1. | Kapak-İçindekiler Cover-Contents Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri DergisiSayfalar I - VI |
2. | Düşük dereceli ısı depolanması amacıyla MgCl2 ve LiNO3 emdirilmiş vermikülit tabanlı kompozit yapıların sentezi ve karakterizasyonu Synthesis and characterization of vermiculite-based composite structures impregnated with MgCl2 and LiNO3 for low-grade heat storage Esra Ayan, Behiye Yüksel, Gökhan Orhandoi: 10.5505/pajes.2023.04832 Sayfalar 128 - 135 Son yıllarda Termokimyasal Isı Depolama (THS) sistemleri ve bu sistemlerin gelişimi açısından büyük öneme sahip olan depolama malzemeleriyle ilgili çalışmalar ilgi görmektedir. Bu çalışma için, sorbent tuzların (MgCl2, LiNO3) gözenekli doğal bir kayaç olan vermikülit (V) içerisine emdirilmesiyle iki farklı kompozit malzeme hazırlanmıştır. Elde edilen kompozit yapıların döngüsel ısı depolama davranışları laboratuvar ortamında oluşturulan termokimyasal ısı değiştirici prototip test düzeneği ile gerçekleştirilen ölçümlerle incelenmiştir. Buna göre, V+MgCl2 kompozitinin tekrar eden döngüler sırasında stabilitesinin ve prototipte gerçekleştirilen ölçümler sonucunda hesaplanan enerji depolama yoğunluğu (Ed) değerinin, DSC analizinden elde edilen sonuçlarla uyumlu olarak, V+LiNO3 kompozitine göre daha yüksek olduğu görülmüştür. |
3. | 3B yazıcı ile Poli laktik asit (PLA) esaslı numune üretiminde yazıcı parametrelerinin sertlik üzerindeki etkisi The effect of printing parameters on hardness in the production of Poli lactic acid (PLA)-based samples with a 3D printer Sermet Demirdoi: 10.5505/pajes.2023.49404 Sayfalar 136 - 144 Eklemeli imalat yöntemlerinden biri olan ergiyik yığma modelleme (FDM) tekniği, yüksek tasarım esnekliği ve karmaşık şekiller oluşturabilme yeteneği nedeniyle son yıllarda oldukça ilgi görmektedir. Çok çeşitli parçalar 3 boyutlu (3B) yazıcılar ile katman katman geleneksel yöntemlere göre kolaylıkla imal edilebilirken, baskı işlem parametrelerinin ürünlerin mekanik özelliklerine etkisi çok yüksektir. Bu çalışmada yazıcı parametrelerinin parçanın sertliği üzerine etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Nozül çapı, katman yüksekliği, içörgü açısı ve nozül sıcaklığı araştırılacak yazdırma parametreleri olarak seçilmiştir. Her bir parametre için üç seviye belirlenmiştir ve gerekli olan yüksek deney sayısı Taguchi deney tasarım metodu uygulanarak düşürülmüştür. Poli laktik asit (PLA) esaslı numuneler ASTM standartlarına göre imal ve test edilmiştir. Rockwell L metodu uygulanarak her numunenin üzerinde 5 farklı noktandan sertlik ölçümü alınmıştır. En yüksek sertlik değeri 45 HRL olarak ölçülmüştür. Nozül çapının sertliğe katkısı %85 olmasına rağmen nozül sıcaklığının etkisi çok düşük ve belirsizdir. İmal edilen parçanın sertliği katman kalınlığı ile ters nozül çapı ile doğru orantılıdır. Yüksek çaplı nozül ile yapılan imalatlar daha iyi mekanik sonuç vermesinin yanında, üretim süresini de düşürmektedir. 3B yazıcıların performanslarının artması ve maliyetlerinin düşmesi ile son kullanıcı ürünlerin imalatında da tercih edilme oranı git gide artmaktadır. Bu çalışma yazıcı işlem parametrelerinin numunelerin yüzey sertliğini belirlemede daha az belirsizlik ve değişkenlikle hesaplanmasına yardımcı olacaktır. |
