing type-1 problem with assignment restrictions: A constraint programming modeling approach Mehmet Pınarbaşı, Hacı Mehmet Alakaşdoi: 10.5505/pajes.2020.75282 Sayfalar 532 - 541 Montaj hattı dengeleme problemi (MHDP) çevrim zamanı/istasyon sayısı ve görevler arasındaki öncelik ilişkileri gibi bazı kısıtlar içerir.. Ancak, teknolojik ve organizasyonel kısıtlamalardan dolayı, uyumlu görevler, uyumsuz görevler, istasyon ve kaynak kısıtları gibi bazı diğer kısıtlar ile gerçek hayat üretim sistemlerinde karşılaşılabilmektedir. Bu çalışmada, bu kısıtların MHDP üzerindeki etkileri araştırılacaktır. Bu amaçla, bir kısıt programlama (KP) modeli önerilmiştir. Modelin amacı verilen bir çevrim zamanı değeri için istasyon sayısının en küçüklenmesidir (Tip-1 problemi). Önerilen KP modelinin karışık tamsayılı programlama (KTP) ve ABSALOM yaklaşımına göre kesinleştirilmiş optimal çözüm sayısı, optimal çözüm sayısı, iyi çözüm sayısı, optimal çözüm ile ulaşılan çözüm arasındaki görece fark ve ortalama toplam çözüm zamanı gibi performans ölçütleri açısından çözüm kalitesi araştırılmıştır. Ayrıca, önerilen yaklaşım literatürde yer alan problem örnekleri ile test edilmiştir ve modeller arasındaki karşılaştırmalı sonuçlar rapor edilmiştir. Sayısal deneyler, atama kısıtlarının problemin karmaşıklığını artırmasına rağmen, KP'nin MHDP'nin çözümünde etkin ve kaliteli bir çözüm yöntemi olduğunu göstermiştir. |
13. | TR83 bölgesinde yenilenebilir enerji kaynaklarının CRITIC tabanlı gri ilişkisel analiz yaklaşımı ile değerlendirilmesi Evaluation of renewable energy sources in TR83 region by CRITIC based grey relational analysis approach A. Cansu Gök Kısadoi: 10.5505/pajes.2021.99389 Sayfalar 542 - 548 Hem bölgesel kalkınmanın hem de ekonomik gelişmenin önemli anahtarlarından bir tanesi enerji konusudur. Artan nüfusla birlikte enerjiye olan talep artarken ülkeler enerji yatırımlarını planlamada enerjinin tedariki, dağıtımı ve sürdürülebilirliği hususunda çeşitli politikalar geliştirmektedirler. Bu noktada iklim değişikliği ve sera gazı emisyon riskleri dikkate alınarak çevreye en az zararı verecek ve gelecek nesillere aktarılabilecek yenilenebilir enerji (YE) kaynaklarına olan yatırımlar artmaktadır. Çalışmanın amacı YE yatırımlarının değerlendirilmesine yönelik bir uygulama sunarak TR83 bölgesinde YE kaynaklarının çok kriterli karar verme (ÇKKV) bakış açısıyla incelenmesidir. Bu amaçla CRITIC tabanlı Gri İlişkisel Analiz (GİA) yaklaşımı kullanılarak TR83 bölgesindeki YE kaynaklarının değerlendirilmesi ve performansına göre sıralanması sağlanmıştır. Sonuçlara göre bölgesel düzeyde YE yatırımları açısından en iyi düzeyde olan ilin Samsun olduğu gözlemlenmiştir. |
14. | Mobilya işletmelerinde ergonomik yeterliliğin temel bileşen analizi (TBA) ile belirlenmesi Determination of ergonomic adequacy with principal component analysis (PCA) in furniture enterprices Velittin Kalınkara, Kadir Özkaya, Taner Dizeldoi: 10.5505/pajes.2021.87450 Sayfalar 549 - 555 Türk mobilya endüstrisi, çoğu geleneksel yöntemlerle çalışan atölye tipi, küçük ölçekli işletmelerin ağırlıkta olduğu bir görünüme sahiptir. Mobilya grubu ürünlerde hem işyeri hem de istihdam düzeyi itibarıyla İzmir, Denizli ve Manisa Ege Bölgesinde en fazla çalışanın istihdam edildiği iller arasında yer almaktadır. Bu illerde işletme başına düşen çalışan sayısı açısından altı kişi kişi ile Türkiye ortalamasının altında istihdam düzeyine sahip daha küçük firmalar bulunmaktadır. İşgücünden en etkin şekilde yararlanabilmek için fiziksel çevre koşullarının insana