1. | Kapak-İçindekiler Cover-Contents Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri DergisiSayfalar I - V |
2. | The strength of glass fiber composite materials by inclusion of CaCO3 and SiO2 nanoparticles into resin CaCO3 ve SiO2 nano parçacıkların reçineye ilavesi ile cam elyaf kompozit malzemelerin mukavemeti Can Tuncer, Olcay Ersel Canyurtdoi: 10.5505/pajes.2022.05860 Sayfalar 493 - 498 Bu çalışmada, CaCO3 ve SiO2 nano parçacıkların E-Cam elyaf kompozit malzemelerin çekme dayanımı üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Kompozit plakalar, CaCO3 nano parçacıkların ağırlıkça %3, %5 ve%10, SiO2 nano parçacıkların ağırlıkça%1, %3 ve%5 oranında epoksi reçineye karıştırılmasıyla üretildi. Yüksek nano parçacık oranları, tozların geniş çapından ve daha koyu bir reçine oluşturma arzusundan kaynaklanmaktadır. Ek olarak, tek yönlü elyaf sayısında azalma olması durumunda nano katkı maddelerinin reçineye dahil edilmesini vurgulamak için farklı elyaf oryantasyonları kullanılmıştır. ASTM D3039 standartlarına göre hazırlanan numuneler tek eksenli çekme test cihazı, Instron 8801 ile test edildi. Taramalı elektron mikroskobu analizi gerçekleştirildi ve hasarın nedeni, liflerin bağlarının ayrılması ve kümelenmesi ve elyaf / matris hasarıydı. CaCO3 ve SiO2 nano parçacıkların dahil edilmesi, cam elyaf kompozit sandviç yapıların dayanımını artırdı. Farklı oranlarda takviye edilmiş optimum nano parçacık miktarı CaCO3 için%3 ve SiO2 için%1 olarak belirlenmiştir. Yeterli nano parçacık ilavesi, fiber ve matrisler arasındaki yapışma kalitesini arttırdı. Nano parçacık katkı maddelerinin E-Cam elyaf kompozit malzemelere dahil edilmesi önemli bir etkiye sahipti ve matrisin yapışma özelliklerini olumlu yönde etkiledi. |
3. | Karbon ve bazalt elyaf tabakalı hibrit epoksi kompozitlerin mekanik özelliklerinin incelenmesi Investigation of the mechanical properties of carbon and basalt fiber laminated hybrid epoxy composites Mehmet İskender Özsoydoi: 10.5505/pajes.2021.42387 Sayfalar 499 - 505 Karbon fiber katkılı epoksi kompozitlerin yapısal komponentlerde geniş bir alanda kullanılmalarına karşılık gevrek bir yapıya sahip olmaları nedeniyle bu malzemelerin tokluklarını arttırmaya gereksinim duyulmaktadır. Bu amaçla karbon fiberlere göre daha sünek davranış gösteren bazalt fiberler ile hibrit kompozitler üretilerek kompozitlerin mekanik özellikleri incelenmiştir. Tabakalı kompozitler vakum infüzyon yöntemi ile üretilmiştir. Kompozitler saf karbon, saf bazalt, ardışık ve sandviç tip hibrit olarak üretilerek hibritleşme türünün mekanik özellikler üzerindeki etkileri çalışılmıştır. Kompozitlerin mekanik özellikleri çekme, eğilme ve Charpy darbe testleri ile karakterize edilmiştir. Testler sonunda hibrit kompozitlerin mekanik değerleri karbon ve bazalt fiberler arasında çıkmıştır. Karbon fibere bazalt fiber ilavesi ile kompozitlerin çekme dayanımı, eğilme dayanımı ve elastisite modülü azalmıştır. Bununla birlikte bazalt elyafın eklenmesi ile karbon fiber kompozitlerin darbe performansları iyileşmiştir. |