4. | Havacılık uygulamalarında eklemeli imalat için uyarlanabilir topoloji optimizasyonu Adaptive topology optimization for additive manufacturing in aerospace applications Mevlüt Yunus Kayacan, Mamoun Alshihabidoi: 10.5505/pajes.2023.52578 Sayfalar 145 - 154 Topoloji optimizasyonu, havacılık endüstrisinde değerli bir araç oldu ve mühendislerin, ağırlıklarını azaltırken gelişmiş performans özelliklerine sahip uçak bileşenleri geliştirmelerini sağladı. Ayrıca, daha önce geleneksel imalat yöntemleri kullanılarak ulaşılamayan karmaşık yapıların tasarımına da olanak sağlamıştır. Bu çalışmada, nTopology yazılımı kullanılarak bir uçağın burun iniş takımları için direksiyon pompası muhafazasının kapsamlı bir topoloji optimizasyonu gerçekleştirilmiştir. Bu optimizasyonun birincil amacı, burun iniş takımı sisteminin emniyetli ve güvenilir çalışması için gerekli olan mekanik özelliklerini korurken direksiyon pompası mahfazasının ağırlığını azaltmaktı. Çalışma, topoloji optimizasyonunun, mekanik özelliklerini korurken uçak bileşenlerinin ağırlığını azaltmak için etkili bir araç olma potansiyelini göstermektedir. Bu yaklaşım, benzer tasarım zorlukları olan diğer uçak bileşenlerine uygulanabilir ve potansiyel olarak uçağın genel tasarımında önemli ağırlık tasarruflarına yol açabilir. |
5. | Kontrplak üretiminde istatistiksel proses kontrol uygulamaları Statistical process control applications in plywood manufacturing Merve Yılmaz, Erkan Sami Köktendoi: 10.5505/pajes.2023.59844 Sayfalar 155 - 162 Ahşap, uygun taşıma kapasitesi, sürdürülebilir kaynaklardan elde edilmesi ve işlenmesindeki kolaylık gibi nitelikleri nedeniyle endüstride yaygın olarak kullanılan bir malzemedir. Kontrplaklar, ahşap kaplamaların basınç altında bir yapıştırıcı ile birleştirilmesi sonucu üretilen ahşap panellerdir. Kontrplaklar mobilya ve inşaat sektöründe yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada, kontrplak üretim sürecinde meydana gelen hatalar istatistiksel proses kontrol yöntemleri ile analiz edilmiştir. Öncelikle çetele tablosu oluşturulmuştur. Bu çizelgeden elde edilen veriler ile kalite kontrol grafiklerinden kusurlu oranı p-kontrol grafiği oluşturulmuştur. p-kontrol grafiği incelenerek sürecin hedeflenen kalite düzeyinde olup olmadığı araştırılmıştır. Ek olarak, beyin fırtınası tekniği ile bilgiler toplandıktan sonra ağaç diyagramı ve neden-sonuç diyagramı oluşturulmuştur. Ayrıca alınan önlemlerin süreçte iyileşme sağlayıp sağlamadığını kontrol etmek amacıyla 2. aşamada süreçten 15 günlük daha veri toplanmıştır ve p-kontrol grafiği oluşturulmuştur. Yapılan bu araştırma ile kontrplak üretim süreci hataları ve olası nedenleri analiz edilmiştir. |
6. | Supraharmoniklerin nedenleri, etkileri ve analizi Causes, effects and analysis of Supraharmonics Serdar Büyük, Engin Özdemirdoi: 10.5505/pajes.2023.31704 Sayfalar 163 - 173 Güç sistemlerinde, 2 kHz ile 150 kHz aralığındaki frekanslardaki bozulmalar yeni bir kavram olmamakla birlikte, mühendisler ve son kullanıcı cihazların üreticileri tarafından onlarca yıldır bilinmektedir. Ancak bu konudaki çalışmalar ve araştırmalar oldukça sınırlıdır. Son yıllarda, güç kalitesi konusunda araştırma yapanlar, 2 kHz üzerindeki dalga şekli bozulmalarıyla ilgili çalışmalar yapmaya başlamıştır. 