uydurulması gerekir. Uygun olmayan koşullarda çalışanlar, kendilerini rahat hissetmedikleri gibi verimli de olamazlar. Bu araştırma mobilya üretimi yapan işletmelerde çalışma ve fiziksel çevre koşullarının ergonomik yeterliğinin çalışanlar tarafından belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Bu amaçla Denizli, İzmir ve Manisa illerinde mobilya üretimi yapan küçük ölçekli işletmelerde toplam 400 çalışan araştırma kapsamına alınmıştır. Araştırmada çalışanların işletmenin ergonomik yeterliğine ilişkin değerlendirmeleri Likert tipi 51 cümleye verdikleri yanıtlarla ölçülmüştür. Bu çalışmada boyut azaltma yöntemlerinden Temel Bileşen Analizi (TBA) kullanılmıştır. |
15. | Borsa endeks hareket yönünün çoklu lojistik regresyon ve k-en yakın komşu algoritması ile tahmini Prediction of stock index movement direction with multiple logistic regression and k-nearest neighbors algorithm Gulder Kemalbay, Begum Nur Alkisdoi: 10.5505/pajes.2020.57383 Sayfalar 556 - 569 Hisse senedi piyasası birçok makroekonomik değişkenler ve politik faktörlerden etkilendiği için finansal veri madenciliğinde, hisse senedi endeksi hareket yönü tahmini zor bir sınıflandırma problemidir. Bu problemin doğru tahmini kısa vadeli yatırımcılara erken öneri sistemi olarak hizmet verebileceği için birçok araştırmacının ilgisini çekmektedir. Bu çalışma, sınıflamaya dayalı denetimli makine öğrenmesi algoritmaları yardımı ile Borsa İstanbul 100 (BIST100) endeksinin günlük aşağı veya yukarı hareket yönünü tahmin etmeyi amaçlar. İlgilendiğimiz problem, belirli bir günde BIST100 endeksinin yükseleceğini veya düşeceğini tahmin etmektir. Bu amaç doğrultusunda, BIST100 endeks hareket yönü üzerindeki etkisi istatistiksel olarak anlamlı bulunan bağımsız değişkenler kullanılarak çoklu lojistik regresyon ve K-en yakın komşu algoritması modelleri kurulmuştur. Son olarak, örneklem dışı tahminler borsadaki gerçek hareketlerle karşılaştırılmıştır. Performanslar sadece doğruluk ile değil, diğer istatistiksel metrikler ile de ölçülmüştür. Elde edilen sonuçlara göre, lojistik regresyon analizi verilen zaman dilimi içinde BIST100 verileri üzerinde K-en yakın komşu algoritmasına karşı %81 doğruluk oranı ile daha iyi tahmin performansı elde etmiştir. |
16. | Kemoterapi randevularının hemşireler arasındaki iş yükü dengesi gözetilerek belirsizlik altında çizelgelenmesi Chemotherapy appointment scheduling under uncertainty by considering workload balance among nurses Serhat Güldoi: 10.5505/pajes.2020.40121 Sayfalar 570 - 578 Belirsizlik varken ayaktan kemoterapi randevularının çizelgelenmesi esnasında hemşirelerin iş yükünü dengelemek zor bir problemdir. Bu çalışmada, hastaların randevu vakitlerinin belirlenmesini ve hemşirelerin kendi aralarındaki iş yükü dengesini bozmadan hastaların koltuklara ve hemşirelere atanmasını sağlayan iki aşamalı stokastik karışık tamsayılı programlama modeli tasarlanmıştır. Çalışmada pre-medikasyon ve infüzyon sürelerindeki belirsizlik dikkate alınmıştır. Modelin amaç fonksiyonu, hastaların bekleme süreleri ve hemşirelerin fazla mesai sürelerinin ağırlıklandırılmış toplamının beklenen değerini enküçüklemektedir. Büyük bir hastanenin ayaktan kemoterapi ünitesinden elde edilmiş veriler kullanılarak bilgisayısal deneyler yapılmıştır. Çalışmada gözetilen iki rakip ölçüt arasındaki denge incelenmiştir. Klinikte bulunan koltuk ve hemşire sayısı ile performans ölçütleri arasındaki ilişki irdelenmiştir. Stokastik çözüm değeri hesaplanarak, belirsizliği dikkate alarak çözüm bulmanın faydası ölçülmüştür. |