4. | MATLAB/Simmechanics ortamında VSAnkleExo’nun konum kontrolü için bir simülasyon çalışması A simulation study for position control of VSAnkleExo in MATLAB/SimMechanics environment Hasbi Kızılhan, Bahri Şekerci, Ergin Kılıç, Özgür Başerdoi: 10.5505/pajes.2021.43896 Sayfalar 506 - 515 İnsan biyomekanik çalışmalarına göre, ayak bileği kas-iskelet yapısı yürüme esnasında eklem sertliğini sürekli olarak değiştirmektedir. İnsanın vücudunun bu biyomekaniğinden esinlenilerek, VS-AnkleExo isimli ayarlanabilir sertliğe sahip bir dış iskelet robot tasarlanmış ve bu çalışmada MATLAB/SimMechanics simülasyon ortamı kullanılarak robotun pozisyon takip simülasyon testleri gerçekleştirilmiştir. VS-AnkleExo yürüme yardımı ve rehabilitasyon amaçları için kullanılması düşünülmektedir. Robotun bu amaçları yerine getirebilmesi için etkili bir pozisyon kontrolü gerekmektedir. Bu nedenle, gerçek robot üzerinde önerilen kontrolcüleri test etmeden önce, robotun MATLAB/SimMechanics modeli üzerinde pozisyon kontrol simülasyonları bu çalışmada sunulmuştur. VS-AnkleExo kompleks bir yapıya sahiptir. Bu yüzden robotun matematiksel modeline ihtiyaç duymayan kontrol yöntemleri burada test edilmiştir. Çalışmada ilk olarak MATLAB/SimMechanics kullanılarak robot modeli kurulmuştur. Daha sonra, önerilen bulanık kontrolcülerin etkinliğini ortaya koymak için yörünge takip ve bozuculu cevap deneyleri gerçekleştirilmiştir. Ayrıca deneyler geleneksel PID kontrolcü ile de gerçekleştirilmiş ve deney sonuçları karşılaştırılmıştır. Deney sonuçları, önerilen bulanık PD+PID kontrolcünün etkili bir şekilde pozisyon takip hatasını azaltabildiğini ve uygun kontrol performansı sunduğunu göstermiştir. Ayrıca önerilen kontrolcü bozuculara karşı sağlamdır. |
5. | Inconel 718'in tel erozyon ile işlenmesinde yüzey pürüzlülüğünün Taguchi tabanlı gri ilişkisel analiz yöntemi ile çok kriterli optimizasyonu Multi-Criteria optimization of surface roughness in wire EDM of Inconel 718 by Taguchi based gray relational analysis method Meltem Altın Karataşdoi: 10.5505/pajes.2021.74501 Sayfalar 516 - 532 Bu çalışmada, Inconel 718 (IN718) süperalaşımının CNC tel erozyon tezgâhında işlenmesi sonucunda malzeme kesim yüzeyinde ölçülen Ra (ortalama yüzey pürüzlülüğü), Rq (kuadratik ortalama pürüzlülük) ve Rz (maksimum pürüzlülük) değerleri üzerinde işleme parametrelerinin etkileri araştırılmıştır. İşleme parametreleri; tel erozyon tezgâhı değişkenlerinden gerilim, tel ilerleme hızı ve dielektrik sıvı basıncı olarak belirlenmiştir. Deneylerde dielektrik sıvı olarak saf su ve tel olarak ise 0.3 mm pirinç tel kullanılmıştır. Çalışmanın amacı; en düşük Ra, Rq ve Rz değerlerini elde edebilmek için kesme parametrelerinin optimum değerlerini belirlemektir. Tel erozyon tezgâhı ile kesme işleminde işleme parametrelerinin optimizasyonu için, çok kriterli karar verme yöntemlerinden biri olan Gri İlişkisel Analiz (GİA) uygulanmıştır. Deneyler ve kullanılan parametrelerin seviyeleri Taguchi L9 (33) ortogonal dizisine göre tasarlanmıştır. Varyans Analizi (ANOVA) kesme parametrelerinin etki yüzdelerini belirlemek amacıyla kullanılmıştır. En yüksek etkiye sahip olan parametre Ra için %79.18, Rq için %84.05, Rz için ise %89.25 oran ile gerilim olarak tespit edilmiştir. En düşük Ra, Rq ve Rz değerleri sırasıyla 0.123 µm, 0.178 µm ve 0.740 µm olarak elde edilmiştir. |