2 kHz üzerindeki frekanslardaki dalga şeklindeki bozulmalar geçmişte güç kalitesi konusunda çalışanlar için “yüksek frekans” olarak adlandırılırken, 150 kHz altındaki frekanslar ise elektromanyetik girişimlerle (EMI) ilgilenenler açısından ise “düşük frekans” olarak değerlendirilmiştir. Günümüzde ise bu frekans aralığı her iki grup için de ilgi çekmeye başlamıştır. “Supraharmonik” (SH) 2 kHz ile 150 kHz frekans aralığındaki bozulmaları ifade eden bir terim olarak kullanılmakta ve güncel teknolojiler nedeniyle günümüzde araştırmacılar tarafından giderek daha fazla ilgi görmektedir. Elektrikli ve elektronik cihazlar, anahtarlamalı güç elektroniği cihazları ve güç hattından haberleşebilen (PLC) cihazların daha fazla kullanımı nedeniyle oluşan yüksek frekanslı bozucu etkilerle mücadele günümüzde daha da öne çıkmaktadır. 2 kHz ile 150 kHz arasında ortaya çıkan bozucu etkilerin, akıllı sayaçlarda ölçüm hatalarına, duyulabilen gürültüye, elektrikle çalışan cihazlarda arızalara ve performans azalmasına yol açtığı, son yıllarda yapılan araştırmalarda ortaya konmuştur. Bu çalışmada, 2 kHz-150 kHz aralığında “Supraharmonikler” olarak adlandırılan gerilim dalga şekli bozulmalarının, cihazlarda yol açtığı sorunlara, ilgili standartlara, benzetimine ve analizine yer verilmektedir. |
7. | Tamamlayıcı renk dalgacık dönüşümü kullanılarak renkli görüntülerin gürültüden arındırılması Color images denoising using complementary color wavelet transform Mücahit Cihan, Murat Ceylandoi: 10.5505/pajes.2023.27460 Sayfalar 174 - 181 RGB renk halkası, tamamlayıcı renklere sahip olduğu için insan görmesinde en anlaşılabilir renk temsili olarak bilinmektedir. Bununla birlikte, renk ilişkileri, dalgacık tabanlı renkli görüntü işleme araçlarında neredeyse hiç rol oynamamaktadır. Bu çalışmada tamamlayıcı renk ilişkileri ve kompleks dalgacık tasarım tekniklerine dayanan, Tamamlayıcı Renk Dalgacık Dönüşümü (TRDD), renkli görüntülerde gürültülerin giderilmesi için kullanılmıştır. Bu dalgacık, RGB renk halkasında bulunan renk eksenleri arasındaki açı ilişkilerinden elde edilen 2π/3 faz farklarına sahip, 2 boyutlu kompleks dalgacıklardan oluşan bir aileden meydana gelmektedir ve yönsel seçicilik bakımdan çok etkilidir. Farklı fazdaki yönlere ait katsayılar kullanılarak çok kanallı renkli görüntülerden gürültü giderme işlemleri gerçekleştirilmiştir. Farklı renkli görüntüler ve gürültü seviyeleri kullanılarak TRDD'nin performansı, tepe sinyal-gürültü oranı, yapısal benzerlik indeksi, ortalama kare hata değerleri ve görsel kaliteye dayalı olarak doğrulanmıştır. TRDD, en gelişmiş çok çözünürlüklü görüntü gürültü giderme algoritmalarıyla karşılaştırılmış ve yöntemin hem niceliksel hem de görsel olarak daha üstün gürültü giderme performansı elde ettiği görülmüştür. Ayrıca TRDD'nin hesaplama süresi analiz edilmiş ve mevcut yaklaşımlarla karşılaştırılmıştır. |