6. | Nokta direnç kaynağı ile birleştirilen DP600 çeliğinin çekme makaslama özelliğinin incelenmesi Investigation of the tensile shear property of DP600 steel combined with resistance spot welding Bilge Demir, Muhammed Elitaş, Hüseyin Karakuşdoi: 10.5505/pajes.2021.53383 Sayfalar 533 - 538 Bu çalışmada nokta direnç kaynaklı DP600 çeliğinin ideal çekme makaslama dayanımını elde etmek için farklı elektrot uç tipi (Konik yuvarlak, Düz R3, Düz R6, Düz konik) ve kaynak akımı parametrelerinin optimizasyonuna odaklanılmıştır. Kaynak prosesleri 4 farklı uç tipinin her biri için 5 ve 7 kA kaynak akımlarında gerçekleştirilmiştir. Deneysel sonuçlar çekme makaslama dayanımını etkileyen en önemli değişkenin kaynak akımı olduğunu göstermiştir. Kaynak akımı arttıkça çekme makaslama dayanımı artmıştır. Kaynak çekirdek çap değeri ile çekme makaslama dayanımı arasında doğrusal bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Düz 3 mm yarıçap uçlu elektrotlar ile en yüksek, konik yuvarlak uçlu elektrotlar ile en düşük çekme makaslama dayanımı değerleri elde edilmiştir. |
7. | Kesme gerilimi altında kalınlaşan sıvı emdirilmiş S2 cam fiber kumaşların düşük hız delinme dirençlerinin araştırılması Investigation of the low velocity puncture resistance of shear thickening fluid impregnated S2 glass fiber fabrics Hamza Taş, İbrahim Fadıl Soykök, Abdul Jamil Halimidoi: 10.5505/pajes.2022.87036 Sayfalar 539 - 546 Bu çalışmada literatürdeki çalışmalardan farklı olarak, yüksek mukavemete ve darbe dayanımına sahip S2 cam fiber kumaşlara kesme gerilimi altında kalınlaşan sıvı (shear thickening fluid: STF) emdirilerek düşük hız delme ve yarı statik delme dirençleri belirlenmiştir. Bu amaçla ilk olarak, ağırlıkça %20 oranında silika içeren polietilen glikol 400 (PEG400: Moleküler ağırlığı 400 gr/mol’dür.) / silika süspansiyonu hazırlanarak reolojik ölçümleri gerçekleştirilmiştir. Ardından, kuru ve STF emdirilmiş kumaşlara delici ucun 200 mm, 300 mm ve 400 mm yükseklikten bırakıldığı durum için ağırlık düşürme delme ve yarı statik delme (delme hızı 6 mm/dak) testleri uygulanmıştır. Kumaşlarda oluşan hasarlar ve altlık malzemede oluşan deformasyon izleri detaylıca ele alınmıştır. Yapılan reolojik testler sonucunda ağırlıkça %20 oranında silika içeren PEG400/silika süspansiyonunun kesme kalınlaşması davranışı sergilediği görülmüştür. Kumaşlara STF emdirilmesiyle birlikte delici ucun sırasıyla 200 mm, 300 mm ve 400 mm yükseklikten bırakıldığı durum için delici ucun altlık malzemeye batma derinliğinde sırasıyla %30.7, %17.7 ve 20.7’lik bir azalma görülmüştür. Ayrıca, ağırlık artışı açısından STF emdirilmesinin kumaş tabakası sayısını arttırmaya göre daha makul sonuçlar verdiği görülmüştür. Yarı statik delme testleri sonucunda ise kuru ve STF emdirilmiş kumaşlar yakın karakteristik özellik göstermiştir. |
8. | Akademik unvan temelli tercihlere ve sapmalara dayalı ders çizelgeleme modeli-endüstri mühendisliği bölümü örneği A course scheduling model based on academic title-based preferences and deviations- a case study of industrial engineering department İlknur Tükenmez, Yeliz Buruk Şahindoi: 10.5505/pajes.2022.64597 Sayfalar 547 - 558 Ders programı çizelgeleme problemi, üniversiteler ve benzeri eğitim kurumlarında yaygın olarak karşılaşılan zaman çizelgeleme problemlerinden birisidir. Çözümü, yoğun iş gücü ve kaynak gerektirmekte olup birçok eğitim kurumunda çizelgeleme problemi halen elle yapılmakta ve çok zaman kaybettirmektedir. Ders programı çizelgeleme problemi, eğitim kurumlarına özgü kısıt yapıları dikkate alınarak, derslerin uygun zaman dilimlerine atanmasını konu almaktadır. Kısıt yapıları, eğitim kurumunun özel kuralları, kapasite kısıtlamaları, yasal düzenlemeler, öğretim elemanları ve öğrencilerin tercihleri gibi farklı faktörlere bağlı olabilir. Bu çalışmada, öğretim elamanı tercihleri doğrultusunda iki yeni 0-1 tam sayılı programlama modeli önerilmiş, bir devlet üniversitesinde yapılan uygulama ile modeller test edilmiştir. Önerilen ilk modelde, öğretim elemanlarının memnuniyetleri en büyüklenmek istenirken, istenmeyen ders çakışması da en küçüklenmek istenmektedir. İkinci modelde ise, ilk model amaçlarına ilave olarak aynı unvana sahip öğretim elemanlarının memnuniyet değerleri arasındaki farkın da en küçüklenmesi amaçlanmıştır. Önerilen modeller, GAMS 23.8.2 yazılımı ile çözülmüş, karar vericiler için uygun olabilecek seçenekler sunulmuştur. |
9. | Yerleştirme-rotalama problemi için iki aşamalı bir model: Covid-19 aşılarının dağıtımı A two-echelon model for the location-routing problem: distribution of Covid-19 vaccines Merhad Ay, Bengü Akdoğan, Elif Morrice Fidan, Lale Özbakırdoi: 10.5505/pajes.2022.23316 Sayfalar 559 - 568 Ülkemizi ve tüm dünyayı etkisi altına almış olan Covid-19 virüsüne karşı yapılan aşı çalışmaları, modern dünyanın kitlesel olarak aşılanabilmesi için büyük bir lojistik problemi de yanında getirmektedir. mRNA ve inaktif virüs yöntemi gibi farklı yöntemlerle üretilen çeşitli aşılar şirketler tarafından her geçen gün seri üretim için hazır hale getirilmektedir. Farklı koşullar altında farklı raf ömrü sürelerine sahip bu aşılar için iyi planlanmış bir dağıtım ağı büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada, ülkemizde kullanılan ve zorlu saklama koşullarına ihtiyaç duyan Covid-19 mRNA aşıları için raf ömrünü verimli şekilde kullanacak iki aşamalı yerleştirme-rotalama modeli üzerinde durulmaktadır. Bu açıdan çalışmada, iki farklı yöntem ile ara depolar ve ara depolara bağlı merkezler belirlenmiş, sonrasında ise belirlenen lokasyonlar arasındaki araç rotaları için probleme özgü zaman kısıtlı kapasiteli araç rotalama problemi matematiksel modeli geliştirilmiştir. Sonuç olarak ortaya çıkan iki aşamalı yerleştirme-rotalama modeli başarılı bir şekilde aşıların raf ömrü süresi dolmadan tüketilmesi için uygun dağıtım modelini tespit etmeyi mümkün kılmıştır. Tıp alanındaki bilim insanları, ilerleyen yıllarda da bu tarz salgınlarla tekrar karşılaşılacağını dile getirmektedir. Bu yüzden yapılan çalışma ileriki yıllarda daha da geliştirilerek ülkedeki aşı gibi acil ve kısa tüketim ömrüne sahip ürünlerin dağıtım politikasının önceden hazır ve etkin kılınmasını sağlayacaktır. |