8. | Sipariş toplama ve dağıtım sistemleri için düşük maliyetli yeni bir sistem tasarımı ve uygulaması A new low-cost system design and implementation for order collecting and distribution systems Sulaiman Sıddıqı, İhsan Pehlivan, Onur Kalaycı, Tevfik Bahadir Taşkıran, Süleyman Uzundoi: 10.5505/pajes.2023.92635 Sayfalar 182 - 189 Covid-19 pandemisi insanların alışveriş alışkanlıklarını değiştirerek, özellikle internet üzerinden online alışveriş sitelerine yönelmelerine yol açmıştır. Artan sipariş oranları karşısında üretici ve tedarikçi firmalar için ise, siparişleri toplama ve zamanında ulaştırma noktasında yenilikçi çözümler üretmek kaçınılmaz olmuştur. Pandemi nedeniyle de kısıtlı sayıda insan gücü kullanmak zorunda kalan firmalar/tedarikçiler bu sorunu makine kullanımı ile çözümleme yoluna gitmişlerdir. Bu çalışmada tedarik zincirinde siparişlerin toplanma ve dağıtılma aşamaları için geliştirilen düşük maliyetli yeni bir Sipariş Toplama ve Dağıtım Sistemi uygulaması anlatılmaktadır. Tedarik zincirinin bu aşaması en sorunlu, zaman alıcı ve fazla maliyet kapsamaktadır. Genel olarak önerilen çözümlerde de daha fazla insan kaynağı kullanılmaktadır. Bu uygulama ile zaman, insan gücü, depo alanı ve maliyet noktalarında daha verimli bir sistem oluşturmak amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda prototip bir Sipariş Toplama ve Dağıtım Sistemi uygulaması tasarımı yapılıp imalatı gerçekleştirilmiş ve gerçek zamanlı uygulaması yapılmıştır. |
9. | Kompakt çift bantlı mikroşerit soğurucu (yansımasız) bant durduran filtre tasarımı Compact dual-band microstrip absorptive (reflectionless) bandstop filter design Ali Kürşad Görür, Kürşat Oğuzhan Şahin, Alper Türkeli, Ceyhun Karpuzdoi: 10.5505/pajes.2023.61091 Sayfalar 190 - 195 Bu çalışmada çift bantlı mikroşerit soğurucu (yansımasız) bant durduran filtre tasarımları, simülasyon ve deneysel çalışmalarla sunulmaktadır. Giriş ve çıkış portlarına bağlı iletim hattına açık devre kıvrımlı saplamalar yüklenerek tasarlanan üçüncü dereceden bant durduran filtreye dirençler eklenerek soğurucu bant durduran filtre cevapları elde edilmektedir. Tasarlanan soğurucu bant durduran filtreler giriş portunda düşük yansıma katsayısına sahiptir. Giriş portu yakınındaki açık devre saplamaya sadece birine direnç eklenerek tek durdurma bandı soğurucu bant durduran filtre tasarımı gerçekleştirilebilmektedir. Bu filtre türünde direncin konumuna bağlı olarak sadece birinci veya sadece ikinci durdurma bandı soğurucu olan bant durduran filtre tasarlanabilir. Giriş portuna yakın saplamaya ve ortadaki açık devre saplamaya direnç eklenmesiyle iki durdurma bandı da soğurucu olan çift bantlı bant durduran filtre cevabı elde edilmektedir. Sadece birinci durdurma bandının, sadece ikinci durdurma bandının ve her iki durdurma bandının birden soğurucu olarak elde edildiği üç filtre imal edilmiş ve ölçümleri gerçekleştirilmiştir. Durdurma bantlarının merkez frekansları 1.18 GHz ve 3.5 GHz’de ölçülmüştür. Ölçüm sonuçları simülasyonlarla oldukça uyumlu bir şekilde elde edilmiştir. |