10. | Ulaştırma probleminin başlangıç uygun çözümünün belirlenmesi için en büyük maliyetten kaçınma yöntemi Avoid maximum cost method for determining the initial basic feasible solution of the transportation problem Özcan Mutlu, Kenan Karagül, Yusuf Şahindoi: 10.5505/pajes.2022.61426 Sayfalar 569 - 576 Ulaştırma Problemi, ürünlerin arz noktalarından talep noktalarına minimum toplam maliyetle taşınmasını sağlayacak taşıma planının belirlenmesi ile ilgili bir optimizasyon problemidir. Bu problem, özel yapısı nedeniyle bir doğrusal programlama modeli olarak modellenebilse de genellikle başlangıç temel çözümünü bulma ve en uygun çözümü bulma olmak üzere iki aşamada çözülür. Bu nedenle, özellikle büyük problemlerde, ikinci aşamada gereken adım sayısını azaltacağından, iyi bir başlangıç çözümü bulmak önemlidir. Bugüne kadar başlangıç temel çözümünü bulmak için birçok yaklaşım geliştirilmiştir. Bu çalışmada, ulaştırma probleminin başlangıç çözümünün belirlenmesi için maksimum maliyetten kaçınma yöntemi adı verilen yeni bir yöntem önerilmiştir. Bu algoritmanın avantajı, anlaşılması ve uygulanmasının kolay olmasıdır. Maksimum maliyetten kaçınma yöntemi test problemlerine uygulanmış ve iyi bilen altı başlangıç çözüm yöntemi ile karşılaştırılmıştır. Sonuçlar önerilen yöntemin tutarlı ve iyi başlangıç uygun çözümler ürettiğini göstermektedir. Ayrıca, çok basit olması nedeniyle bu yöntem öğretimde çok bilinen yöntemlerle birlikte başlangıç uygun çözümlerin bulunmasında alternatif olarak kullanılabilir. |
11. | Tehlikeli madde taşımacılığı için ağırlıklı bulanık aksiyomatik tasarım yöntemi ile nakliye modu seçimi Transportation mode selection for hazardous materials transportation using weighted fuzzy axiomatic design method Merve Cengiz Toklu, Beyzanur Doğandoi: 10.5505/pajes.2021.27547 Sayfalar 577 - 587 Tehlikeli madde sınıfına giren ürünler çeşitli sektörlerde yoğun olarak kullanılmakta olup, üretildikleri lokasyondan hedef noktalarına farklı yöntemlerle taşınabilmektedir. Tehlikeli madde taşımacılığı, ürünlerin içeriğinde yer alan kimyasallar ya da yanıcı ve patlayıcı maddeler sebebiyle diğer taşımacılık türlerinden farklılaşır. Bu nedenle, tehlikeli maddelerin taşınmasında en düşük maliyeti ya da en hızlı teslimatı sağlayan alternatif en iyi çözüm olmayabilir. Tehlikeli madde sınıfında yer alan petrol, yaygın olarak tüketilmesi sebebiyle diğer tehlikeli maddelere göre daha yüksek miktarda taşınmaktadır. Bu çalışmada, petrol taşımacılığında en uygun nakliye modunun belirlenmesine yönelik bir model önerilmiştir. Önerilen modelde, taşıma maliyeti, kaza riski, ulaştırma hızı, kapasite, esneklik, hizmet alanı ve hasar maliyeti olmak üzere yedi ölçüt belirlenmiştir. Ölçütlerin önem ağırlıkları bulanık AHP metodu ile hesaplanmış ve bu ölçütler dikkate alınarak alternatif taşıma modları ağırlıklı bulanık aksiyomatik tasarım yöntemi ile değerlendirilmiştir. Ayrıca ölçüt ağırlıklarının sonuçlara olan etkisini değerlendirmek üzere duyarlılık analizi yapılmıştır. Yapılan çalışma sonucunda, petrolün nakliyesi için en uygun mod olarak denizyolu taşımacılığı belirlenmiştir. |