10. | Filtre teorisi ve çoklu rezonatör devresinin entegrasyonu temeline dayalı hibrit model çipsiz RFID etiketleri Hybrid model chipless RFID tags based on the integration of filter theory and multi-resonator circuit Mert Büyüktuna, Ali Kursad Gorurdoi: 10.5505/pajes.2023.94210 Sayfalar 196 - 201 Bu makalede, bir hibrit model çipsiz radyo frekansı tanımlama (RFID) etiketi tanıtılmaktadır. Bu etiket çoklu rezonatör devresinin bir bant durduran filtre ile eş zamanlı kullanılmasıyla oluşturulmaktadır. Çoklu rezonatör devresi çift bantlı eş yönlü ayrık halka rezonatörlerin (CDSRR) bir besleme hattına kuplajlanmasıyla geliştirilirken, bant durduran filtre bölümü çeyrek dalga boyunda açık devre sonlandırmalı saplamalar kullanarak tasarlanmaktadır. Her yan hat ve CDSRR, sırasıyla iki ve dört frekans kodu sağlayabilmektedir. CDSRRlar çentik bant karakteristiğine sahipken, açık devre saplamalar rezonans frekanslarını geniş frekans aralığında oluşturabilmektedir. Önerilen hibrit model yaklaşımı, çentik ve geniş bant rezonans frekanslarını tek bir devre üzerinde birleştirme yeteneğine sahiptir. 12 bitlik çipsiz bir RFID etiketi, çoklu rezonatör devresinin ucuna dikey ve yatay olarak iki geniş bant monopol anten yerleştirilerek tasarlanmaktadır. Monopol antenler iki ortogonal elips kullanılarak oluşturulmaktadır. 000000000000 ve 100100100100 frekans kodlarına sahip iki etiket deneysel olarak incelenmiştir. |
11. | Birinci mertebe artı zaman gecikmeli sistem dinamiğinin gradyan iniş yöntemine dayali adaptif IIR filtreler ile modellenmesi ve farkli zaman gecikmeleri durumlari için performans analizleri Modeling of first order plus time delay system dynamics with adaptive IIR filters based on gradient descent methods and performance analyses for different time delay cases Nagihan Yagmur, Baris Baykant Alagozdoi: 10.5505/pajes.2023.65748 Sayfalar 202 - 211 Bu çalışmada makine öğrenmesi uygulamalarında sıklıkla kullanılan ve popüler bir nümerik optimizasyon yöntemi olan Gradyan İniş (GD) yöntemine dayalı adaptif sonsuz impuls cevabı (IIR) filtresi ile Birinci Mertebe Zaman Gecikmeli (FOPTD) sistem dinamiğinin zaman bölgesinde giriş-çıkış verisi yardımı ile modellemesi incelenmiştir. FOPTD dinamik sistem modelleri kontrol sitemlerinin modellemesinde kullanılan en temel sistem modelidir. Çalışmada, IIR filtre katsayıları, aynı giriş işareti için IIR filtre cevabının FOPTD dinamik sistem modelinin cevabına yakınsaması için GD yöntemi ile online optimize edilmiştir. Aynı giriş için IIR filtre çıkışının, FOPTD dinamik sistemin çıkışına uzaklığı anlık karesel hata fonksiyonu ile ifade edilmiş ve bu fonksiyonun özyinelemeli gradyan iniş çözümleri FOPTD sistem cevabı ile tasarlanan adaptif IIR filtre cevabı arasındaki çıkış uyumsuzluğunu minimize etmek için kullanılmıştır. Böylece, zaman bölgesinde IIR filtrenin bir FOPTD dinamik sistemin giriş-çıkış dinamiğine yakınsaması GD yöntemi ile elde edilen özyinelemeli filtre katsayı çözümleri ile sağlanmıştır. Adaptif IIR filtre çözümlerinin FOPTD sistemlerin online modellemesinde uygulaması MATLAB-Simulink ortamında gerçekleştirilmiş. Geliştirilen simülasyon ortamında FOPTD dinamik sistemin giriş ve çıkışlarından alınan işaretler, GD optimizasyon bloğunda IIR filtre katsayılarının online olarak optimize edilmesinde kullanılmış. Bu simülasyon ortamında IIR filtre cevabının FOPTD plant modelinin zaman gecikmeli sistem dinamiğine yakınsama performansı farklı zaman gecikme değerleri için incelenmiştir. |
12. | Otokodlayıcılara dayalı hibrit çoklu-ölçütlü öneri algoritması A hybrid multi-criteria recommendation algorithm based on autoencoders Zeynep Batmaz, Cihan Kalelidoi: 10.5505/pajes.2023.68253 Sayfalar 212 - 221 Çoklu-ölçütlü öneri sistemleri, aşırı bilgi sorunuyla başa çıkmak için birden fazla ölçütü dikkate alarak kişiselleştirilmiş öneriler üreterek etkili çözümler sunar. Çoklu-ölçütlü öneri sistemleri, geleneksel öneri sistemlerine göre kullanıcılarına daha doğru ve kişiselleştirilmiş öneriler sunsa da, artan kriter sayısı nedeniyle seyreklik bu tür sistemler için önemli bir sorun haline gelmektedir. Kullanıcılar arasında ortak puanlanan ögelerin olmamasndan dolayıı, komşuları bulmak ve doğru tahminler üretmek zorlaşmaktadır. Özellikle benzerlik-tabanlı çoklu-ölçütlü öneri yaklaşımları, seyreklik probleminden önemli ölçüde etkilenmektedir. Bu nedenle, bu çalışmada, bu sorunun olumsuz etkilerini en aza indirmek amacıyla, hem yorum hem de ölçüt derecelendirmelerinden otokodlayıcılar ile çıkarılan karmaşık, düşük boyutlu ve gizli özellikleri kullanan hibrit benzerlik-tabanlı çoklu-ölçütlü bir öneri algoritması önerilmiştir. Seyreklik yüzdesi %99,7235 olan gerçek bir veri seti üzerinde gerçekleştirilen deneysel sonuçlar, önerilen çalışmanın diğer komşuluk-tabanlı çok kriterli yaklaşımlara kıyasla daha doğru tahminler sağlayabildiğini göstermektedir. |
13. | Copy-Move forgery detection using EOA, DWT and DCT Ehsan Amiri, Ahmad Mosallanejad, Amir Sheikhahmadidoi: 10.5505/pajes.2023.94395 Sayfalar 222 - 227 |
14. | Taban yalıtımlı bir binanın deprem davranışının zaman-frekans ortamında dalgacık dönüşümü yöntemiyle araştırılması Seismic performance of a base isolated structure in time-frequency domain with wavelet transform Ahmet Özenir, Kemal Beyendoi: 10.5505/pajes.2023.68705 Sayfalar 228 - 239 Bu çalışmada sismik taban yalıtımlı bir yapıda katlara yerleştirilmiş ivme ölçerler tarafından 1994 Northridge depreminde elde edilen ivme kayıtları kullanılarak yapı davranışı Zaman-Frekans analizi yaklaşımıyla belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmada zaman-frekans ortamında sürekli dalgacık dönüşümü yöntemi kullanılarak yapı dinamik özelliklerinin zaman içerisindeki değişimleri gözlenmiştir. Buna göre, sismik taban yalıtımının etkisi ile kuvvetli yer hareketinin önemli miktarda enerji içeriğine sahip yüksek frekanslı bileşenlerinin üst yapıya aktarımının belirgin bir şekilde azaldığı anlık olarak izlenmiştir. Taban yalıtımlı yapıda deprem etkisinin ve üst yapıdaki davranış kinematiğinin ve tasarım kuvvetlerinin değişimlerini zaman ve frekans ortamlarında vermesi yapı davranışının frekans muhteviyatının zamanla nasıl değiştiğini göstermesi açısından etkin bir yöntem olduğu görülmüştür. |
15. | Merkezi çaprazlı çerçevelerde çapraz kesitlerinin sismik performansa etkisi Effect of brace sections on seismic performance of concentrically braced frames Gülhan İnce, Ayşe Girgindoi: 10.5505/pajes.2023.73772 Sayfalar 240 - 256 Merkezi çaprazlı çerçeveler (MÇÇ) yatay yüklerin taşınmasında etkin olarak kullanılan çerçeve türleridir. Bu çerçeveler yatay yükleri çapraz elemanları ile aktarırlar ve çaprazsız çerçevelere göre rijitlikleri, yük taşıma kapasiteleri oldukça yüksektir. Bu nedenle deprem bölgelerinde de sıklıkla kullanılmaktadır. Bu çalışmada; çapraz eleman kesitlerinin deprem etkisi altında davranışını incelemek amacıyla 3, 5 ve 8 