12. | PSI-Entropi-Marcos entegrasyonu ile moodle öğrenim yönetim sistemi için öğrencilerin performans düzeylerinin kullanılabilirlik kriterleri açısından değerlendirilmesi Evaluation of performance levels of students for moodle learning management system in terms of usability Criteria with PSI-Entropy-Marcos integration Muhammet Yorulmaz, Gülin Feryal Candoi: 10.5505/pajes.2022.96166 Sayfalar 588 - 603 Çalışmada, Moodle Öğrenim Yönetim Sistemi (ÖYS)’ni kullanırken, belirlenen amaçlara ulaşma kapsamında, son kullanıcı performanslarının belirlenerek karşılaştırılması amaçlanmıştır. Buna göre, birden fazla kullanılabilirlik kriteri dikkate alınarak, 18 kullanıcı Moodle ÖYS’yi kullanım performansları açısından önceliklendirilmiştir. Bu doğrultuda, kullanılabilirlik kriterlerinin önem ağırlıklarının belirlenmesinde, Tercih Seçim İndeksi (Preference Selection Index-PSI) ve Entropi entegrasyonu, son kullanıcıların önceliklendirilmesinde ise, Uzlaşma Çözümüne Göre Alternatiflerin Ölçülmesi ve Sıralaması (Measurement of Alternatives and Ranking according to Compromise Solution-MARCOS) yöntemlerinden faydalanılmıştır. PSI yöntemi, Entropi yöntemi ile entegre edilerek, hem son kullanıcıların kriterlere göre ortaya çıkan performans düzeylerindeki, hem de kriterlere ait tercih değişim değerlerindeki belirsizlik dikkate alınarak, yeni bir hibrit ağırlıklandırma yöntemi önerilmiştir. Önerilen bu yöntem, üç boyutlu bir başlangıç karar matrisi için uygulanmıştır. Böylece, alternatifler ve alternatiflerin kriterlere göre aldıkları değerlerden oluşan, iki boyutlu, geleneksel başlangıç karar matrisi geliştirilerek, daha esnek bir hale getirilmiştir. Analizde ölçülebilen (nesnel) kullanılabilirlik kriterleri dikkate alınmış ve bu kriterler, önceden belirlenen amaçlar olarak tanımlanan görevlerin, Moodle ÖYS üzerinde, kullanıcılar tarafından gerçekleştirilmesi ile Morae V3 programı tarafından ölçülmüştür. Bununla birlikte, önerilen PSI-Entropi entegrasyonu ile nesnel kriterler için elde edilen ağırlıklar, MARCOS yönteminde kullanılarak son kullanıcıların performans düzeylerine göre sıralamaları gerçekleştirilmiştir. |
13. | Kalite kontrol, tamir ve sonradan karşılama ile üretim parti büyüklüklerinin belirlenmesi Production lot sizing with quality screening, rework and shortages backordered Nigar Karagül, Abdullah Eroğludoi: 10.5505/pajes.2021.16689 Sayfalar 604 - 612 Klasik ESM ve EÜM modellerinde, tüm ürünlerin iyi kalitede olduğu varsayımı her zaman geçerli değildir. Bazı durumlarda, üretim sistemi, insan hataları ve / veya makine ve ekipmanların aşınması nedeniyle belirli miktarda kusurlu ürün üretebilir. Literatürde kaliteli kontrol ile elde edilen hatalı ürünler hurda, yeniden işlenebilir, düşük kalite vb. olarak sınıflandırılır. Genel olarak düşük kaliteli ürünler, eleme işlemi sonunda partiler halinde indirimli fiyattan satılırken, hurda ürünler ise belirli bir maliyetle envanterden çıkartılır. Ayrıca kalite kontrol süreci sonunda tamir edilebilir ürünler yeniden çalışılarak kusursuz ürünlere dönüştürülür. Çalışmamızda talebi karşılayacak kusursuz ürünleri elde etmek için üretim döneminde kalite kontrol çalışmaları yapılmaktadır. Kalan ürünler için ise üretim döneminin sonunda kalite kontrol faaliyeti başlar. Üretim sistemlerinde ön siparişe izin vermek, hem verimli üretim programları sağlar hem de işletme maliyetlerini düşürür. Bu çalışmada, tüm kusurlu ürünlerin rastgele bir oranla alınıp yeniden çalışıldığı, stoksuzluğa izin verilen bir EÜM modeli geliştirilmiştir. Model parametrelerindeki değişikliklerin optimal çözüm üzerindeki etkilerini incelemek ve uygun çözüm koşullarını elde etmek için duyarlılık analizleri de verilmektedir. |