katlı sahip ters-V merkezi çaprazlı çerçeveler ele alınmıştır. Ele alınan çerçevelerin çapraz elemanları I, kutu ve boru kesit olmak üzere üç farklı kesit tipinde tasarlanmıştır. Üç farklı kat sayısı ve üç farklı çapraz eleman kesiti olmak üzere toplam 9 adet parametre kullanılmıştır. Buna göre 9 adet MÇÇ tasarlanmış ve statik itme analizleri yapılmıştır. Elde edilen analiz sonuçları ile birlikte, çerçevelerin deprem etkisi altındaki performansları değerlendirilmiştir. Buna göre en avantajlı çapraz eleman kesitlerinin sırasıyla boru, kutu ve I kesit olduğu söylenebilir |
16. | Atık kauçuk agrega kullanılarak üretilen hafif çimento bağlayıcılı kompozitlerin yüksek sıcaklık performansları Elevated temperature performances of light-weight cementitious composites produced with waste rubber aggregate Nurullah Öksüzerdoi: 10.5505/pajes.2023.76925 Sayfalar 257 - 262 Bu çalışmada perlit (Pe), pomza (Pu) ve atık kauçuk agregaları (R) kullanılarak üretilen hafif betonların performansları incelenmiştir. Hafif betonun basınç dayanımındaki değişimler incelenirken, yüksek sıcaklığa (300, 500 ℃) maruz kaldıktan sonra ultrasonik ses geçiş hızı ve yoğunluk özellikleri karşılaştırılmıştır. Bu kapsamda 11 farklı karışım üretilmiştir. Kombinasyonlar s/ç oranı sabit tutularak oluşturulmuştur. Yapılan deneyler sonucunda genel olarak 300 ℃ sonrasında basınç dayanımında artışlar tespit edilmiştir. Atık kauçuk agrega kullanılarak üretilen betonların basınç dayanımları, pomza ve perlit agrega kullanılarak üretilen betonlara göre daha düşük olmuştur. Kauçuk atığı kullanılarak yapılan betonun basınç yüklemesi sırasında daha sünek kırılma gösterdiği belirlenmiştir. |
17. | Flotasyon yöntemi ile yağ-gres ve askıda katı madde giderimi - Süt ve süt ürünleri endüstrisi örneği Removal of oil-grease and suspended solid by flotation method – Milk and dairy products industry example Yasemin Özdemir, Deniz Dölgen, Mehmet Necdet Alpaslandoi: 10.5505/pajes.2023.49284 Sayfalar 263 - 270 Süt endüstrisi atıksularındaki en önemli kirliliklerden biri yağ ve grestir. Flotasyon, yağ-gres gideriminde kullanılan bilinen ve güvenilir bir yöntem olup, yağ-gres ile birlikte askıda katı madde ve organik maddeleri de uzaklaştırabilmektedir. Flotasyon yöntemlerinden biri olan Çözünmüş Hava Flotasyonu (Dissolved Air Flotation, DAF), hava kabarcığı oluşturma yöntemine göre klasik DAF(KP-DAF) ve yeni nesil mikrokabarcık pompalı DAF (MK-DAF) olmak üzere 2 gruba ayrılırlar. İki sistem arasındaki en büyük farklılık mikrokabarcık boyutudur. Genellikle, KP-DAF sistemlerinde 50-120 mikron çapında oluşan kabarcık boyutu, MK-DAF sistemlerinde 20-50 mikron boyutuna inmektedir. Ayrıca, KP DAF sistemi, yeni nesil DAF sistemlerine göre daha karmaşık bir yapıya sahip olup, daha fazla ekipmandan oluştuğu için bakım-onarım ihtiyacı fazladır ve daha sık arıza yapmaktadır. Bu durum işletme açısından sürekli bir efor ve dikkat gerektirmektedir. Bu çalışmada, pilot bir DAF sistemi düzeneği kullanılarak yağ-gres ve askıda katı madde giderimi incelenmiş, giriş debisi, pompa çeşidi, basınç değişimi parametrelerinin verime etkisi araştırılmıştır. Pilot DAF ünitesi, süt ve süt ürünleri üretimi yapan bir işletmede kurulmuş ve gerçek atıksu ile çalışılmıştır. KP-DAF Sisteminin, MK-DAF sistemlerine göre daha düşük yağ-gres ve askıda katı madde (AKM) giderim verimine sahip olduğu tespit edilmiştir. Her iki sistem için optimum çalışma basıncı 4 bar, en iyi verim de 1m3/h giriş debisinde elde edilmiştir. KP-DAF sistemi ile yağ-gres ve AKM giderimi sırasıyla % 61 ve %54, MK-DAF sistemi ile %70 ve %63 mertebesinde gerçekleşmiştir. Bu verilere göre 1m3/h ve 4 bar işletme koşulunda MK-DAF Sistemi, KP-DAF Sistemine göre, yağ-gres ve AKM gideriminde %10 ve üzeri performans göstermiştir. |
18. | Komagataeibacter xylinus S4 suşundan bakteriyel selüloz üretimi ve karakterizasyonu Production and Characterization of bacterial cellulose from Komagataeibacter xylinus S4 strain Nazime Mercan Doğan, Burak Top, Naime Nur Bozbeyoglu, Duygu Takanoglu Bulut, Orhan Karabulut, Erdal Uguzdogandoi: 10.5505/pajes.2023.25256 Sayfalar 271 - 281 Bu çalışmada, Komagataeibacter xylinus S4'ten elde edilen bakteriyel selüloz (BS) detaylı şekilde karakterize edilmiştir. Çeşitli karbon kaynakları ve ortamlarının, farklı pH şartları, sıcaklıklar, yüzey alanı/hacim oranları ve inkübasyon zamanlarının BS üretimei etkisi tespit edilmiştir. Karbon tipleri gözönüne alındığında, yüksekten düşüğe doğru BS üretim miktarı, sükroz, fruktoz, mannitol, ksiloz, arabinoz ve laktoz şeklinde gerçekleşmiştir. En yüksek BS miktarına (1.303 g/L), M1A05P5 sıvı besiyeri, 30 ˚C sıcaklık, 1.06 cm-1 yüzey alanı/hacim oranı, pH 3.5 ve 21 günlük kombinasyonda ulaşılmıştır. Taramalı elektron mikroskobu (SEM) analizine göre M1A05P5 ortamında üretilen bakteriyel selüloz liflerinin çapları pH 3.5'te 34.87-45.97 nm değerindeyken pH 6.5 değerine yükseldiğinde lif çapları 29.71-102.3 nm olarak ölçülmüştür. Ayrıca, TGA analizi, BS numunelerinde dehidrasyon adımındaki ağırlık kaybının 50 ˚C ile 150 ˚C arasında, bozunma adımının ise 215 ˚C ile 228 ˚C arasında başladığını göstermiştir. Son olarak, BS örneklerinin elektriksel iletkenlik değerleri 27-137 ˚C sıcaklık skalasında tespit edildi. İletkenliğin sıcaklığa bağlı olduğu ve sıcaklık arttıkça iletkenliğin üstel olarak arttığı gözlendi. Sonuç olarak, K. xylinus S4 selülozu tipik olarak yarı iletken bir davranış göstermiştir. |
19. | İnsan güvenilirlik analizi metotları Human reliability analysis methods Esra Yalçın, Gokcen Altun Ciftcioglu, Burçin Güzeldoi: 10.5505/pajes.2023.33958 Sayfalar 282 - 292 İş kazalarına neden olan en önemli etkenlerden biri insan hatasıdır. İnsan Güvenilirlik Analizi (HRA) metotları, bu tür kazalara neden olan hataların olasılığını belirlemek, sonuçlarının etkisini tahmin etmek ve hata azaltma stratejileri geliştirmek için birçok alanda başarıyla kullanılmaktadır. Bu çalışmada, denizcilik, havacılık, demiryolu, uzay, sağlık, nükleer, petrokimya ve inşaat sektörleri dahil olmak üzere çeşitli alanlardaki bir dizi HRA metotları ve uygulamaları açıklanmıştır. Örnekler, Web of Science Core Collection veritabanında 2012-2022 yılları arasında listelenen HRA konularını ele alan makalelerden alınmıştır. Türkiye’de HRA ile ilişkili yapılan az sayıda çalışmanın denizcilik uygulamalarında olduğu görülmüştür. Bu inceleme yazısı, HRA metotlarının tüm endüstrilerde yaygın olarak kullanılmasını amaçlamaktadır. |