14. | Firmaların Endüstri 4.0 yatkınlık düzeylerini etkileyen faktörlerin analizi Analysis of the factors affecting firms’ Industry4.0readiness levels Sibel Selim, Rana Şen Doğan, Murat Doğandoi: 10.5505/pajes.2021.98036 Sayfalar 613 - 624 Endüstri 4.0 dönüşümü, firmalardaki her birim ve bileşenin birbirlerine entegre olmasını gerektirmektedir. Dönüşüm sürecinin daha iyi anlaşılabilmesi ve firmaların Endüstri 4.0 teknolojisindeki mevcut durumlarının incelenmesi amacıyla pek çok olgunluk ve yatkınlık modelleri geliştirilmiştir. Bu çalışmada amaç, Manisa ve İzmir Organize Sanayi Bölgelerinde faaliyet gösteren orta ve büyük ölçekli firmaların dönüşüm sürecindeki yeterliliklerini ölçmek amacıyla Endüstri 4.0 yatkınlık düzeylerinin ilk kez belirlenmesi ve firmaların yatkınlık düzeylerini etkileyen faktörlerin Sıralı Logit model ile incelenmesidir. Bu amaçla IMPULS Endüstri 4.0 Yatkınlık Modeli kapsamında elde edilen sonuçlara göre, firmaların önemli bir bölümünün daha çok 2. ve 3. seviyede bulundukları ve büyük ölçekli firmaların daha yüksek yatkınlığa sahip oldukları görülmüştür. Bununla birlikte elde edilen Sıralı Logit model sonucuna göre Endüstri 4.0 yatkınlığını belirleyen en önemli değişkenin firmanın Endüstri 4.0 teknolojisini kullanma eğilimini gösteren Niyet olduğu ortaya çıkmıştır. |
15. | Kantil regresyon karma model ile sosyal bağlılık endeksinin heterojenliğinin incelenmesi Assessing the heterogeneity of social connectedness index via quantile regression mixture model Tolga Kurtuluş, Serpil Kılıç Deprendoi: 10.5505/pajes.2021.16446 Sayfalar 625 - 631 Çalışmanın amacı, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD)’ne üye ülkelerin arasındaki sosyal bağlılık yapısının görselleştirilmesi ve ülkelerdeki sosyo-demografik, ekonomik, din ve resmi dil faktörlerinin Sosyal Bağlılık Endeksine (SCI) etkisinin parametrik olmayan bir yöntemle incelenmesidir. Çalışmadaki veriseti 3 farklı veri kaynağından alınmıştır: Dünya Bankası, OECD ve Facebook. Facebook firmasından alınan veriler OECD üye ülkeleri arasındaki sosyal ağ yapısının görselleştirilmesi ve özelliklerinin anlaşılması için kullanılmıştır. Ek olarak veri kaynaklarından alınan tüm verilerin birleştirilmesiyle elde edilen kümüle veri seti, Sosyal Bağlılık Endeksine (SCI) etki eden faktörlerin Kantil Regresyon Karma Modeller (QRMIX) ile belirlenmesi amacıyla kullanılmıştır. QRMIX sonucunda, SCI’ya etkisi farklılaşan 4 küme belirlenmiştir. Önem derecesi analizine göre, SCI’nın düşük seviyelerinde ülkenin resmi dini önemi en düşük faktör iken SCI’nın yüksek seviyelerinde en önemli ikinci faktördür. Benzer yaş, eğitim seviyesi, dil ve dine mensup ülkeler arasında güçlü bir sosyal ağ yapısı olduğu gösterilmiştir. Ayrıca, literatürdeki çalışmalarda benzer sosyal ağ gücüne sahip ülkelerarasında ekonomik olarak da güçlü bir bağ olduğu gösterilmiştir. Bu çalışmada da, SCI değerinin farklı kantillerine göre bağımsız faktörlerin öneminin değiştiği, bu sebeple farklı sosyal bağlantılara sahip ülkelerin ithalat-ihracat ve finansal işlemler gibi göstergeleri için farklı aksiyon planları oluşturulabileceği önerilmiştir. Sonuç olarak, bu çalışma farklı bağlantı gücüne sahip OECD ülkeleri için politika yapıcılarına yardımcı olabilir. |